Bugün sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 4. Genel Başkanı, partinin 2. Kurucu Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı uğurlamıyoruz. Benim nikah şahidim, aktif siyasetteki ilk Genel Başkanım, gazetemizin açılış kurdelesini kesen, çocuklarımın ‘Deniz Dedesini’ uğurluyoruz…
Her fani gibi O da göçtü bu dünyadan. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Benim tanıdığım Baykal, dik duruşlu, onurlu, mütevazi, gerçek bir yurtseverdi. Muhakkak yanlışları da olmuştur. Kimin yok ki…
Ama kindar değildi, paylaşımcıydı. Torunu yaşındaki ben, telefonu açtığımda Genel Başkan Baykal, nezaketle açar ve “Songül merhaba” diye söze başlar, devamında Ahmet’i ve çocukları sormayı ihmal etmezdi…
Haberci olarak aradığımda yanıtsız bırakmazdı asla. Hatta bir İl Kongresi’nde Baykal’ın adayının Ömer Melli olduğu konuşulurken, iddiaları kendisine soruduğumda bir adayının olmadığını, delegenin vereceği karara saygı duyulması gerektiğini kaydederek, tüm adaylara başarı dilemişti…
Biz de o gün “Baykal’ın adayı yok” manşetiyle kongre öncesi manşet atmıştık. O seçimde de Baykal’cı diye yaftalanan ben Baykal’ın desteklediği söylenen Melli’nin değil, Özer Ülken’in listesini desteklemiştim…
Çünkü hiç karışmazdı kimin ne yaptığına. Kendisine bayrak açan ve 2004’te parti önünde protesto eden Ahmet Başkaya’ya da bana da bir telkini hiç olmadı…
Ankara’ya kaldırıldığında ilk hastaneye koşanlardan biriydik yine Ahmet’le. Şimdi çocuklarımın Baykal Dedesi’ni uğurlamaya gidiyoruz, ne acı ki…
Hem de Ankara’da…
O kulaç atmadan sahaya çıkmadığı Antalya’dan çok uzakta…
Ne mitingler yaptık, ne saha çalışmaları…
En son Sanayi esnafının talebiyle bir kahvaltı organize ettik. Simit, yumurta, peynir, söğüş vs…
Koşa koşa geldi. Saatlerce tek tek dinledi, tek tek anlattı…
İsim isim gelenlere seslendi, yakınlarını sordu…
Ve son konuşmamız Duacı’da Ahmet Başkaya, Mustafa Erdem ile ziyaretimizdi. Aslı Hanım ve Olcay Hanım ile sohbet edip, Deniz Bey’le dertleşmiştik…
Sonra telefonlardan uzak kaldı, Antalya’dan da…
Şimdi uğurluyoruz bir güzel insanı. Antalya’nın Deniz’ine son görev…
İlk durak yıllarını verdiği partisi, ikinci durak Meclis…
Çok sevdiğim sözleriyle noktayı koyalım…
''Siyaset dostluk, arkadaşlık sevgi işidir. Sevgiyi, dostluğu ihmal etmeyeceksiniz. Birbirinize çelme atmayacaksınız. Siyasette ihanet olur, ama ölçüsünde tutulmasını sağlayacaksınız. Eğer artma ve aşma tehlikesi ortaya çıkarsa hemen konuya el koyacaksınız. Makul düzeylerde bu işin kalmasını güvence altına alacaksınız. Esas olan ihanet değil, sevgi, dostluk, vefa, kardeşliktir. İlkelerinize yönelik kardeşliktir. İlkelerine sahip çıkacaksınız. Her tavsiyenin arkasında yeni yol arayışlarına girmeyeceksiniz. Sebat, istikrar temeldir. Satmayacaksın, sebat, istikrar göstereceksin. Bunu da uzun süredir beraber siyaset yaptığınız bir ağabeyinizin tavsiyeleri olarak alın bir kenara koyun, günü gelirse kullanırsınız. Gelmezse de cebinizde dursun. Her ihtimale karşı hazır elinizin altında olsun.''