Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Antalya’da da sadece ekonomik kazancın düşünüldüğü ‘rant projesi’ olarak tabir edilen projeler, maalesef ‘kamu yararı’ önceliği olması gereken kurumlar tarafından yürütülmeye çalışıyor. İşte bunlardan biri de Antalya’nın Kanal İstanbul’u diyebileceğimiz dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in ‘Çılgın Projesi’ Boğaçay Projesi ve planları…
İlk günden itibaren karşısında durduğum, hem basında hem
medyada olmazlarını aktardığım plana dair çevresel etkileri de can güvenliği
açısından yaşanabilecek durumları da özetledim sık sık. 103 Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi’nden biri olarak zaman
zaman tek başıma kalsam da pes etmedim. Kİ arkamda kocaman dağ gibi duran meslek
odalrı, eşgüdüm kurulu, basın, Antalyalılar vardı…
Özellikle de iki
meslek odası vardı; Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası…
Tabii kıymetli avukatlar Odhan ve Sevda Mesci’nin emeğini inkar edemem…
İşte ortak bir
mücadeleyle hem bilirkişi hem mahkeme heyeti gerekçelerimize katıldı. Hem doğa
kazandı hem de kamu…
Antalya’nın en
kıymetli belediye ve Hazine arazileri kurtuldu…
Yetmedi burada
yapılması düşünülen taşkın alanındaki 70 bin hektar konut alanında yaşanması
muhtemel tehlikelerin önüne geçildi…
Can kayıplarına kadar varabilecek tehditlerden kurtulduk…
Olmayan bir konut ihtiyacıyla gerekçelendirilen plan ve plan notları iptal oldu…
Kazanan çevre,
kazanan Antalya, kazanan ortak mücadele oldu…
Bir kez daha kamu
arazilerinin rant projeleriyle elden çıkarılmasının önüne geçildiği gibi
yargıdaki mücadelenin önemi de bir kez daha anlaşıldı…
Klavye başında muhalefetle ya da kuru basın açıklamalarıyla
bu işin olmayacağı muhakkak. Yanlış
proje ve yatırımların önüne geçebilmek için tek alan ortak mücadeleden ve
yargıdan geçiyor…
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da söz veriyorum ki Antalyamız için hem sokakta hem yargıda hem de tüm platformlarda mücadeleye devam edeceğim…
Tek sevdamız, tek aşkımız Antalya ve memleketimiz…