18 gün sonra çok ilginç bir seçime tanıklık edeceğiz..
31 Mart 2019 günü yerel seçimler için sandık başına
gideceğiz.
Belediye başkanı,
belediye meclisi üyeleri, muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri ile Büyükşehir
statüsünde olmayan illerde il genel meclisi üyelerini seçeceğiz..
Bu kez her şey farklı..
Yerel seçim değil de sanki ülkenin rejimini oyluyoruz..
Sandık başına Antalya’yı yönetecekleri değil de
Türkiye’nin geleceğine oy vermek için gideceğiz..
Cumhur İttifakı’nı
oluşturan AKP ve MHP, 31 Mart yerel
seçimlerini beka meselesine dönüştürüp, seçmenin kafasını karıştırmaya
çalıştı, bunu da bir ölçüde becermiş görünüyorlar..
Beka’nın kelime anlamı ‘devamlılık’ olarak görünüyor
sözcüklerde..
İktidar partisi ve
ortağı olası bir seçim yenilgisini önlemek düşüncesiyle ülkenin, rejimin
geleceğinin sandıktan muhalefet partisi adayları çıkarsa tehlikeye gireceğini
iddia ediyor..
Oysa sadece belediye başkanlarını, belediye meclis
üyelerini seçeceğiz..
Yani AKP iktidarı devam edecek, MHP de AKP’nin
sözcülüğünü 31 Mart’tan sonra da nefesinin yettiği sürece sürdürecek..
Görülen o ki AKP ve ortağı MHP panik içinde..
Antalya ile
birlikte İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Muğla, Aydın gibi Türkiye’nin
büyük şehirlerinde seçimi kaybetme endişesi iktidar partisi ve yandaşlarını
başka arayışlara itmeye başladı..
Oysa AKP, kurulduğu yıldan bu yana bütün seçimleri
kazandı, muhalefet partileri ve kendilerine oy vermeyen kitleler toplumsal
barışı tehlikeye sokacak eylem ve söylemlerden mümkün olduğunca kaçındılar..
31 Mart yerel
seçimleri öncesinde görüyoruz ki Millet İttifakı’nın(CHP-İYİ Parti) adaylarının
afişlerine saldırı oluyor, seçim ofislerine yönelik saldırılarda silah bile
kullanılıyor..
Gerçek şu ki önceki seçimlerde olduğu gibi AKP ve ortağı
MHP avantajlı..
Kamunun tüm olanaklarını kullanıyorlar, birkaç istisna
dışında devlet kurumları AKP’nin seçim bürosu gibi çalışıyor, AKP’li
belediyelerin tüm araç, gereç ile maddi ve manevi olanakları seçimler için
devreye sokuluyor.
AKP ve MHP’nin
oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayları bu avantajlarla sahip olmasına rağmen
Antalya özelinde Millet İttifakı(CHP-İYİ Parti) adayları önce görünüyor..
Gerek anketlerde, gerekse sahada 31 Mart akşamı
Antalya’da Millet İttifakı’nın adaylarının Büyükşehir Belediyesi ile birlikte
çok sayıda ilçe belediye başkanlığını da kazanacağı görüşü ağırlık kazanıyor.
İşte bu noktada seçmenin hemen her seçim öncesinde olduğu
gibi kaygısı var..
Sandıkta bazı hukuksuz işlerin döndüğüne yönelik şüpheler
zihinlerden silinmiş değil..
Seçmen, önceki seçimlerde gerekli titizliği
göstermediğine inandığı muhalefet partilerine şu soruyu yöneltiyor :
“Oyumuza sahip
çıkacak mısınız ?”
Seçmenin bu sorusunun
öncelikli muhatapları ise Millet İttifakı’nın CHP’li Antalya Büyükşehir
Belediye Başkan Adayı Muhittin Böcek,
CHP Antalya İl Başkanı Ahmet Kumbul,
İYİ Parti Antalya İl Başkanı Ahmet
Aydın, Muratpaşa İlçe Başkanı Mustafa
Gönenç, Konyaaltı İlçe Başkanı Serap Kaya İncir, Kepez İlçe Başkanı Osman Bulut, Aksu İlçe Başkanı Recep Bal, Döşemealtı İlçe Başkanı Kazım Gedik, CHP Muratpaşa İlçe Başkanı
Hasan Şahin, Kepez İlçe Başkanı Servet Yıldız, Konyaaltı İlçe Başkanı Onur Duruk, Döşemealtı İlçe Başkanı Reşit
Doğan, Aksu İlçe Başkanı Kenan
Yıldız, Muratpaşa Belediye Başkan Adayı Ümit Uysal, Kepez Belediye Başkan Adayı Murat Dinç, Konyaaltı Belediye Başkan Adayı Semih Esen, Döşemealtı Belediye Başkan Adayı Turgay Genç, Aksu Belediye Başkan Adayı Durmuş Ali Arslan başta olmak üzere tüm il ve ilçe teşkilatları ile
31 Mart Pazar günü sandık başında görev yapacak iki partinin görevlileri
olduğunu söylemek yanlış olmaz..