Antalya'nın yıllanmış hemen her sorunundan nemalanmak istiyor siyasetçi.

Çözüme katkıda bulunmayı, ortak akıl oluşturmayı kimse aslına getirmiyor.

Nasıl olur da bu konuyu siyasi malzeme yaparım anlayışı sorunların ötelenmesine, çözüm çabalarının rafa kaldırılmasına yol açıyor.

Siyasetçiler ne yazık ki bunu hep yapıyor.

Örnek o kadar çok ki hangisi yazmak gerekli ?

Kent içi trafik kelimenin tam anlamıyla 'arap saçına' döndü.

Günü kurtarmayı amaçlayan düzenlemeler belirli süre rahatlık getirse bile köklü çözüm bulunmadığı sürece gündemden düşmüyor, tersine katlanarak artıyor.

Batı Çevre Yolu'nun yapımı da çok acıdır ki kısır siyasi çekişmelere malzeme olarak kullanılıyor uzun süredir..

Herkes olaya kendi penceresinden bakıyor.

Kimse "Bu konunun çözümsüzlüğe ulaşmasında benim payım var mı ?" sorusunu aklına getirmiyor.

Çözüm noktasında üzerine düşeni yapmaları gerekenler ise topu başka kaleye atarak kendilerini aklamaya çalışıyor.

Toplam olarak bin 800 metrelik bir alanın mülkiyet sorunu halledilmediği için bir türlü yapılamıyor Batı Çevre Yolu..

Yol yapılamayınca da kent merkezinde ağır tonajlı araçlar hem tehlike saçıyor, hem de trafiği içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Batı Çevre Yolu'nun yapımının yılan hikayesine dönmesinden en fazla da Konyaaltı bölgesi olumsuz etkileniyor.

Çünkü kamyonlar, diğer ağır tonajlı araçlar Antalya'nın dünyaca ünlü bu turizm beldesinde cirit atıyor.

Konyaaltı sakinleri, gürültü ve görsel kirlilik yetmiyormuş gibi hayatlarını tehdit eden ağır tonajlı araçlar yüzünden büyük sıkıntı yaşıyorlar.

Kamu yararı söz konusu olduğunda siyasi rant kaygısı ikinci plana düşmeli.

Ama Batı Çevre Yolu'nda bunu bir türlü başaramadı Antalya..

Yolun yapımı tartışması Büyükşehir Belediyesi, Konyaaltı Belediyesi ve Karayolları arasında yıllardır sürüp gidiyor..

Tartışmaya CHP'li ve AKP'li siyasetçiler katılıyor, meslek odalarının yetkilileri de sık sık bu konudaki endişelerini vurgulayıp, çözüm aşamasında neler yapılması gerektiğini uzmanlar aracılığıyla kamuoyu ve yetkilerle paylamaya çalışıyorlar.

Sivil inisiyatifin Batı Çevre Yolu konusundaki ısrarına bugüne kadar ciddi anlamda kulak verenin olmayışı da dikkat çekici.

CHP'li Büyükşehir ve Konyaaltı Belediyeleri, söz konusu alandaki yapılaşma oranında anlaşmazlığa düşüyor.

Bu anlaşmazlığın sonucu ilginçtir ayını partinin iki belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve Muhittin Böcek, basın aracığıyla birbirlerini suçluyorlar.

CHP'li iki belediye başkanı birbirine düşünce de AKP'li siyasetçilere gün doğuyor, AKP, yılların ihmalinin suçunu CHP'li iki başkana yüklemeyi siyaset sanıyor, zararını gören de her zaman ki gibi Antalya oluyor.

Bu noktada görev Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak'a düşüyor.

Sayın Vali'nin bir süre önce Karayolları Bölge Müdürü Mustafa Karademir'den Batı Çevre Yolu ile ilgili olarak brifing aldığını biliyoruz.

Dileriz ki o brifingte çizilen pembe tablo gerçek olur, bu sorun ad en kısa sürede çözülür, yolun yapımı tamamlanır, Antalya da rahat bir enfes alır.

Siz nasıl yorumlarsınız bilmem ama ben şahsen Antalya Valisi Altıparmak'ın samimiyetine güveniyorum, sorunların çözümü konusunda kararlı ve takipçisi olduğunu da gözlüyoruz.

Beklentimiz odur ki en kısa sürede Batı Çevre Yolu tartışması biter.

Siyasetçiler çok verimli bir malzemeyi ellerinden kaçırdıkları için üzülecekler ama bu yolun yapımının da tabak dadı verdiğini 7 den 77'e bilmeyen yok.

Kısır siyasi tartışmaların kurbanı olan bu yolun en kısa sürede yapılmasına katkı koyan her kim olursa takdiri analarının ak sütü gibi hak ediyorlar.