Antalya kıyılarında deniz doldurularak yapılan mendirek şeklindeki iskeleler, uydu fotoğraflarıyla belgelendi. Uydu görüntülerinde boş olan denize, ilerleyen yıllarda denizin yaklaşık 150 metre doldurularak iskele yapıldığı, iskelelere ise şezlong ve locaların yerleştirildiği görüldü.
Kentin birçok noktasında oteller tarafından kullanılan ve deniz doldurularak yapılan mendirek şeklindeki iskeleler, uydu fotoğraflarıyla belgelendi. Antalya kıyılarında iskeleler olmadan ve yapıldıktan sonraki hali, uydu fotoğraflarıyla göz önüne serildi. Yapıldığı yerin deniz akıntılarını kesen iskeleler, deniz ekosistemine de zarar veriyor. Bazı noktalardaki iskelelerin ise kıyıdan başlayarak, denizin yaklaşık 150 metre doldurularak yapıldığı görüldü. İskelelerin üstlerinde ise şezlonglar ve kapalı locaların olduğu uydu fotoğraflarında görülüyor.
‘SUYUN ISINMASINA SEBEP OLUYOR’
İskelelerin deniz ekosistemine zarar verdiğini söyleyen Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Doldurulan yerlerin bazılarında iskeleler deniz çayırları (Posidonia Oceanica) üzerine yapıldı. Bunlara dikkat edilmesi, bunun olmaması gerekiyordu. Kıyı akıntılarını da kesiyor. İskele yapılırken birçok yaşam alanını yok ettiği gibi akıntıları kestiği için kirliliği de tutuyor. Su sirkülasyonu olmadığı için suyun ısınmasına da sebep oluyor. Alanya bölgesine doğru bakıldığında otellerin çoğunun önünde bunu görüyoruz" dedi.
‘DENİZE ZARAR VERİLİYOR’
İskelelerin akıntıyı kesmesi nedeniyle denize de zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Gökoğlu, “Bunları yapanlar bindiği dalı kesiyor. Akıntı olmadığı için denize zarar veriliyor. Zaten Akdeniz ısınıyor, yazın 30 dereceye kadar ulaşıyor su sıcaklığı. Bu kirliliğe bağlı olarak zararlı organizmaların oluşma ihtimali de var burada. Bunlar denize girenlere temas ettiğinde kaşınma ve yanmaya neden olur. Kirlilikle birlikte mikroorganizmaların artışına sebep olur. Ayaklı iskeleler var, bunlar akıntıya engel olmuyor. Mendirek şeklinde yapılanlar kadar etkisi olmaz" diye konuştu.
YÖNETİCİLER DENİZLER İÇİN GÖREVE
Antalya kıyılarında denizi doldurarak yaratılan iskelelere tepkiler büyürken, doldurma işlemi için ruhsat alınıp alınmadığı da bilinmiyor. Kamuoyu ise denetim yetkisi olan kamu kurumlarından acil adım bekliyor. DHA muhabiri Semih Ersözler’in yaptığı habere göre oteller tarafından kullanılan ve deniz doldurularak yapılan mendirek şeklindeki iskeleler uydu fotoğrafları ile belgelendi. Haberde bazı noktalardaki iskelelerin ise kıyıdan başladığı, denizin yaklaşık 150 metre doldurulduğu ifade edildi. İskelelerin üstlerinde ise şezlonglar ve kapalı locaların olduğu uydu fotoğraflarında kanıtlandığı ifade edildi. Konuyla ilgili olarak Çevre şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre ruhsat işlemleriyle ilgili, “Kıyıda ve dolgu/kurutma suretiyle kazanılan alanlarda yapı ruhsatı, ilgili belediye veya valilikçe düzenlenir. Ruhsat düzenlenebilmesi için mülkiyetin belgelenmesi gerektiğinden, Maliye Bakanlığından gerekli iznin alınması zorunludur” denildi. Denize yapılan dolgu çalışmalarında ruhsat izninin bakanlığın verme yetkisi olduğu bilinirken, otellerin sahillerine yapılan iskelelere ruhsat verilip verilmediği, verildiyse de kim tarafından verildiği kamuoyunca sorgulanıyor. Antalya halkı yapılan işlemle alakalı kamu kurumlarını göreve çağırdı. Konuyla ilgili benzer bir örnek ise geçtiğimiz aylarda Marmaris’te yaşanmıştı. Marmaris Belediyesi, Sinpaş'a kaçak ve ruhsatsız kıyı dolgusu nedeniyle 60 milyon TL ceza vermişti.
“KIYILAR HALKINDIR”
Kıyılar, Anayasa’nın 43. Maddesine göre, herkesin eşit ve serbest kullanımına açık olan ve kamu yararına kullanılması zorunlu olan bir alan olarak belirtilmişti. Anayasal ilke çerçevesinde kıyıların kullanımında kamu yararı, gerek mülkiyet biçimi gerekse yapılanma ile ilgili kısıtlamalarla sağlanmakta olduğu ifade edildi. Özetle kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu belirtilirken, mülkiyete yani tapuda tescile konu olmayan bir konumda olduğu biliniyor. Kıyılardaki yapılanma haklarının ise son derece kısıtlı olduğu ifade edildi.
DENETİM YETKİSİ BELEDİYELERDE VE VALİLİKLERDE
Kıyıların denetimiyle ilgili yer alan bilgide ise, “Kıyılarda doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan alanlarda ve sahil şeritlerindeki tüm uygulamalar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, bu sınırlar dışında valiliklerin denetimi altındadır. İlgili idareler bu alanları sürekli kontrol altında tutmak ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Ancak, Bakanlığımıza iletilen çok sayıda yazıda, ilgili idarelerin gerek ekipman gerekse yeterli bilgi düzeyinde eleman eksikliği nedeniyle kıyı içeren alanlarda sürekli denetim yapamadığı, aykırı uygulamalara zamanında müdahale edilememesi nedeniyle de sorunun daha da karmaşık hale geldiği belirtilerek, yapılacak işlemler hakkında Bakanlığımızdan görüş istenmektedir. İmar Kanununun yürürlüğe girdiği 9 Kasım 1985 yılından bu yana Bakanlığımız görev alanlarında kalan hususlarda birinci derecede müdahale yetkisine sahip değildir. Ancak, yapılması gereken işlemlere dair görüş verir, aykırı uygulamaların sürdüğünün tespiti halinde belediyelerin yetki alanları ile ilgili hususlarda İçişleri Bakanlığına konu aktarılır. Ancak, idarenin sürekliliği esas alınarak aynı bölgede görev yapan idareler zorunlu hallerde birbirlerine eleman ve ekipman açısından destek olmakla yükümlü olup; il sınırları içerisindeki en büyük mülki amir sıfatıyla valiler bu gibi durumlarda gerekli koordinasyonu ve desteği sağlamak yetkisine sahiptirler” ifadelerine yer verildi.