Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) Başkanı Dr. Dilek Şahin, "Sağlık bakanlığı daha önceden devreye sokmuş olduğu Beyaz Kod uygulaması ve verdiği hukuki destek ile sağlık çalışanının yanında oluyor, ancak bu şiddet gerçekleştikten sonraki süreç, asıl olan caydırıcı önleyici tedbirlerin alınmış olmasıdır. Aile hekimlerinin sorunları dediğimizde önümüze çok büyük bir dağ çıkıyor, o yüzden bir yerden başlanacaksa "Etkin ve Caydırıcı Yasal Düzenlemeler" bunun ilk adımı olabilir” dedi.
“ŞİDDET OLAYLARIYLA SIK KARŞILAŞIYORUZ”
Dr. Şahin açıklamasının devamında, “Şiddet, tüm ulusların yaşamında var olan, bütün sosyal meslekleri, yaş ve etnik grupları etkileyen çağımızın en kontrol dışı sosyal olgularından biri olarak görülmektedir. Sağlık kurumlarında görülen şiddet ise hasta, hasta yakınları ya da diğer herhangi bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan; tehdit edici söz veya davranış, fiziksel veya cinsel saldırıdan oluşan durum olarak ele alınmaktadır. Sağlık çalışanlarının şiddet olaylarıyla sık karşılaşılmasıyla birlikte, sağlık hizmetlerinde şiddet günümüzde gittikçe artan bir önem kazanmakta ve sağlık personeli şiddet yönünden risk altında bulunmaktadır” dedi.
“CAYDIRICI ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMALI”
Dr. Dilek Şahin, Devletin hekimleri koruyup koruyamadığıyla ilgili ise "Açıkçası ben devletin koruyamadığını değil de mevcut hukuki mevzuatın caydırıcılığının olmadığına ve verilen kararların yorum farklılığından kaynaklandığına bağlıyorum bu sorunu" dedi. Dr. Şahin, "Sağlık bakanlığı daha önceden devreye sokmuş olduğu Beyaz Kod uygulaması ve verdiği hukuki destek ile sağlık çalışanının yanında oluyor, ancak bu şiddet gerçekleştikten sonraki süreç, asıl olan caydırıcı önleyici tedbirlerin alınmış olmasıdır. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak yetkili kişiler tarafından yapılan açıklamalar zaman zaman sağlıkta şiddete zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle yetkililerin bu konuya daha hassas yaklaşmaları gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
“SAĞLIKTA ŞİDDET KÖRÜKLENİYOR”
"Son yıllarda sağlık çalışanına şiddet oranlarında artışın nedenlerini sosyo- kültürel nedenler, basın ve sağlık politikaları gibi başlıklarda inceleyebilir" diyen Şahin, "Ülkemizin sağlık okuryazarlığı maalesef beklenilen seviyede değildir. Bu durumu tetikleyen etkenler; eğitim seviyesi, kültürel nedenler, komşuluk-akrabalık ilişkileri, basın, sosyal medya, ekonomik ve politik nedenler olarak özetlenebilir. Şiddetin sosyal nedenleri olarak; gençlerin televizyonda her gün onlarca şiddet sahnesi seyrederek yetişmeleri, çocukluktan itibaren sorunları şiddet kullanarak çözme alışkanlığının pekiştirilmesi, toplumsal ahlakta, gücü kutsayan değişim ile “Güçlü olanın haklı olduğu” fikrinin yaygınlaşması gibi nedenler sayılabilir. Bu ve benzeri birçok durum sağlıkta şiddeti körüklemektedir" ifadesini kullandı.
"ÖNLEMLER YETERSİZ KALIYOR"
Şahin, Aile hekimlerine ve tüm hekimlere yapılan şiddet olaylarıyla ilgili “Görüldüğü üzere; sağlık çalışanlarına karşı şiddet konusu, son derece kapsamlı ve hassas bir konudur. Bu konuda yapılan düzenleme ve önlemler yetersiz kalmaktadır. Şiddet olaylarının sorumlusu olarak basın ve sağlık politika yapıcıları da sorumluluklarını kabul etmelidir. Toplumdaki yanlış algıların düzeltilmesi, toplumun medya ve sağlık politika yapıcıları tarafından doğru şekilde bilgilendirilmesi, şiddetin önlenmesinde son derece faydalı olacaktır" diye konuştu.
“RAPORDAKİ TAVSİYELERİ DOĞRU BULUYORUZ”
Sağlıkta şiddeti önlemede mevcut hukuki durumu paylaşan Dr. Şahin açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) olarak üyesi bulunduğumuz Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Hukuk Komisyonu'nun bu konudaki raporunda yer alan tavsiyeleri çok doğru buluyoruz. Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasasında yapılacak düzenlemeler 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu yerine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak düzenlemeler ile yapılmalıdır. TCK' da yapılan düzenleme ile verilecek ceza alt sınırı en az 2 yıl olmalıdır. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, iyi hal indirimi veya başkaca bir cezada indirim uygulanmamalıdır.”
“TUTUKLU YARGILANMASI SAĞLANMALI”
“Cezaların ertelemesini, ‘Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını’ engelleyecek düzenlemeler yapılmalıdır. Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğindeki İhtar Puanı Cetveli 40. Maddesi iptal edilmelidir. Şiddete uğrayan hekim-sağlık çalışanının hizmetten her şartta çekilebilmesinin yanı sıra şiddet uygulayan kişilere de kademeli olarak şiddetin türü ve tekrarlanması durumuna göre 5-10 yıl arasında Kamu Sağlık Hizmetlerinden yararlanması men edilmeli, sağlık hizmetini bu süreçte ancak ücretli alabilmesi sağlanmalıdır. Sağlık çalışanına fiziksel olarak şiddet uygulanması durumunda, şiddeti uygulayan kişi ilgili mahkemelerce tutuklu yargılanması sağlanmalıdır.”
“ ‘KASTEN YARALAMA SUÇU’ HÜKMÜ EKLENMELİ”
“Sağlıkta şiddet olayları sıklıkla kamusal alanda işlendiğinden dolayı; sadece vakay-ı adliyeden değil, kamuya karşı işlenmiş suç açısından değerlendirilmelidir. Sağlık çalışanına hakaret durumunda ek düzenleme talebimiz; Türk Ceza Kanunu, - Şerefe karşı işlenen suçlar- , -Hakaret- , 125. madde 3.fıkra a bendine ''Doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik görevleri sırasında işlenen hakaret suçunda ceza 2 yıldan az olamaz ibaresinin eklenmesi şeklindedir. Türk Ceza Kanunu 77. madde yapılacak değişik ile Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan doktor ve sağlık çalışanlarına karşı görevleri sebebiyle kasten yaralama suçu işlenmesi durumunda; TCK 77.Madde de yer alan , -İnsanlığa karşı suçlar- (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur. Doktor ve sağlık çalışanlarına görevi sırasında işlenen kasten yaralama suçu’’ hükmü eklenmelidir.”
“RİSK ORTADAN KALDIRILMALI”
“Ceza kanunu ve infaz kanunu kapsamında yeni düzenleme talebi; sağlık çalışanlarına yönelik tehdit, hakaret fiillerini işleyen faillere ceza kanunda öngörülen cezaların yanı sıra bu kimselerin kamu hizmeti cezalarından biriyle de mahkum edilmesini talep etmekteyiz. Şiddetin uygulandığı sağlık hizmet alanından sağlık hizmeti alma hakkı kısıtlaması hayatidir. Şiddet uygulayan şahsın doktor veya sağlık çalışanı ile tekrar karşılaşma riski ortadan kaldırılmalıdır. Acil durumlar dışında, şiddet uygulayan bireyin çalışanın hizmet verdiği sağlık merkezinde hizmetinin sağlanması kendini değersiz hisseden sağlık çalışanını rencide edebilir ve hizmetin kalitesini olumsuz etkileme olasılığı taşıyabilir. Şahıs şiddet nedeniyle yalnızca adli bir kısıtlama dışında hizmet aldığı mekan yönünden de bir kısıtlamaya uğramalıdır. Sosyal medya üzerinden yapılan asılsız haber, hedef gösterme ve ithamlar için bilişim suçları kapsamında cezai yaptırımların uygulanması, kamu çalışanlarını hedef gösteren iftira ve asılsız suçlamalarda Valilikler üzerinden suç duyurusu ve re’sen soruşturma süreçlerinin yürütülmesi sağlanmalıdır.” HABER/Fadime YİĞİT
