Ben muhalifim. Kavga edecek kimse bulamayınca kendime
sardığım doğru değildir ama “müflis Yahudi, eski defterleri karıştırır örneği
kendimle baş başa kalınca “kendimi” sorgularım. Ama asla “bana şu cümleyi
kurarken ne demek istedi?” diye sormam, niyet okumam. Bunu ben de kimseye
yapmam. Yanlış varsa söyler geçerim.
Şaşıracaksınız ama benim hayatımda siyaset sadece mesleki
olarak var. İşyerinde kralları doyurup evinde salata bile yapmayan aşçılar
gibiyim. Babamın evinde kime oy verileceği bile konuşulmazdı. Benim evimde de
Özüm oy kullanmaya başlayana kadar olmadı. Yok, o bizi yönlendirmeye çalışıyor,
analiz yapıyoruz.
Ben işimi iyi yapmaya çalışırım, asla “doldur- boşalt”ım
yok. Tabii ki hepsi en iyi değil ama benim yapabildiğimin en iyisi. En iyi
yaptığım ise muhaliflik.
İktidar “iktidar” olduğunda (nasıl oldu ama) ANAP’ın
planladığı, Çiller’in Baykal’ı aşıp yağamadığı özelleştirme için engel
kalmamıştı. Çevremde iktidarı alkışlayanları uyarmaya çalışıyordum ama ben
“salak” oluyordum.
Kemal Derviş’in, ödenen maaşların yüzde 34’ü yastık altına
gidiyor, bunu hareketin içine dahil etmemiz gerek” dediğinde birden bire
bankaların sokakta kredi kartı dağıtmaya başladığında uyardığım arkadaşlarım
yüzüme garip bakıyordu.
Bir süre sonra hiçbirimizin kazandığı kredi kartı
harcamalarına yetmedi. Asgarisine bile. Buna rağmen anlamadılar. Örneğin
Elektriğe yapılması gereken yüzde 30 zam vardı. 5 yıl kadar bu açığı devlet
sübvanse etti. “Enflasyon rakamları düşük kalsın” diye.
Sonunda baktı gördü “ÖTV”ler yetmiyor, özelleştirdi
elektriği, saldı müteahhitleri vatandaşın üstüne. Adamlar bir ayda 2 kez fatura
kesip cebimizdeki bayram harçlığını aldı. Hatırladın mı?
Atasını beğenmeyen, “yemeyi, içmeyi, gezmeyi bilmez” diyen
hayırsız evlatlar vardır. Dişinden tırnağından arttırıp atasının bıraktığının
değerini bilmeyen. İlk fırsatta satıp savan. Aha tam öyle bir süreç yaşandı.
Bizim kuşağın ilkokul 3. Sınıf kitabındaki “Altın Yumurtlayan Tavuk” hikayesi
gibi.
Ve bugün. Enflasyonlu günlere yeniden başlıyoruz. AKP’den
başka iktidar görmeyen nesile bunu anlatamayız. Ama anlamak işine gelmeyenlere
selam olsun.
Sonuç mu? Maaşına zam yapmak yerine kömür ve ramazan
paketiyle avutulan maaşlı kesim, cansuyu kredileriyle ayakta tutulmaya
çalışılan esnaf, vergi yapılandırması ile oyalanan tüccar. Farkında mısınız,
değişmeyen tek şey devlete vermeye devam ediyorsunuz. Oysa idare edenlerin
şafşatalı hayatlarında değişen bişey yok.
Tamam. Bu kadardı.