Antalya'nın ‘Yukarı Pazar’ denilen çarşısında, "Çınarlı Kahve" olarak bilinen (bugün Tolunaylar İş Merkezi) yerin hemen yanındaki ara sokakta küçücük bir piyazcı dükkânında başladı her şey. 

Öyle ki Antalya Tarihçisi Hüseyin Çimrin’in yazdığına göre o zamanlar Başka kentlerden gelen misafirlerini Antalyalılar, evlerinde ağırlamalarının yanında, bir gün öğleyin muhakkak bu piyazcıya getirirler, "Antalya'nın Piyazcı Sami'sinden bir piyaz yemeden Antalya'dan ayrılmak, Antalya'yı tanımamak olur" derlermiş. 


Bugün “Kuru fasulye Salatası”nı piyaza çeviren güzellik, sadece Antalya’da bilinen özel sostur. Piyazcı Sami'nin babası Muslu Dayı lâkaplı Mustafa Bey'in ortaya çıkardığı "Tarator" denen piyaz "sosu. Bir de Çandır Fasulyesi’nin lezzeti.


Bugün de Muslu Dayı'nın Torunu Recep Anaç, dedesinin ve babası "Ünlü Piyazcı Sami'nin Antalya Usulü Piyazı"nı, daha doğrusu baba mesleğini, Vilayet Binası'nın karşısındaki mütevazi dükkanında sürdürüyor. Arapsuyu’na şube açma girişimi var.


Piyazcı Sami’nin dükkanında müşteriye "Ne yiyeceksiniz? değil; "Nasıl yiyeceksiniz?" diye sorulur. Çünkü bazı müşteriler, piyaz içine kıyılmış soğan istemezler; bazıları da kıyılmış katı yumurta veya maydanoz.