Gazetemizi sizler için hazırlarken gelen ajans haberleri
hepimizi üzdü. Kentin dört bir köşesinden kadına yönelik şiddet haberleri
yükseliyor. İşyerinde taciz, ‘sevgiliye’ şiddet, ‘kıskançlık’ cinayetleri…
Olay artık çığırından çıktı. Türkiye’nin en gelişmiş ve aydın kenti Antalya’da bile basına ve adliyeye yansıyan olaylar ürkütücü…
İşin kötü yanı ise kendine ‘mafya’ süsü verip kamunun mekanlarına çöken, ardından da kadınlara şantaj yapan tipler ne yazık ki yerel meclislere kadar girmiş durumda…
Ağır Ceza’da yargılananlar bu kenti yönetirse elbette
şaşırmamak gerekir yaşananlara…
Geçtiğimiz gün konu ettiğimiz bu olay çok dikkat çekmiş ki
dün ajanslarda da peş peşe geçti haberi. Ama haberde ne yazık ki taciz,
şantaj ve yağma iddialarıyla yargılanan o meclis üyesinin yerine mağdur kadın
ve ona destek olan kadınlar vardı…
Kimse çamura bulaşmak istemiyor, anlıyoruz da bari mağdurları daha çok mağdur etmeyin…
Buradan yıllarını kadın mücadelesine vermiş biri olarak
herkesi ortak mücadeleye davet ediyorum. Tacizcinin, tecavüzcünün, şantajcının
siyasi partisi olmaz. Suçun partisi olmaz. Benim hırsızım, benim tacizcim
demeden gereği yapılmalı. Hem yargıda hem partilerinde…
Gelelim bir diğer şiddet olayına…
Tarım işçisinin maske ve mesafe uyarısına verilen dayaklı
tepkiye…
Kadıncağızın gözü kör olmuş…
Yetmemiş baskıyla olay örtbas edilmiş. Sonra kadın cesaret bulmuş da gerçekler ortaya çıkmış…
Şimdi konu TBMM’ye taşındı. Ama Antalya milletvekillerince değil. HDP Şanlıurfa Milletvekili’nce…
Bunu da bir yere not düşelim…
Ve gelelim genç bir kadının ‘Ölmek istemiyorum’ haykırışına…
Sayısız kadın cinayetlerinin intihar olarak kayıtlara
geçtiği ülkemde, çok gördük cinayetten yargılananların beraatını…
Burada da kadıncağızın korkusu bu…
Öldürülmemek…
Maalesef 3. sayfamıza yer alan Ukraynalı genç kadın,
kurtarılamadı…
Eski sevgilinin kurbanı oldu…
‘Kıskançlık’ cinayeti olarak kayıtlara geçti…
Şimdi indirim de alır…
‘Pişman’…
Kravat takar…
Olur biter…
Ne ucuz hayatlarımız var…
Ne kolay öldürülüyoruz…
Bu Türk kadınına reva değil!
Bu son değişecek…
Değişmeli…
Topyekun ayağa kalkmalıyız…