Kadın, anaçtır. Kadın, üreten. Doğuran, büyüten, besleyen, doyuran, sarmalayan, düşünen, çalışan, kucak açan, bağrına basan kadındır, anadır. Hayatın her alanındadır, kadın. Doğursa da doğurmasa da kadın, üretkenlik, bereket sembolüdür. Nar gibidir, kadın aslında. Bir kadın, dünyaya bedeldir…

 

Ondandır sanıyorum kadından bu denli korkuş. Bir işi yapmakla yetinmez, kadın. On parmağında on marifet dünyayı güzelleştirir…

 

Hayatın her alanında eşit temsilden daha fazlasını hak eden kadın maalesef bugün eşitlik için, yaşam için, insan hakları için mücadele ediyor…

 

Ne mutlu ki bana ben de hasbelkader bu mücadelenin hem siyasi hem sivil toplum hem de basın hayatında oldum. Olmaya da devam ediyorum…

 

Ve tüm mücadelem hak eden kadınların hak ettikleri yere gelmesi, yükselmesi…

 

Akademide, siyasette, sivil toplumda, meslek örgütlerinde, yargıda, bürokraside, Meclis’te, yerel ve genel idarede temsilde eşitlik sağlanmalı…

 

İşte o vakit herşey daha güzel olacak. Bir cinsin eksik kaldığı, bırakıldığı alanlarda üretilen herşey eksik, yarım şuan…

 

Her alanda yaşanan sorunun kaynağı biraz da burada…

 

Farkında mısınız bilmiyorum ama artık kadınlar yerelde, genelde, dünyada ayağa kalkıyor…

 

Hatta kalktı yürüyor…

 

İş, aş, özgürlük taleplerinin de temsilde adaletin sağlanmasıyla çözüleceğini biliyor…

 

Bakın yıllar sonra ilk kez Meral Akşener, liderine kafa tutarak bir parti kurdu ve İYİ Parti’yi sürüklüyor…

 

CHP’de Selin Sayek Böke, genel başkanı ile ayırdığı yolunu yeniden birleştirdi ve Genel Sekreter olarak kadını güçlü bir şekilde temsil ediyor…

 

Aydın’da Özlem Çerçioğlu, İstanbul’da Canan Kaftancıoğlu ve dört bir yanda başarılı kadın güzel işlere imza atıyorlar…

 

Onların sayısı artıyor günbegün…

 

Artacak…

 

Kadınlar geliyor…

 

Hazır olun…