Siyaset, istesek de istemesek de yaşamımızın bir
parçasıdır.
--Ha bu arada "siyasetten bana ne ya kardeşim
diyenler yok mudur?" istemediğin kadar. Ama sadece öyle söyler.
--Ey İnsanoğlu, bir çit çekip, doğanın bir parçasını
kendine ayırmadın mı, iki kişi olup, bir gurup- topluluk olmadın mı?
--Ayırdın da, oldun da. Al sana bir tavır, duruş.
--Bunu ister bilinçli yap, ister bilinçsiz yap, fark
etmez.
--Yaptığın şeyin ta ilk çağlardan bu yana adının siyaset
olduğunu bil. Kabul etsen de, etmesen de, bu böyle.
--Bu arada bir konunun da ayrımını yapmak gerek
--Siyaset yapmak ile siyasi olmak aynı şey midir?
--Elbette ki hayır.
--İnsanları günlük yaşamda her zaman siyaset yapar. Ama
bu siyasi olmak durumu değildir.
--O zaman SİYASET NEDİR? Sorusunu sormak gerek.
--Sözü uzatmadan, sözlük amcaya soralım.
--SİYASET::1-Devlet işlerini düzenleme ve yürütme
sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.. 2-Davranış biçimi, düşünce yapısı .
3-mecaz. Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf
noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini
yürütme.
--Gördüğünüz gibi, siyaset bir yaşam biçimi, hangi
şekilde olur ise olsun. İstesek de, istemesek de.
--Feodal dönemde (14 yy) toplumsal yaşama girmiş ve 20
yy'da da hem bilimsel boyutu hem de diğer bilimler ile ilişkilendirilerek diğer
bir çok boyutu ile günlük yaşama girmiştir.
--Aslında, bu tanımlara bakılınca, siyaset hep var olan
şey. Ama, her döneme özgü seçilmişlere, seçkinlere göre bir iş. Sıradan
vatandaş ise olayın en ilgisiz tarafında.
--Aslında Kapitalizm ile birlikte her şey gibi, siyasetin
seçkinlerin işi olması durumu da çökmüş, yok olmuştur. Yani siyaset,
Halkın-avamında günlük yaşamına girmiştir.
--Fransız ihtilaline kadar Krallar, tanrı katında- tanrı
görülür iken, saray basılınca, halkın birden gözü açıldı.
--Bırakın sıradan halkı, MAHATMA GANDİ gibi birisi bile,
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de (1915) İngilizleri yenmesinden sonra
:""Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar,
Tanrı'yı da İngiliz zannediyordum." diyecek kadar
şaşkındır.
--Bu yüzden siyaset, halk da olsa, avam da olsa
seçkinleştirilmiş seçkinlerin işi, mesleği haline gelmiştir.
--Siyasetin bir gider ekonomisinin olmasının yanında, bir
de HİZMET EDECEĞİ GURUBUN , hatta hizmetinde olacağı ÇIKAR GURUBUNUN da olması
gerekmektedir.
--21 yy ile bu da halledilmiş, ideolojisiz
siyaset/politika günlük yaşana girmiştir. Çünkü ideoloji, bilgi, bilinç ve bir
siyasi duruşta gerektirmektedir.
--Bu ise, kitleleri kolayca etkileyebildiği gibi, hakim
sınıf ve çevrelerce de kontrolü-denetimi zor bir iş haline gelmektedir.
--Oysa, "Kapitalizm, gölgesini satmayacağı acı
keser"miş!..
--BU GÜN: TÜRKİYE- CHP ve CHP KURULTAYI!..
--Hani Anadolu'da güzel bir değim vardır. :"Şüyuu,
vukuundan beter"dir diye. İşte CHP'de KURULTAY TOPLANMASI için bir süreç
başlamıştır.
--O ya da bu sebepten insanlar bir araya gelmiş ve
Cumhurbaşkanlığı Seçim süreci gibi bir sürecin içinden öyle ya da böyle
başarılı çıkmış Muharrem İNCE'nin ismi etrafında bir hare oluşturmuşlardır.
--Muharrem İNCE ve sürecini tartışmanın hiç bir anlamı kalmamıştır.
Nasıl ki, M.İnce'ye verilen bütün oylar, sayın İnce'nin söyledikleri,
ideolojisi ya da siyasi, tavrı nedeni ile değil, yıllardır süren R.T Erdoğan
bıkkınlığı ve karşıtlığı üzeriden olmuşsa, bu da aynen öyle olacaktır.
--Siyasetin kokan deliklerini iyi koklayan, çanta dolusu
"çil çil" hediyeler ile ilişkilerini belirleyen bir SEHİL BELEDİYE
BAŞKANI bile, el altından "imza verdi" haberlerini yaymaya gerek
duyar olmuş ise, bu iş çoktan bitmiştir.
--Eksik imzalar mı?
--Onlar sadece, kurultay isteyen gurup ile doğru ilişki
ve iletişimi kuramadıkları içindir.
--Onlar da bir iki gün içinde, "YA BİR YOL BULURLAR,
YA DA BİR YOL AÇARLAR!.."
--Yani, "yatcez kalkcez, yalcen kalcez, yatcez
kalkcez kurultaya gitcez".
--Sonrası mı?
--GÖÇ YOLDA DÜZELİR!.. bir Türk Atasözüdür.
--Kişisel dileğim ise, kenarda- köşede kalan, mevcut CHP
yönetiminin görmezlikten geldiği ve gün yüzüne çıkamayan BİR KAÇ KİŞİNİN bu
kurultay süreci ile CHP'de yönetim süreçlerinin içinde olması.
--Yoksa, Gandi'nin 1915'lerde Mustafa Kemal'i tanımadan
önce,
Tanrıyı İngilizler sandığı gibi, ben de 2018'lerde,
CHP'de siyasi tanrının Kemal Bey ve yakın çevresi olduğuna inanmaya devam
edeceğim.