Türkiye de herhangi bir konuda başa geçenler insanlar taksirli ya da taksirsiz bir şekilde mutasyona uğruyor. Yönetme kısmına geçince içlerindeki iyi niyetli insan gidiyor yerine canavar gibi bir şey geliyor.
Narsist, egoist, inatçı, tuhaf bir kişilik ortaya çıkıyor. Yönetim gücü ile her istediğini yaptırıyor. Bunu yaparken de öyle bir manipülasyon içerisine giriyor ki sanki dünyanın en iyi insanı ve verdiği kararlarda yönettiği kitle için en iyisi. Kişilik bozukluğu olan bazı ebeveynlerin ben çocuğum için en iyisini yapıyorum algısı yaratıp çocuğunun hayatını berbat etmesi gibi. Bir de en önemli özelliklerinden biride kendilerine onlara koşulsuz inanan, kabul eden, onaylayan bir kitle oluşturmaları. Bir apartman yöneticisi , bir dernek başkanı, muhtar ,örnek çok hepsi böyle . İtiraz eden insanları da nasıl linç edeceklerini çok iyi biliyorlar. Etraflarına topladıkları fan kıvamındaki kitleleri hemen başlıyor itiraz eden kişileri ezmeye , guruptan atma çabasına. İtiraz edeni bizim gibi nasıl düşünmezsin diye canına okuyorlar. Bir dinleyin bir bakın bakalım ne diyor.
Artık insanlar öyle bir noktaya geldi ki hiçbir şeye itiraz edemez durumdalar bunun sebebi de bulundukları gruptan dışlanma korkuları ya da karşılarındaki öyle arsız çıkıyor ki uğraşamaz hale geliyor.
En demokrat kesimlerde de var bu durum en demokratik olmayan kesimlerde de var. İnsanı asıl şoka sokan ve sinir bozucu olanı da bu tarz durumların ben demokratım diyen kesimlerde meydana gelmesi. Ülkede ben demokratım diyen partilerde bile bu durum aynı şekil de. Ülke olarak tedaviye ihtiyacımız var. Ülkemiz her geçen gün demokratik yapısından uzaklaşıyor. Aramızdaki küçük guruplarda da büyük yönetim guruplarında da durum her yerde aynı. Bu şekilde laşka yaşantılara bir yerden sonra alışıyoruz ve bunun normal olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Yönetimdekine ses etme, kabul et, sus her geçen gün önümüze gelen absürt durumun şiddeti artıyor.
Daha demokratik bir ülkede yaşama umudu ile hepinize iyi haftasonları.