Belki yüzlerce kez söyledik, yazdık, konuştuk hep birlikte. Sokakta, evde, parti toplantısında ya da
kahvede hem 31 Mart hem de 23 Haziran’ın kolektif bir başarı olduğunu.
Adaylar ya da örgütlerden ziyade isimsiz kahramanların ve ittifakın getirdiği
sinerji ile AKP’ye olan tepkinin, tencerenin başarısını…
Partisinin Büyükşehir adayı ve bazı ilçe adayları aleyhinde
CHP Genel Merkezi’nde ve Antalya’da kamuoyunda olumsuz propaganda yaptığı
bilinen, seçimlere 15 gün kalana dek
sahaya inmeyen CHP Antalya İl Başkanı Ahmet Kumbul’un da ‘Başarı’ olarak
gördüğü tablonun aslında tam anlamıyla başarı olmadığını ve elde edilen sonucun
tüm muhalefet tabanının gayretiyle alındığını hep söyledik…
Çünkü Antalya
referandumda, AKP’ye ve ittifaklarına ciddi bir fark atmış ve yüzde 59,08 ile
Hayır demişti…
AKP ve ittifakları
574 bin 421 oy alırken, CHP v e Hayır
bloğu 829 bin 415 oy almıştı…
31 Mart 2019 yerel
Seçimleri’nde ise alınan oy yüzde 50,62…
Yaklaşık 9 puanlık
bir kayıp var yani…
Şimdi gelelim haftasonu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin il başkanları toplantısında
Nevşehir’de söylediklerine…
“… son başarılar, bir
Millet İttifakı başarısıdır. Bu gerçeği de bütün il başkanlarımın bilmesini
isterim."
Daha açık
söylenemezdi herhalde, başarı sizin değil…
Gelelim daha önce yazdığım yazılarda da yapılmasına işaret
ettiğim ve dikkat çektiğim CHP’nin örgüt toplantısına…
Kılıçdaroğlu, belediye başkanları gibi il başkanları için de ilkeler
belirlemiş. Çok da güzel yapmış. 7 İlke oldukça dikkat çekici…
1.Belediye başkanlarımızın başarısı için çalışın. Her
il başkanı bulunduğu yerde CHP’li belediye varsa onun başarısı için çalışacak
ve 7 ilkeye uyup uymadığını denetleyecek.
2.Asıl olan sizin belediye başkanlarından talepleriniz
değil, asıl olan vatandaşların talepleridir. Vatandaşların belediye
başkanlıklarından taleplerinin takipçisi olacaksınız.
3.Belediye başkanlıklarımızın başarısı için bir
fedakârlık yapmak gerekiyorsa onu önce sizler yapacaksınız. Bir başarıyı
kitleselleştirmek durumundayız.
4.İl başkanı olduğunuz yerde toplumun tüm kesimleriyle
sıcak samimi ilişkiler kurun. Bunlar bize oy vermiyor ayrımı istemiyorum.
5.İl ve ilçelerde devleti yönetenler (valiler ve
kaymakamlar) adaletli bir yönetim sergilemiyorsa, partizanlık yapıyorsa
uyarmaktan ve eleştirmekten asla çekinmeyeceksiniz.
6.Vali ve belediye başkanı milletin parasını
harcamaktadır. Kimse kendi cebinden oraya para koymuş değildir. Gizli kapaklı bir
şey yapılıyorsa bilin ki cebine bir şeyler akacak. Valilerin ve diğer belediye
başkanlarının aynı hassasiyetle bütçenin takipçisi olması gerekiyor. Takip
edeceksiniz.
7.Derdi olan gelip sizin kapısını çalacak. Dolayısıyla
sizin göreviniz çok daha ağır ama zor değil. Bu yeni süreçte hepimize yeni
görevler düşüyor. İç çekişmeyi bir kenara bırakacaksınız.
Oldukça
önemli bu ilkeleri, mevcut il başkanı ve yönetimi ne kadar hayata geçirir
şüpheli…
Sanıyorum ki CHP Antalya’ya kucaklayıcı anlayışı
hayata geçirecek, belediye ve örgüt ilişkilerini sağlıklı hale getirecek yeni
bir kaptan lazım…
Bakalım o kaptan kim olacak…