Meslek uzmanları, bilim insanları uyardı. Defalarca seslendiler; “Su yönetimine dikkat” diye. Yapılan yatırımların çevreye zarar vermesinin getireceği zararın telafisinin olmayacağı gibi ekolojik dengenin bozulmasının getirdiği sorunlar tek tek defalarca sıralandı…

 

İnsanoğlunun ‘rant’ hırsı dinlemedi ama hiçbir şey. Ve küresel iklim krizi ile susuzluk ve gıda krizi kapıya dayandı. Şimdi yağışlar giderek azalıyor. Yüzde 1’lik yağış kaybı bile verimliliği alt üst ederken yüzde 10’lara vardı, yağış kaybı…

 

Dün Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, “Kaybetmeden adım atalım” dedi ama dese ne fayda. Geçtiğimiz yıl da yaptığımız söyleşide sarı öküz örneğiyle “Salda Gölü giderse, doğa gider” demişti…

 

Türkiye koronavirüs ile mücadele etmeye çalışırken, geçtiğimiz yıl 16 Mart’ta yürürlüğe giren koruma alanlarına ilişkin yönetmelik değişikliğini eleştiren Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Serdar Aykurt da yapılan değişikliğin koruma alanlarının sonunu getirebileceğini söylemişti…

 

“Salda’ya dokunmayın” demişti, Başkan Aykurt da…

 

Salda’ya dokunmak bir yana, kıydılar, kondular, kazdılar. Kamyonlar ve kepçeler hala Salda’da. Üstelik Millet Bahçesi adıyla yapılan projenin planları davalıkken…

 

Dün Çevre ve Şehircilik Bakanı  Murat Kurum, oradaydı. Keşke durdurmak için orada olsaydı. Maalesef 1. Derece Doğal Sit Alanı’na yapılan davalık proje için talimat vermeye gelmiş. Basına yansıyan bilgilere göre Bakan, “Bitirmeden gelmeyin” demiş, müdürlere…

 

Zaten hem Karayolları hem de Devlet Su İşleri araçları, Salda Koruma Derneği Başkanı Osman Şakar’ın ifadesine göre harıl harıl çalışıyormuş…

 

Şaka değilse 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde de açılacakmış…

 

Trajikomik hallerimiz merhum Levent Kırca’nın parodileri gibi. Keşke gerçek olmasa ama tam da öyle maalesef…

 

Şimdi projeye baştan beri karşı çıkan yöre halkına, derneğe ve siyasilere çok iş düşüyor…

 

CHP Burdur Milletvekili, Çevre Komisyonu Üyesi Dr. Mehmet Göker’in öncülüğünde verilen mücadelelerin, çevrecilerin ve dernek temsilcilerin açtığı davaların durdurmadığı bu projeyi ne durdurur derseniz…

 

Bence Manavgat Ahmetler’deki gibi, Rize İkizdere’deki gibi kadınların öncülüğündeki direniş…

 

Yöre halkı direnecek, gerekirse çevre illerden bu direnişe destek verilecek ama kıyımın ilerlemesine izin verilemeyecek…

 

Yoksa Salda, İkizdere, Kazdağı derken her yer yağma ve talan edilecek…