“24 Eylül Pazartesi günü saat
10.00’da Döşemealtı İlçesi Dağbeli Mahallesi’nde kaçak yapılar yıkılacaktır.
Konuyla ilgili olarak basın mensuplarına açıklamalarda bulunulacaktır”
Bu duyuruyu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
yaptı..
Yapılması
kararlaştırılan kaçak yapıların ne olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek..
AKP hükümetinin ‘İmar Barışı’ adı altında çıkardığı
imar affını fırsat görüp, projeye aykırı
olarak yaptığı inşaatı genişleten, ya da ‘nasıl
olsa devlet affediyor’ diyerek yenilerini yapan kişi ve kurumlar var..
Dağbeli’nde yıkımı
planlanan kaçak yapıda büyük bir olasılıkla İmar Barışı yasasından sonra mantar
gibi bitenlerden birisi..
Siz bakmayın adına ‘İmar Barışı’ denildiğine,
resmen imar affı..
Müteahhit inşaatı
yarım bırakıp kaçtığı için tapusunu alamayan, proje dışında bir kaç metrekare
balkon ya da oda yaptığı için korkulu rüya gören vatandaşa nefes aldırmak
olarak lanse edilse de İmar Barışı’nın
asıl kodamanlara, holdinglere, gözleri bir türlü doymak bilmeyen işgalcilere,
sahilleri, ormanları, yeşil alanları, tarım alanlarını betona mahkum edenlere
yönelik olduğunu sağır sultan bile biliyor..
İmar affını
sempatik göstermek için ‘İmar Barışı’ adının verildiğini beşikteki bebeler
biliyor..
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya
Şube Başkanı Ufuk Aydın’ın İmar
Barışı’na yönelik esprili yaklaşımı ise şöyle :
“Savaş mı var ki İmar Barışı yapılıyor”
Söz İmar
Barışı’ndan açılmışken, Antalyalı mühendis, mimar ve şehir plancılarının konuyu
bakış açısını da sizlerle aktarmak istiyorum.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliği(TMMOB)Antalya İl Koordinasyon Kurulu, 19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü
nedeniyle bir kutlama programı, basın açıklaması ve kokteyl düzenledi..
İl Koordinasyon
Kurulu Sekreteri Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Özge Köksal’ın ev
sahipliğinde düzenlenen etkinlikte Türkiye genelinde eş zamanlı olarak basın
açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını
yapan İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası
Antalya Şube Başkanı Özge Köksal, sakıncaları her geçen gün ortaya çıkan
İmar Barışı ile birlikte mühendis ve mimarlık mesleklerini tehdit eden
düzenleme, uygulama,baskılara
direneceklerini, boyun eğmeyeceklerini vurguladı..
Özge Köksal’ın şu
sözleri dikkat çekiciydi :
“İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük
hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir
plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam etmektedir. İçinde bulunduğumuz
derin ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis,
mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmaktadır”
Kuşku yok ki ekonomik kriz toplumun her kesimini olumsuz
etkiliyor. Özge Köksal’ın bu konudaki saptamaları ise şöyle :
“ Bugün içinde
bulunduğumuz krizin nedeni, üretim yerine ranta, sanayileşme yerine inşaata,
teknoloji yerine betona, planlı kalkınma yerine sıcak para akışına dayalı bir
ekonomik yapı kurulmasıdır. Yanlış ekonomi politikaları sonucu ortaya çıkan bu
krizin bedelini, emeğiyle geçirenler değil, bu krizi ortaya çıkaranlar
ödemelidir”
AKP iktidarı, sistemli bir şekilde meslek odalarını
dizayn etme, yetkilerini tırpanlama, bakanlıklara bağlı birer şubeye dönüştürme
çabasını sürdürüyor..
Meslek odalarının kent ve ülke sorunlarıyla ilgili eleştiri,
görüş ve önerilerinden rahatsız olan siyasal iktidar, her konuda olduğu gibi
meslek odaları konusunda da dikensiz gül bahçesi görmek istiyor.
Bunun için de
meslek odalarını yetkisizleştirme, itibarsızlaştırma, kamuoyunun gözünde ‘her
şeye karşı’ imajını yerleştirme çalışıyor.
TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Özge
Köksal, bu konuda şu mesajı veriyor :
“Temmuz ayı içerisinde yayınlanan 5 Numaralı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Devlet Denetleme Kurulu’na anayasaya ve
yasalara aykırı yetkiler tanınarak, Birliğimiz ve diğer emek-meslek örgütleri
baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Devlet Denetleme Kurulunun bir denetleme
organı olmaktan çıkartılarak adeta yargı organı biçiminde hareket etmesini
sağlayan bu düzenleme, sadece meslek örgütümüzü hedef almamakta, mahkemelere
ait olan yargı yetkisinin alenen gasp edilmesi anlamına da gelmektedir. Meslek alanımızı,
meslektaşlarımızı ve meslek örgütlülüğümüzü hedef alan bu saldırılar karşısında
sessiz kalmayacağız. 19 Eylül 1979’un 39. yılında bir kez da hatırlatmak
isteriz ki, bu ülkenin onurlu ve direngen mühendis, mimar ve şehir plancıları
vardır ve yaşanan bu haksızlıklara, bu saldırganlığa asla boyun eğmeyecektir”
Antalya kamuoyunun bu isyana kayıtsız kalmayacağını
ümit ediyoruz..