Sevgili Akdeniz Gerçek Gazetesi okuyucuları, bendeniz
Danil Yiğit Dik. Gazeteciliğin insanlık için en gerekli mesleklerden bir tanesi
olduğunu hep düşünmüşümdür.
Dolayısıyla aynı anda bu kadar bilginin ve yanlış bilgilendirmenin
bulunduğu çağda hep bir şeyler yapmak istedim.
Zamanında, Kubilay Eldemirci abim Antalya Gazetesi’nde
kendi sesimi duyurmam için bir fırsat vermişti. İki yıl aradan sonra bu kez
Akdeniz Gerçek Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Songül Başkaya, bu böyle bir
fırsatı yeniden verdi ve ben bunu en iyi şekilde, okuyucularımın yararına
kullanacağıma söz veriyorum.
Fırsattan istifade, okuyucularım için kendi hakkımda kısa
bir giriş yapmak istiyorum. Şu anda Milano’da Bocconi Üniversitesinde Ekonomi
ve Sosyal Bilimler okuyorum. Üniversite deneyimimden önce ise 7 yıl boyunca
Antalya’da ve onun öncesinde 11 yıl boyunca Rusya’da yaşadım. Bu yüzden, size
ileride farklı ülkelerden hayat deneyimlerimi, bazı ilginç analizlerimi ve
iktisat hakkında belki yanlış bildiğiniz belki de bilmediğiniz kavramlar
hakkında yazmak istiyorum.
**
Gazetedeki ilk yazım olduğu için güzel bir tonda başlamak
istiyorum. Bugün Milano’ya dönüşümün üçüncü günü ve üniversitemin ikinci senesine
başlamadan önce okulumun sene başı aktivitelerine yardım etmeye başladım. Bu
sabah mesaiye başladıktan kısa bir süre sonra fazla iş olmadığı için dışarı
hava almaya çıktım. Her dönem başı olduğu gibi dışarıda Solcular adına afiş
dağıtan insanlar gördüm. Bir önceki sene onlarla ne konuştum, ne ilgilendim ama
bu sefer yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için onlarla konuşmaya karar
verdim. Ne kadar ideolojilerine yatkın olmasam bile anlattıklarını dinlemeye ve
düzenledikleri etkinlikler hakkında bilgi aldım. Etkinliğin amacı yakın
zamandaki İtalyan hükümeti değişikliğinden sonra gelen yabancılara karşı
ayrımcılık hakkında münazara etmek ve farkındalığı arttırmak. Bu doğal olarak
temel bir sorundur ve önlenmesi istenilecek bir şeydir. Sonrasında Saşa adlı
Ukrayna’dan gelen aktivistle Rusya bağlantımızdan dolayı konuştum ve hikayesini
dinledim. Bu konuşma sonrasında içimdeki bazı bastırılmış güzel düşünceler
yeniden ortaya çıktı. Çıkan şeyler de insanlığa olan umudumu az da olsa yerine
getirdi. Ben ne kadar Saşa’nın ideolojisine inanmasam da bizim ideolojilerimiz
arasında uzun yıllardan beri çok da hoşlanmadığım bir çatışma sürse de benle
onun farklı görüşlerde olmamız aslında yeterince takdir edemediğimiz bir
şeydir. Bu tür görüş ayrılıkları var ki biz medeniyet olarak daha güzel yerlere
geleceğiz, bu tür konuşmalar var ki biz kendi ideolojimizi geliştirip
güzelleştireceğiz.
Bu dönem ne kadar zor bir dönem olsa da ne kadar karşıt
gruplar birbirinden haz etmese de bu şekilde güzel bir yere varamayız. Ne kadar
bizim olmayan taraflara katılmasak da, her zaman imkanlarımız dahilinde onları
dinlemeye ve anlamaya çalışmalıyız. Çünkü özünde hepimiz aynı temel sorunlar
için cevap arayıp hayatımızı güzelleştirmeye çalışıyoruz ve ne kadar farklı
yöntem ve fikir olursa uygarlığımız o kadar gelişir ve onun etkisiyle hayatımız
o kadar güzelleşir ve rahatlar. Milano’dan sevgilerle..