‘Sizin yarınınız olsun diye, biz, bugünümüzü verdik!’


İkinci Dünya Savaşı’nda şehit olan İngiliz askerlerinin mezarlığından...


Şimdi gelelim fasulyeden işlere;


Bendeniz burada mütevazi bir şekilde üç beş tarih okuyucusundan oluşan bir grupla sohbet etmek için bir şeyler karalıyorum. Ama arada sırada güncel bir şeylerden de dem vurmak gerekiyor.


Bilirsiniz tavuk çok zeki bir yaratık sayılmaz, inci ile darı arasındaki farkı bilemez ikisini de yer. Onun için Egeliler ‘Darı pazarında inci satılmaz!’ derler.


Bütün idrak kapasitesi işte bu farkı anlayamayacak kadar olan birilerine geçen günlerde bir çağrı yollamıştım. Yerel basının önemli bir rengi de misafir makale yazarlarından geliyor, hatta bazı gazetelerde profesyonel kadronun bile üstüne çıkan sayıları var. E haliyle de katkıları inkar edilemez. Ama bu konukların çoğu sosyal demokrat olduğundan birbirlerinin yazılarını okumazlar (her şeyi en iyi bir ben bilirim tipik bir sosyal demokrat davranışıdır da.) Dolayısıyla da bu çağrı onların cephesinde bile ses getirmedi.


Ne demiştik?


Bu misafir kalemler bir şekilde hatırlanmaz mı, mesela AGC diye bir teşkilat var, onlar geleneksel günlerine davet etseler, falan...


 Hepsi bu…


Adam gibi bir kurum veya temsilcisi bir yanıt verir değil mi?


Verilir.


Ha ama işte yukardaki tavuk zekalı biri veya birileri derse ki ‘Okumuş gibi yapmayalım, ne yazıyor ki, kaç kişi okuyor ki diye girdap yapalım unutulur gider.’


En iyisi bunları Teslime Tosun Hanım’a havale etmek gerekir, bir tek o haklarından geliyor…


Rus İç Savaşı ve Devrimi haftaya kaldı artık.