Falezler Antalya'nın gerdanlığı..

Gözümüz gibi korumamız gerekiyor bu doğal zenginliği..

Bu kentte oturan herkesin yaşanabilir bir Antalya'yı gelecek kuşaklara bırakmak en temel görevi..

Pekala Antalya'da öyle mi ?

Ne yazık ki kentin tüm kaynakları, tüm kazanımları gibi falezleri de resmen katlettik, katletmeye de devam ediyoruz..

Oysa başka ülkelerde Antalya falezlerinden yüzlerce kat küçük olan alanları bile turizme kazandırıp yeşil dolarları devlet kasasına koyuyorlar,

Antalya ise acımasızca kırıyor, parçalıyor, deliyor, rant hırsıyla her türlü tahribatı yapıyor, falezleri yok etmek için adeta yarış yapılıyor.

Doğa kendisine yapılan haksızlığa izin vermiyor, intikamını zamanı geldiğinde alıyor.

Falezler için de aynı durum söz konusu..

Geçmişten ders almak gibi bir anlayışımız yok.

Yarını asla düşünmeyen, günü kurtarma düşüncesini ön plana çıkaran anlayışı dün olduğu gibi bugün de sürdürüyoruz, yarın ne olacağını da şimdiden kestirmek güç.

Falezler üzerindeki yapılaşma ve tahribat Antalya'nın ilk 5 yıldızlı oteli olan Talya Oteli ile başladı.

Devamı da geldi, Dedeman Oteli, Adonis Oteli, Ramada Oteli ilk akla gelen turistik amaçlı yapılar.

Elbette dünyanın ticari ticarileştirilen ilk parkı unvanını alan Atatürk Parkı'nı da unutmamak gerekli..

Dedeman Oteli için Lara Yolu'nun güzergahının değiştirildiğini de unutmuşa benziyoruz.

İmar yasası öylesine lastikli ki, emsal gösterip önüne gelen falezler üzerinde dev yapılar dikti.

İşte bu noktada Antalya'nın temsilcisi olarak belediye meclislerine gidenler ile meclisin falezlerin yek olmasına neden olan kararları imzalayanlar suçlu.

Hep şunu yazdım falezler üzerindeki yapılaşmalar ve Antalya'daki imar kirliliği ile ilgili olarak :

"Belediye meclislerine bisikletle gelenler, mercedeslerle gittiler"

Elbette onlar suçlu ama suçun asıl sahibi ile 12 Eylül askeri müdahalesi ile siyaseti öcü gibi gösterenler, siyaset yapanları, siyasete ilgi duyanları ürküten, korkutan ve geri adım atmasını sağlayan yönetimler.

Astur'un yapımı için o dönemde yerel yönetimlere uygulanan baskıları da göz ardı etmemek gerekli.

12 Eylül'ün baskısı ve gözdağı politikası sonucu ülke ve kent sevdalısı olan onlarca kişi köşesine çekilince askeri müdahaleden sonra yapılan yerel seçimlerde belediye meclislerine aday bulamayan siyasi partiler, zoraki listelere halkı temsil etmekten, hiçbir konuda uzmanlığı bulunmayan, hatta belediye meclislerinin görevlerinin bile ne olduğunu bilmeyenleri yazdılar..

Onlar da geldiler meclislere, rantçılarla kol kola girerek Antalya'yı ve Antalya'nın gerdanlığı olan falezleri, yeşil alanları, tarım alanları, hatta parkları, kamu kullanım alanlarını imara açtılar.

Bununla da kalmadılar, görev süreleri sona erdikten sonra da çıkarları için yaptıkları imar planı değişiklikleri ile imara açtıkları alanları satarak yeni mersedesleri yenilemek, 4x 4  jiplere terfi etmek için de emlakçılık yapmaya başladılar.

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cem Oğuz'un "en riskli bölgeler" diye işaret ettiği Konserve Koyu ve Bambus'ta işte böyle bir anlayışın eseri..

Geçmişten ders almıyoruz dedik, hala da sürüyor falez katliamı, Büyükşehir Belediyesi Karaalioğlu Parkı'nda 'Kent Müzesi' kurmak adına falezleri kırıyor, deliyor, parçalıyor.

Hemen yanı başında bir inşaat hep yükseliyor, hem de falezleri her geçen gün biraz daha parçalıyor.

Böyle giderse yakında "Falez Müzesi' açmak zorunda kalacağız.

Bizden sonra gelenlere, yüzümüz kızararak, "Falezler bir zamanlar böyleydi" demenin acısını yaşayacağız.

Falezler de yaşanan bu olumsuz tabloya şimdi de 'Kentsel Dönüşüm Yasası' ekleniyor..

Başta Konserve Koyu, Bambus, Cumhuriyet Caddesi-Kadınyarı, Konyaaltı Caddesi olmak üzere ömrünü tamamlamış olan yapıların yıkılarak yenilerinin yapılması gibi son derece ciddi bir sorunla karşı karşıyayız.

Falezler zaten üzerindeki yükü taşıyamıyor, yük gerçekten ağır, falezler çöküyor ve denize doğru da kayıyor..

İşte bu noktada Antalya'nın gerdanlığına sahip çıkması şart..

Bir avuç Antalya sevdalısını diğer konularda olduğu gibi falez katliamında bu kentin sahipleri yalnız bırakmamalı diye düşünüyorum..