Kaç gündür yazıyorum, siliyorum. Yazıyorum siliyorum. Hiç
bir şey paylaşmak istemiyorum. Ne yazsam, ne söylesem birleri kızıyor,
üzülüyor, kırılıyor. Neden?
--Çünkü eleştirdiğin şeyler birlerinin hoşuna gitmiyor.
--Kaç gündür bakıyorum, okuyorum ve sabır ile dinliyorum.
--Dün akşam turizmin ve doğanın Cenneti Sise/Manavgat'tan
önceki Belediye Başkanlarından ve iş adamı/Mühendis Akay ŞENEL ağabeyim aradı.
Kendini Akseki'ye atmış, hem yaylalıyor hem eski dost ve arkadaşları ile vakit
geçiriyor.
--Hani "kurdun dişine kan değmesin" derler ya.
Aslında kişinin kanına da siyaset girmesin, O ne kadar kızsa da, sinirlense de,
hatta küsse de olaylara duyarsız kalamadığı gibi, siyasetten de uzak kalamıyor.
--Bir Ak Partili tanıdığının gönderdiği İŞ BANKASI ile
ilgili, yıllardır anlatılan yalan ve uydurma bir paylaşımı görünce kızmış.
--Atatürk'e Ulusal Kurtuluş savaşını verdiği, ülkeyi
işgalden kurtardığı, Laik ve Demokratik bir Cumhuriyeti kurduğu için kızanlar,
her neden ise, Atatürk'ün yanında yakınında yer almış Celal Bayar söz konusu
olunca, sus pus olurlar. Atatürk'ün Bakanı, Başbakanı, İş Bankası Genel Müdürü
olduğunu unutulur. Tamam İş Bankası ile ilgili bu güne kadar bir çok şey
paylaşılır ve birileri suçlanır idi ama, bu defa, kurumsal kimliğe bir saldırı
var. Hem de bütün yasal sınırlar zorlanarak.
--Bakıyorum İş Bankası da utangaç, işin borsa yönünü öne
çıkararak bir bildiri yayınlıyor ama, olayı tam ve halkın anlayacağı dilde bir
açıklama yapmıyor. Geriye de bu güne kadar yapılan ve yayılan yalan haber ve
dedikoduların etkisi ile, gerçek sanılan bir algı kalıyor. Bu ülke aydının
sorunu, ülkesinin tarihini bilememek; halkının da en yanlış siyasi tercih ve
seçimleri yapmasıdır. Atatürk'ün
"Siyasal, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik
zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az
zamanda söner." düşüncesi ile Ulusal ekonomimin gelişmesi ve desteklenmesi
için Celal BAYAR'a bir banka kurulması yönünde talimat veriyor. Savaştan
çıkılmış, ticaret sermayesi yok, Osmanlının ticari sermayesi de gayrimüslim
olduğundan, paraları yurt dışında ya da nerede olduğu bilinmiyor. Celal Bayar
Kuracağı Bankanın kuruluş sermayesini için çareler arıyor ve 1 milyon sermayeli
İş Bankası'nı 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruluyor.
Sermaye yapısı ise: İş Bankası Munzam Sandık Vakfı: %
39,95, Atatürk Hisseleri (Cumhuriyet Halk Partisi)*: % 28,09, Halka açık pay: %
31,96 olarak yapılandırılıyor.
Buraya kadar sorun yok. Banka kuruluyor ve başarılı
bankacılık ve yerli ulusal sanayi yatırımları yapıyor. Bu gün ise, Finans,
sanayi ile ilgili 23 şirkette doğrudan ortaklığı bulunurken, dolaylı olarak
kontrol ettiği şirket sayısının 95 olduğu sayfalarında ilan ediliyor.
Peki özel şirketlerin yıl sonu dağıttıkları kar payını,
İş Bankası ne yapıyor? O da yasal mevzuatı gereği, hissedarlarına, yönetim
kurullarına ve yönetim organlarına gerektiği orada pay etmektedir.
Atatürk'ün vasiyeti gereği hisse payı nereye gidiyor?
Atatürk 5 Eylül 1938'de kendi el yazısı ile yazdığı vasiyetinde de bunu şöyle
tanımlıyor.
"Vasiyet madde:6. Her sene nemadan mütebaki miktar
yarı yarıya, Türk Dili Tetkik Cemiyeti ve Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine tahsis
edilecektir." diye talimat veriyor. Bu mirası yönetme sorumluluğunu da
"Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve
gayrimenkul emvalimi C H Partisine atideki şartlarla terk ve vasiyet
ediyorum:" diyerek, kurduğu parti CHP'ye veriyor.
12 Eylül ile birlikte Atatürk'ün kurduğu bütün kurumlara
saldırılmış, yok edilmiş, kapatılmıştır.
Atatürk ve kurucu iradede görev alanları kurdukları parti
CHP, dernekler 12 Eylül Askeri Darbesi ile kapatılmıştır. 1983 yılından
itibaren de kapatılan bu kuruluşlar, özünden ve amaçlarından uzaklaştırılarak
açılmıştır. Atatürk'ün bizzat kurdurduğu Dil Derneği/Cemiyeti, Dil Kurumu;
Tarih Derneği/Cemiyeti de Tarih Kurumu olarak bam başka bir işlevde yeniden
açılmıştır. Ulusalcı aydın ve yurtseverler dışında bir direnç olmadığından, bu
gün bile bu kurumlar, sanki Atatürk'ün kurduğu kurumlar değilmiş gibi
göstermelik "Atatürkçü" bir çizgide faaliyet göstermektedir.
CHP'nin kendisi ve vasiyet edilen sorumluluklarına
sahipliği ayrı bir tartıma konusu olsa da, Gerek CHP ve gerekse de İş Bankasından
kurumsal olarak, gelmiş geçmiş ve mevcut yöneticilerinden de, yüksek sesle
emanete sahip çıkmalarını beklemek, bir Atatürkçünün hakkı olsa gerek diye
düşünürüm. Bu işler, hısım, akraba, oğulları Banka yönetim kurlu üyeliklerine
atayarak; partim para almıyor denilerek CHP mevcut yönetimi olarak
sorumluluktan kurtulunamaz.
İş Bankası yönetim kurlu üyeliklerine seçim kıstasları
nedir? Banka bu gün hangi baskı ve ilişkilerin sorumluğu altındadır? CHP, artık
Atatürk'ün mirasını çarçur etmekten vazgeçse, Atatürkçülere kucak açsa iyi
olur. Atatürk'ün kurduğu kurumlar, nasıl bir bir işlensizleşmiş ve Atatürk'ün
düşündüğü asıl amaçlarından uzaklaştırılmışlar ise, CHP'de benzer süreçlerde
sürükleniyor gibime geliyor.
Bir kurum, kendi, inanmadığı şeylere yapılan saldırıları
kerhen, "dostlar alış-verişte görsün" diye savunur. İş Bankasına
yapılan bu baskı ve saldırı kaynağında püskürtülmeli ve Atatürk'ün herkesin
Atatürk'ü olmasını sağlayamayanlar, bari bu süreçte gerekli sınavı verseler. Atatürk'ün bıraktığı miraslardan ödünler
verile verile en son SARI ÖKÜZ İş Bankasına gelmiş gibi görünüyor. Haydi
hayırlısı.