Antalya’da yaşıyoruz, denize hasret kaldık..
Konyaaltı’nda bırakın denize girmeyi, sahilde
yürüyüş yapmak, kentin gürültüsünden uzak
saatler geçirmek, denizi seyretmek bile olanaksız..
Antalyalı denizsiz yaşayamaz..
Yaşamaz da ‘yassak
hemşerim’ uygulaması az kalsın bir felakete yol açıyordu.
Büyükşehir
Belediyesi, birkaç kez ihaleye çıkmasına rağmen talipli bulamadığı projeyi
kendisi gerçekleştirmek amacıyla Konyaaltı sahilini, dev paravanlarla yaya ve araç ulaşımına kapatınca, 67 yaşındaki
Dursun Ali Gencer isimli vatandaş, çareyi falezlerden denize girmekte buldu.
Ancak bu
kolay olmadı, şans eseri ölümden döndü..
Dursun Ali Gencer, falezlerden denize girmeye
çalışırken ayağı kaydı, kayalıklarda metrelerce sürüklendi, uçuruma birkaç
metre çevrede bir vatandaşı yardımıyla kurtarıldı..
Büyükşehir Belediyesi, dünyaca ünlü Konyaaltı
sahilinde yat yapı çalışmalarının tamamlandığı, üst yapının imalatına
geçildiğini açıklasa da hala kazı sürüyor sahil bölümünde..
Konyaaltı sahilinde çalışmalar bitirilince nasıl
bir görüntü ortaya çıkacağı belirsiz..
AKP’li
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, seçildiği
gün, gazetecilere şu ilginç açıklamayı yapmıştı :
“Bol bol
fotoğraf çekin, artık Antalya’yı tanıma imkanı olmayacak”
Haksız da değil, Antalya büyük değişim yaşıyor.
Beton
sevicilik aldı başını gidiyor.
Antalya, AKP’nin hayallerinin doğrultusunda
hızlı bir şekilde İstanbul gibi bir beton
kent oluyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, bazen ‘mega’, bazen de ‘çılgın’ dediği projeleri tanıtırken, iktidara ve muhaliflere yönelik
olarak da “ Bizim projelerimizi hayal
bile edemezler” türünden eleştiriler getiriyor..
Sizi bilmem
ama beni AKP’nin Antalya hayali korkutuyor..
Antalyalılara denizi izlemenin bile yasak olduğu
Konyaaltı Sahil Projesi, bir deniz kenti olan Antalya’da sahillerden yararlanma
koşullarının ortadan kaldırılmasının bir provası olduğu yönündeki iddialar
giderek güçleniyor.
Bakınız Antalya
Kent İzleme Platformu’ndan Avukat Mustafa Şahin, ne diyor :
“Konyaaltı
Sahil Projesi’ne göre büfeler, ticari alanlar inşa edilecek, karayolunun bir
şeridi kapatılarak yaya yolu yapılacak. Buradaki temel problem, kıyı kenar
çizgisini ihlal eden bir proje olması. Oradaki yapılaşmaların önemli bir kısmı kıyı
kenar çizgisini ihlal ettiği için hem risk anlamında, hem kullanım anlamında
yapılaşma yasağına rağmen yapılıyor. Büfelere koordinatları belirlenerek,
şemsiye ve şezlong kiralama hakkı veriliyor. Bu hukuken de bir sahil işgalidir”
Avukat Şahin, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin
Konyaaltı sahilinde Kıyı Kanunu’nu ihlal ettiğini vurgulayarak, şunları
söylüyor :
“Kıyı
Kanunu’na göre sahillere çit çekilemez, herhangi bir ticari amaçla sahiller
kullanılamaz. Bu anlamda yasaya aykırılık söz konusu. Doğal olarak bunun
sonucunda da kıyılardan sadece parası olan insanlar yararlanabilecek. Büfe
bağlantılı çalıştırılabileceği için kabinler, duşlar, tuvaletler de onlara
endeksli çalışacak”
Konyaaltı sahilindei çalışmalar şimdilik kapalı
bir kutu..
Başkan Türel, sahilde ilk projeyi uygulayan Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e
de göndermede bulunarak şöyle diyor :
“ 1990
model Konyaaltı sahilini 2020 model Antalya’ya yakışan bir Konyaaltı sahiline
dönüştürmeye gayret ediyoruz. Konyaaltı, tamamen halka açık bir plaj olarak çok
daha nitelikli, Antalya’ya yakışan şekilde hizmet vermeye devam edecek”
Bekleyelim ve görelim kim haklı çıkacak ?