İnsanoğlunun
yerleşik hayata geçmesiyle başlayan betonlaşma artık ihtiyaçların da ötesine
geçti. Önce ev, yurt kurma isteğiyle başladı. Ardından
ekonomik döngüde en büyük sektörlerden oldu…
Elbette ihtiyaçsa beton da olmalı. Ama koruma-kullanma
dengesi denen bir şey var. Çevreye uyum, doğaya saygı var…
Biz
elimizde rezerv alanlar varken, yeni alanları imara açıyoruz…
Tarım alanlarını, sit alanlarını
yapılaştırıyoruz…
Hatta yetmiyor doğal ve arkeolojik sit alanını
betonlaştırıyoruz…
Hem de gereksiz yere…
Tabii
kaynak yaratmak da bir gerekçedir ama doğru ve kabul edilebilir bir gerekçe
değil…
Antalya’nın en büyük yeşil dokularından olan
Akdeniz Kent Parkı’na bakın…
Her gelen bir taraflarını betonlaştırdı…
Şimdi
de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, katkı koyuyor…
Kentin en güzel deniz manzaralı halkın ortak
kullanım alanına ‘cazibe merkezi’
adı altında beton geliyor…
Büyük bir kamu zararına sebep olan yıkım
kararı sonucu artık eski olan Minicity alanı ve çevresini kapsayan Akdeniz Atatürk Kültür Sanat Eğlence ve
Yaşam Parkı Projesi için ihale tamam…
Yap-işlet-devretle süreç başladı…
2 Yıl
içinde eğer bir vazgeçme ya da yargı engeli olmazsa alanı kaybettik…
Akdeniz Atatürk Kültür Sanat Eğlence ve Yaşam
Parkı Projesi adı altında bölgeye yaklaşık 50 bin metrekarelik kapalı alan
yapılacak…
Sözde spor alanları -ki ihtiyaçsa başka
noktada da olabilir- için yapıldığı söylenen proje aslında akıllara zarar…
Ama gelin görün ki adım adım ilerliyor…
Hatta ödüllü Minicity bile yıkıldı bu uğurda…
Sessiz sedasız…
Tepki
bile olmadı doğru dürüst…
Oysa kamu zararıdır, kullanma ömrünü
tamamlamış bir yapıyı yıkmak…
Biz bu kentin doğru yönetilmesini istiyoruz…
O yüzden gelin vazgeçin…
Bu alanda yapmak istediğiniz ticari ve konut
alanlarını dava etmem de bundandır…
Kıymayın bu kente…