Süper Lig ekiplerinden Onvo Antalyaspor’un Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde düzenlenen Güney Kariyer Fuarı’ndaki (GÜNKAF)söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. 45 yaşındaki Emre Belözoğlu, Antalya’ya 40 gün önce belirterek, Antalyaspor’un karakteri yüksek bir oyuncu grubundan oluştuğunu kaydetti.
Her futbolcunun formasını ve şehrini sahiplendiğini işaret eden Belözoğlu, “Bir futbolcunun formasını sahiplenmesi, bulunduğu kulübü hissetme aidiyeti çok önemlidir. Bu anlamda şanslı ve mutluyum. Şehir çok güzel. Antalya’nın güzel bir iklimi vardır, insanların enerjisini çok beğeniyorum. Kulüp çalışanları bizi evimizde gibi hissettiriyorlar. Bizimde işimiz onlara verdiğimiz sözü yerine getirip çok çalışmaktır. Şuan işler fena gitmiyor. Gücümüzün farkındayız ve iyi işler yaptığımızı düşünüyoruz.Hikayelerin nasıl başladığı değil, nasıl sonlandığı değerlidir. İnşallah bizim için hikaye güzel bir şekilde sonlanır” diye konuştu.
Kariyer süreci hakkında bilgiler veren Belözoğlu, İstanbul Yedikule’de dar sokakları olan küçük bir Rum mahallesinde doğduğunu hatırlattı.
İNTER’E TRANSFER OLANA KADAR BABAM BEĞENMEZDİ
Sokaklara araba girmemesi nedeniyle okul sonrası hep top oynadıklarını anımsatan Belözoğlu, “ Çok futbol topumuz yoktu. Mahallenin zengin çocuğunun topu vardı, iyi oynadığım için beni alırlardı. Oradan bir kontenjanım oluyordu. Küçük yaştan beri ve futbola olan hayranlığım ve tutkumla büyüdüm. Ailem bana ellerinden geldiğince destek oldu. Annem okumamı istiyordu, babam Anadolu’ya gömlek satmaya gittiği için çok görmezdim. O nedenle babama karşı bir hasretim olmuştur. Babamda eski futbolcu için beni en çok teşvik eden kişiydi. Çok beni beğenmezdi İnter’e transfer olana kadar. Ailenin desteği çok değerli ve önemli. Onların yanlarında olduğunu hissetmek bir genç için çok önemlidir” diye konuştu.
YABANCI DİL VURGUSU
14 yaşında Zeytinburnuspor’dan, Galatasaray alt yapısına transfer olduğunu belirten Belözoğlu, “ 16 yaşında A takıma çıktım. 2001’de UEFA Süper Kupa’yı kazandık. Yurt dışı serüvenim başladı, 8 senelik. Kolay değildi. Türkiye şartlarında büyümüş, aile merkezli yalamış bir genç için yurt dışında oynamak. 30 yaşıma kadar İtalyanca, İngilizce ve İspanyolca öğrendim. Dünyada bir yere gelmek kolay değil. Rutininiz ve ritüelleriniz olmalı ve bunları besleyecek olan yabancı dildir. İngilizce bile yetmiyor. Yabancı dil öğrendim, yeni kültürler edindim. 20 yaşından sonra kendime vakit ayırdım, kendimi geliştirdim. Şuan 45 yaşındayım. Geriye baktığım zaman Galatasaray, İnter, Newcastle United,Fenerbahçe, Atletico Madrid, Başakşehir, en son Fenerbahçe’de oynadım ve sonrasında hocalık.Hepsi bir tecrübe. Hayatta insanın başkalarından çok ilham aldığı durumlar ortaya çıkabiliyor. Yarışacağım ve yenmek istediğim tek kişinin kendim olduğunu farkettim. Bir gün önceki benden, daha iyi bir ben olmak için sabah uyandım.İnişler çıkışlar olsa da mesleğimde başarılı olduğumu düşünüyorum” dedi.
ÇOK ÇALIŞMAK DEĞİL, DOĞRU ZAMANDA ÇALIŞMAK
Haftanın her günü çok erken kalktığını 2 saate yakın kendine ayırdığı zamanının olduğunu ifade eden Belözoğlu, “Yarım saat kitap okurum. 2 saatin üzerinde rakip analizi, antrenman programı ve kendi analizimi yaparım. Kahvaltıyla saat 10 gibi güne başlarım. Beyinin gelişmesi için size zor gelenin her gün hayata sokulmasıdır. Fazla çalışmaktan ziyade, doğru zamanlarda çalışmak, taze bir beyin ve kalp tutmaya gayret etmelisiniz. Kendi işimde futbol anlamında ülkemizde başarılı insanlardan olduğumu düşünüyorum. Yeterli bulmuyorum, üzerine inşa etmek istediğim hayatım var. Hala çalışmaya devam ediyorum” diye konuştu.
Hayatındaki dönüm noktasından bahseden Belözoğlu, yanlışlarıyla hatalarıyla başarılı bir sporcu olduğunu kaydetti.
40 DERECELİK ATEŞ, KARİYER BAŞLANGICIM OLDU
İçinde başarıları olan bir kariyerinin olduğuna değinen Belözoğlu, “ Kader kısmına gelirsek. Benim Galatasaray’da parladığım ilk maç, Kocaelispor deplasmanıydı. 40 derece ateşlim vardı, normalde bir sporcunun bu ateşte oynaması çok tehlikeli,17 yaşındaydım. İlk maçıma 40 derece ateşle çıktım. Fırsatın bana geldiğini bilerek, meydan okumayı herkese hissettirme sürecimdi. Maça öyle çıktım ve çok iyi oyun oynadım. Elinizdeki şartlar ne olursa olsun, her şeyini verebileceğiniz odaklanma olduğunda hayat karşılığını hayat getiriyor. Benim için kariyer başlangıcı 40 derece ateşle ligin en iyi takımlarımdan biri olan Kocaelispor maçına çıkıp 2 gol atıp, 4-1 kazanmaktı. Böyle bir başlangıç oldu. Her zaman insanın bir vazgeçmemesi olmamalıdır” açıklamasını yaptı.
HAYATIMA ÇOK İNSAN YERİNE KİTAP SOKMAK İSTERDİM
Hayatında ‘keşke’ demediğini ama pişmanlıklarının olduğunu işaret eden Belözoğlu, “ Bir kere 25 yaşından sonra kitap okumaya başladım, ama 15 yaşında çok kitap okumaya başlasaydım. Hayatıma çok insan soktum, bunun yerine daha çok kitap sokmayı tercih ederdim. Yaşamın her anını değerli görüyorum. Ben kendime 30 yaşına kadar değer vermedim. Daha çok insanlara fırsatlar tanıdım. Ama geçmişe gidersem daha çok kendimi geliştirmek için zaman, doğru insan tercihleri olurdum.40 yaşından sonra hayata çok daha farklı bakılıyor. Biraz daha kendini sevmeye ve kendine haksızlık etmeye başladığını düşünüyorsun.” dedi.
ANTALYASPOR’U HAKETTİĞİ KONUMA GETİRMEK
3.5 yıldır teknik direktörlük yaptığını aktaran Belözoğlu, “ Futbolunun iyi kötü günleri, inişleri çıkışları var. Teknik adamlık futbolculuk gibi değil. Teknik direktörlük bu işin yüzde 25’i, yüzde 75’i diğer gerçek aktörler. Dokunabileceğin yerler belli.İşin gerçek profilinin futbolcu olduğunu daha çok anladım. Hedef, hayal öncelikle bugünden keyif almak. Hayallerimi dillendirmemeyi öğrendim. Kısa vadeli hedeflerim şuan Antalyaspor için kafamızda hayallerimiz var. Şehrin dinamikleriyle birlik içinde Antalyaspor merkezli bir hayaller olmasını istiyoruz. Bu takımı inşa etmek istiyoruz. Daha sonrasında ulusal ve uluslararası hedeflerim var. Futbolculuğumda da başardığım şeyleri teknik direktör olarakta başarmak istiyorum. İlk hedefim Antalyaspor’u hakettiği konuma, duruma, şehri birleştirecek bir takıma getirmek. Sonrasında Fenerbahçe forması giymiş hangi oyuncuya sorsanız, bir gün Fenerbahçe’ye teknik direktör olmak ister misiniz? deseniz, ‘evet’ der. Herkesin hayalidir bir gün Fenerbahçe’yi çalıştırmak. Benim için şuan bulunduğum durum ve konum itibariyle en büyük takım Antalyaspor’dur” açıklamasında bulundu.
Katılımlarından dolayı Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Emre Belözoğlu'na plaket takdim etti. Daha sonra Belözoğlu, öğrencilerin formasını imzaladı, bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.