Bazı arkadaşlar “Türkiye, Tayyip ile İmamoğlu arasında bir seçime zorlanmaktadır.” diye itiraz etmektedirler. Bundan iki yıl önce Tayyib'in karşısına altılı masayı çıkarmıştık ama başaramadık. Şimdi tanka karşı tank! Tekadam’a karşı, onun ucube rejimini yıkabilecek bir adam var, o da İmamoğlu'dur.
Çare var mı? Bence yok! Ancak bütün olasılıkları düşünmek gerekiyor. İmamoğlu aday olamayabilir, normal ya da erken seçim yapılamayabilir, seçimi erteleyebilecek durumlar çıkabilir. Seçim sathı mailinde ortaklıklar hızla değişebilir.
İmamoğlu seçmenleri, İmamoğlu’na şu soruları sorma haklarını kendilerinde görmektedirler:
Eylül ayından bu yana rakibinize “Seni eve göndereceğiz, artık torunlarınla oynayacaksın!” falan demektesiniz. Yani hesap sormaktan hiç söz ettiğiniz yok? Siz de mi “Devri sabık yaratmayacağım!” diyeceksiniz? Biz memleketimizin yok edilen 20 yılını ve her gün soyulup soğana çevrilmemizin hesabını kimden soracağız?
Ağzından çıkan her söz; uydurma, yalan, köksüz iftira, hakaret, küçümseme ya da nefretten ibaret olan Tayyib’e özel devlet sisteminin bozduğu, çoktan unutulan iki önemli soruyu da Antalya’dan ekleyelim:2004 yılında kabul edilen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda değişiklikler yapılacak mı?
Antalya Büyükşehir Belediyesinin 2023 Yılı faaliyet raporuna göre Büyükşehrin bakım onarım ve temizliğinden sorumlu olduğu 2736 adet Mezarlık vardır. Örneğin Antalya’nın Kemer ilçesinin Beycik Köyü’ndeki mezarlık, köyümüz mahalle olduğundan bu yana Tanrıya emanet durmaktadır. Atıkların ayrışması ve toplanması da doğamızın insafına bırakılmıştır. Her iki konuya ilişkin sıkıntılarımızla ilgili dilekçemizi kentin içinde, köyden (mahalleden) 70 Km. uzaktaki Belediye Sağlık Daire Başkanlığına vermek zorunda kalmaklayız.
İkinci olarak, Diyanet İşleri Başkanının tasarlayıp uyguladığı, Aile Bakanlığının hararetle desteklediği “4-6 Yaş, Kur’an Kursu Programı” ve diğer sözde dinsel programlar devam edecek mi?
Camilerin eklentilerinde ya da yanındaki bir yerde ana okulu çağındaki çocuklara İslam’ın kitabı ezberletiyor ve buna da dini eğitim diyorlar. Antalya merkez ve ilçelerinde tam 183 adet 4-6 yaş çocuklar için kuran kursu veren yerler varmış. Her birinde 10 çocuk olsa 1830, 20 çocuk olsa 3660 (üç bin altı yüz altmış) Antalyalı güzelim çocuğun beyni zehirleniyor.Tüm Türkiye'yi düşününce durum çok kötü. Bu en küçüklere verilen kurs, bunun daha büyükleri, yatılı okulları var. Bu kurslar kaldırılmadan İmam Hatip Okulları nasıl kaldırılacak? Cemaat denilen, çeşitli renk ve biçimdeki tarikatların içine çekilenleri ve bozulan Milli Eğitim sistemimizi düşündüğümde, en az üç kuşağı kaybetmiş bir Türk Milletini görüyorum. Siz görmüyor musunuz ya da görüp, “Bu durum eskiden çok daha iyi” mi diyorsunuz?
Konu mezarlıklardan, kapaklı büyük çöp kutularından çok daha önemli olduğu için biraz uzatmalıyım. Bakın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan ünvanlı ve Derya Yanık isimli başı bağlı olmayan bir hanımcağız, 17 Ocak 2023 Salı günü Ankara’da kuran kurslarıyla ilgili ne demiş:
“Rengarenk çiçekli, işlemeli ya da bembeyaz tülbentlerimizle, bembeyaz takkelerimizle elifba cüzlerini göğsümüzde sımsıkı tutarak adeta gökyüzünden yeryüzüne inmiş melekler gibi mahalle camilerine koştuğumuz Kuran kursları hafızalarımızda yer etmiş ortak değerimizden birisi. Çocukluğun masalsı atmosferi içinde bir lokma ekmek yere düşse onu yerden alıp üç kere öpüp başımıza koyduğumuz o güzellikler dünyası bugün de yaşatılmayı ve aktarılmayı hak ediyor...”
Yukarıdaki sorulara, yıllardır uygulanmakta olan belediyelerin iftar yemeklerini eklemeliyim:
Bu konuda iktidar partisiyle muhalif partiler yarış içindedirler. Tekrar seçim kazanmak için bütün günahlar artık mübah! Belediye meclislerindeki üyelerin çoğunun “Ramazan’daki bu iftar yemekleri ve aş evleri ya da yeni adıyla kent lokantalarının ödenekleri nereden geliyor?” diye soracaklarını tahmin etmiyorum. Elbette soramazlar. TBMM üyeleri, “Kapıcıya bayram ikramiyesi verir gibi beş yıldır emekliye bayram ikramiyesini nerden veriyorsunuz?” diye soruyorlar mı?
Egemenlerin hükümranlığı devam ettiği sürece, nereden bulaştıysa bizim topluma, bu kültür değişmez artık. Toplumdaki alışkanlıkları değiştirmek ve büyük kötülükleri temizlemek İmamoğlu’ndan sonrakilere kalacak.