İlber Ortaylı  "İmparatorluğun Son Nefesi: Osmanlı'nın Yaşayan Mirası Cumhuriyet " adlı kitabında Filistinlilerin sığınmak zorunda kaldığı Gazze karasularındaki doğalgaza ABD ve İsrail'in el koymaya hazırlandığı toprak parçası için şöyle yazmıştı:


"Gazze; tarihte hiçbir ülke bu kadar küçük yüzölçümüyle bu kadar büyük bir sorun haline dönüşmüş ve trajedi yaşamış değildir....Yine Orta Doğu bölgesinde Nil vadisi dahil bu kadar küçük bir sahada böyle kalabalık bir nüfus da bulmak da güçtür...Gazze'de nüfus asrın başında (1900'lerde)  40 bine ve Birinci Dünya Savaşı'nın başında 20 binden aşağı düşmüştü...


29 Kasım 1947'de Birleşmiş Milletler hem Filistin hem de İsrail devletinin kurulmasına onay vermişti..İsrailliler bugüne kadar Filistin devletinin kurulmasını daima engellediler...1947-1948 döneminde ABD'nde yaşayan Yahudilerden 50 milyon dolar bağış toplayan İsrailli Yahudiler o dönemde Filistin topraklarından yaklaşık 800.000 Filistinliyi silah zoruyla kovdu...Bu olaya Nakba ya da Nekbe / Büyük Felaket deniyor...(Bakınız: Ilan Pappe tarafından yazılan kitap: "The Ethnic Cleansing of Palestine")

Filistinliler 2024'ün eşiğinde ABD'nin 1948'den bugüne yaklaşık 263 milyar dolar (150 milyar dolar zannediliyordu meğer 263 milyar dolarmış!) karşılıksız yardım vererek, akıtarak desteklediği, paraya boğduğu İsrail'in 5,4 milyon Filistinliyi Gazze ve Batı Şeria'dan bir daha eski topraklarına, eski evlerine geri dönemeyecek şekilde üzere Türkiye, Mısır, Ürdün gibi ülkelere sürgün etmesinden, kovmasından korkuyor...

1948'de İsrail ordusu silahlı çatışmaya girdiği Mısır, Suriye, Ürdün, Irak ve Lübnan ordularını bozguna uğratmıştı...1967'de ve 1973'te de İsrail ABD'nin olağanüstü askeri destekleriyle Sovyetler Birliği'nin desteklediği Arap ordularını büyük yenilgilere uğratmayı başardı...

2024'ün eşiğinde Filistin halkı için en iyi çözüm 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıdır.   

ABD Başkanı Joe Biden bile  inandırıcı olmayan ve İsrail'e baskı niteliğinde olmayan bir açıklamasında kendisinin de aslında iki devletli çözüm istediğini söyledi...Biden, İsrailliler ile Filistinliler arasında barışı tesis etmek için iki devletli çözümü ‘canlandırmak’ amacıyla çalışmanın zamanının geldiğini söyledi...


Sıcak gelişme: Gazze'yi bir kez daha dümdüz etsin diye ABD İsrail'e bir 14 milyar dolar daha verecekmiş...Üstelik ABD'nin günlük 4,65 milyar dolarlık yıllık 1 trilyon 700 milyar dolarlık bütçe açığı var...ABD İsrail'e her yıl savaşta olsun ya da olmasın en az 4 milyar dolarlık yardım yapıyordu...Şimdi Hamas'la savaştığı için İsrail'e bir ek 14 milyar dolar daha yollayacak ABD...ABD'nin toplam borcu yaklaşık 34 trilyon dolar!


İsrail'e yıllık 4 milyar doların Amerikan halkına günlük maliyeti 10,4 milyon dolardı...İsrail ABD'nden aldığı ya da önümüzdeki günlerde alacağı 263 milyar dolarla Arap ordularını 1948, 1967 ve 1973'te büyük yenilgilere uğratmıştı...



ABD'nin İsrail'e 2024 yılı yeni yardım paketi duyurulurken 1973 İsrail-Arap savaşını bir İsrail zaferine dönüştüren ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger 29 Kasım 2023'te 100 yaşında vefat etti...Henry Kissinger İsrail'in en büyük dostuydu...27 Mayıs 1973'te Almanya'da doğmuştu...Kissinger 500.000 Alman Yahudisinden biriydi...Kissinger Ekim 1973'te İsrail'e yaptığı olağanüstü askeri yardımla Ekim 1973'te İsrail'in Yom Kippur Savaşı'nda Arap orduları karşısında devasa bir zafer kazanmasını sağlamıştı...Bu olay "A Woman Called Golda" (1982) ve "Golda" (2023) filmlerine konu olmuştu...


7 Ekim 2023'te Hamas tarafından kaçırılan İsrailli rehinelerin yakınları Hamas'la görüşerek yakınlarını kurtarması için Erdoğan'a mektup yazmıştı...Yani İsrail Başbakanı Netanyahu'nun bu konuda kendilerine yardımcı olmayacağını ya da olamayacağını düşünmüşlerdi...


Hamas, askerî çözümden yana olan İhvancı (Müslüman Kardeşler) bir gruptur...Rusya ve Türkiye Hamas'ı terör örgütü olarak görmüyor... Hamas en baştan bu yana İsrail'i yok etmeyi hedefledi...Hamas ile İsrail arasındaki esir takasında Mısır ve Katar baş rolleri üstlendi...


2020 Başkanlık seçimlerinde ABD'ndeki Yahudi asıllıların büyük çoğunluğu Joe Biden'e  oy verdi...2024 Başkanlık seçimlerindeyse ABD vatandaşı Müslümanların İsrail'e kayıtsız şartsız destek veren Joe Biden aleyhine oy vereceği tahmin ediliyor...


1990'da ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Filistinlilerle barış yapma şartları konusunda İsraillileri sert bir şekilde eleştirmesi İsrail'de şok etkisi uyandırmıştı..."ABD İsrail'i azarladı" denmişti...



İsrail'in 1982 yılında Lübnan'ı işgal edip Filistin Kurtuluş Örgütü'nü (FKÖ) oradan çıkarmasından sonra, işgali FKÖ'nün işini bitirmek için başlatan İsrail Başbakanı Menahem Begin, ABD Başkanı Ronald Reagan'ın Batı Şeria'da barışçıl bir çözüm talep ettiği bir mektupla şaşkınlığa uğramıştı...İsrail bu mektubu dikkate almadı ve mektuptaki önerileri uygulamadı...

George W. Bush, Donald Trump ve Joe Biden gibi ABD Başkanlarının desteğiyle, teşviğiyle İsrail Kralı ünvanını elde eden Netanyahu şu sıralarda Lübnan sınırında 100 bin asker konuşlandırdığını söyleyerek, Beyrut'u Gazze'ye benzetmekle tehdit ediyor.    



Netanyahu Oslo Anlaşması'nı imzalaması nedeniyle İsrail kamuoyunu ve İsrailli fanatikleri İsrail eski Başbakanı İzak Rabin'in aleyhine kışkırttı.Eşi Leah Rabin, Netanyahu'yu Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcileri sokağa döküp protestoları alevlendirip İzak Rabin'e karşı düşmanca bir atmosfer yarattıktan sonra kışkırtarak kocasını öldürtmekle suçlarken yalan söylememişti.  Yaser Arafat'ın barış projesindeki ortağı İzak Rabin suikasta uğradığında, aralarında Netanyahu'nun da bulunduğu İsrailli politikacılar taziyelerini sunmaya geldi.Ancak Leah Rabin, Netanyahu'nun ziyaretine izin vermeyerek, "Bu adam bizim evimize giremez" demişti.Dul kadın, kocasının katillerinin Netanyahu, Likud Partisi, aşırılık yanlıları ve İsrailli faşistler (İsrail'in Ku Klux Klan'ı ya da İsrailli Yahudi Naziler) olduğunu söylemek istemişti...



Oslo veya 1. Oslo olarak da bilinen "Geçici öz yönetim düzenleme ilkeleri bildirgesi" anlaşması, Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenen görüşmelerin ardından 13 Eylül 1993'te dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve yine dönemin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat arasında ABD'nin başkenti Washington’da imzalanmıştı.Anlaşmayla, taraflar arasında yıllardır süren çatışmanın sona ermesini, önce geçici Filistin Yönetimi’nin kurulması ve 1999 yılında da bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasıyla adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşılması hedeflenmişti.Birincisini takiben, 28 Eylül 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı...İzak Rabin 4 Kasım 1995'te Tel Aviv'de öldürülmüştü...

İsrail'de "en uzun dönem başbakanlık yapan siyasetçi" unvanına sahip  Netanyahu 2009'da Hamas'ı yok etmeyi vaadederek seçimi kazanmıştı... Netanyahu "Filistin sorunu çözülmeden Arap ülkeleriyle barış olmaz" anlayışını da yıkarak ABD Başkanı Donald Trump'ın ve Trump'ın damadı Yahudi asıllı Jared Corey Kushner'in de desteğini alarak İbrahim-Abraham Anlaşmaları'yla birlikte Arap ülkeleriyle İsrail'in ilişkilerini düzeltme ve Filistinlileri daha da izole etme yoluna gitti.
 Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır'dan (1979) ve Ürdün'den (1994) sonra İsrail ile barış anlaşması yapan üçüncü Arap devleti oldu. Birleşik Arap Emirlikleri'nin ardından Sudan, Fas ve Bahreyn'de anlaşmaya taraf olarak İsrail ile ilişkileri normalleştirme kararı almıştı...



Netanyahu, İngiltere'nin Filistin'le birlikte Ürdün'ü de vermeyerek Yahudileri aldattığını ve sözünü tutmadığını düşünen, İsrail'in emperyalist planlarla istila üzerine istila yapması fikrini ortaya atan Zeev Jabotinsky'nin öğrencisidir.  

Netanyahu'nun sözleri:

"İsrail'in koruyucusu olarak hatırlanmak isterim"

"Beni sevebilirsiniz de sevmeyedebilirsiniz de ancak İsrail'in güvenliğini tek sağlayacak kişi benim"

"Hitler'e Holocaust fikrini öneren Filistin ve Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni'ydi." (Emin el-Hüseyni; 1895-1974)

Netanyahu, Nazi Almanyası propaganda bakanı Joseph Goebbels'in yöntemlerini kullanarak konuşuyor... " İnsanlar size inanana kadar yalan söyleyin, sonra yine yalan söyleyin"



Saadet Partisi'nin İsrail iddiası: 7 Ekim'den bu yana 400'e yakın gemi Türkiye'den İsrail'e gitti...Türkiye’nin İsrail’e ihracatını eleştiren Saadet Partili Mehmet Atmaca, "Bu vahşet başladığı günden bugüne kadar 400’e yakın gemi İsrail’e gitti ve bu gemiyle giden ürünlerin birçoğu savaşta kullanılacak malzemeler, bunların başında petrol gelir, demir çelik ürünleri gelir." dedi... Saadet Partisi (SP) Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, şunları söyledi: "Bu vahşet başladığı günden bugüne kadar 400’e yakın gemi İsrail’e gitti ve bu gemiyle giden ürünlerin birçoğu savaşta kullanılacak malzemeler, bunların başında petrol gelir, demir çelik ürünleri gelir. Kimyasal ürünler gelir, çimento, gıda her türlü ürün ülkemizden oraya gidiyor. Hiçbir yaptırım olmadı. Ne elçimizi çektik ne elçilerini gönderdik. Bu yaklaşım maalesef AK Parti’nin bugüne kadar uygulamış olduğu politikalara paralel bir uygulama yani sözde çok karşı durduğu bir kısım durumlara eylemde öyle karşı durmadığını görüyoruz. Birileri bunu içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan dolayı bu uygulamaların böyle yapıldığını iddia ediyor olması aslında bu hükümetin başarısızlığını ifade eder. 22 yıldır bu memleketi idare eden sizsiniz, 22 yıl sonra ekonominiz öyle bir noktaya gelmiş ki, İsrail’in zulmüne karşı bir eylemde bulunmanızı engelliyor demek ki. Bu da onların hakikaten ülkeyi ne hale getirdiklerinin ispatı."



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan,  "Gıdasını, elektriğini, suyunu kesip açık hava hapishanesine çevirdikleri 2 milyon insana soykırım uyguladılar. Gazze'yi yakıp yıktılar. Her türlü zulmü yaptılar. Yüzde 70'ten fazlası kadın ve çocuk olmak üzere 16 bin kardeşimiz İsrail saldırısında şehit oldu. 35 bin üzerinde kardeşimiz yaralandı" dedi. Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu için ise, "Adını tarihe şimdiden Gazze kasabı olarak yazdırdı" ifadesini kullandı."Bu kara leke Netanyahu'ya destek verenlerin de alnına yapıştı" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Bu utanç lekesi tarihten temizlenmeyecek. Bir ikisi hariç batılı ülkelerin tepkisizliğini de unutmayacağız. Hesap vermeleri için mevcut tüm yolları deneyeceğiz. İsrail hukuk önünde hesap verecek. Tüm imkanlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanındayız. Temaslarımızın en önemli konusu Gazze'deki savaştır. İspanya devlet başkanı ile görüştük. Dik duruşları için İspanya'yı tebrik ediyorum. Yarın Birleşik Arap Emirlikleri'ne gidiyoruz. Gazze için neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Cuma günü başlayan esir takaslarını ve insani arayı müspet bir gelişme olarak görüyoruz. "



29 Kasım 2023'te 100 yaşında ölen ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın desteği olmasaydı İsrail Ekim 1973'te Yom Kippur savaşını kaybedecekti...500.000 Almanya Yahudisinden biriydi Henry Kissinger 27 Mayıs 1923'te  Almanya'da Fürth'te dünyaya geldi...Fürth Bavyera Bölgesinde, Nürnberg'in hemen kuzeybatısında, Pegnitz ve Rednitz nehirlerinin kavşağında yer almaktaydı...Ailesi 1933'te Almanyayı ele geçiren Hitler'in, Nazilerin zulmünden kaçarak 1938'de ABD'ne göç etmeyi başardı...Kissinger ve ailesi 1943'te ABD vatandaşlığını elde ettiler...Kissinger'ın 13 yakın akrabası Nazilerce öldürülmüştür...Çocukluk arkadaşları da Holocaust kurbanı olmuştur...


Ekim 1973'te İsrail başbakanı Golda Meir Sovyetler Birliği'nin tepeden tırnağa ağır silahlarla donattığı Suriye ve Mısır ordularının saldıracağı istihbaratı geldiğinde tam seferberlik ilan etmek istemiş ancak koalisyon ortağı Moshe Dayan bunu kabul etmeyince Arap saldırısına İsrail hazırlıksız yakalanmış, savaşın ilk günlerinde İsrail ordusu çok yüksek oranda ölü, yaralı ve esir vermiştir...Savaşın ilk günlerinde İsrail Savunma Bakanı Moshe Dayan alınan ağır yenilgiden dolayı psikolojik olarak çökmüş durumdaydı...Hatta Araplara karşı nükleer silah kullanalım teklifinde bulundu...Aynı dönemde ABD Başkanı Nixon adamları Demokrat Parti'lileri gizlice dinlediği ortaya çıktığından istifa etme sürecindeki topal ördek durumuna düşmüş bir siyasiydi...ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın İsrail'e sağladığı ağır silah, uçak, tank, cephane, roket, mühimmat, tanksavar, uçaksavar desteği sayesinde başlangıcında İsrail'in aleyhine gelişen Yom Kippur savaşı ikinci haftasında İsrail'in lehine gelişmişti...İsrail topçuları Şam'a 50, Kahire'ye 101 km mesafede konuşlandığında Henry Kissinger 3. Mısır ordusunun 30.000 askerinin İsrail hava kuvvetlerince yok edilmesini önledi...Kissinger 3. Mısır ordusu İsrail tarafından yok edilirse bir zamanlar İsrail'i yok etmeye kararlı Mısır lideri Enver Sedat'ın Tahrir meydanında asılacağından, Enver Sedat'tan daha radikal ve Sovyetler Birliği'ne Enver Sedat'tan daha sadık bir Mısırlının Kahire'de iktidarı ele geçirmesinden korkuyordu...Kissinger Enver Sedat'ın iktidarını koruyabilmesi ve Sovyetleri Orta Doğu'dan çıkarabilmek için Golda Meir'den Mısır 3. Ordusunun imha edilmemesini istedi...İsrail başbakanı 30.000 Mısırlı askeri öldürmemek karşılığında Mısır'ın "Siyonist Varlık" dediği adını anmadığı İsrail'i tanımasını elde ederken esir alınmış İsrailli askerleri kurtardı...Böylece Mısır'la İsrail arasında normalleşmenin ve barış anlaşmasının önü açıldı...Kissinger Sovyetler Birliği'ni Mısır'dan çıkarmak için bunu yapmıştı...1967 ve 1973 savaşlarındaki zaferleri İsrail'in Arapların elindeki muazzam miktardaki Sovyet silahına el koymasına yol açmıştı...Bu Sovyet silahları İsrail'deki askeri depoları ağzına kadar doldurmuştu...




İsrail'in 2024'ün eşiğinde 400 kadar nükleer başlıklı füzeye sahip olduğu tahmin edilirken, Suudi Arabistan’ın Lahey Büyükelçisi ve Suudi Arabistan’ın Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Daimi Temsilcisi Ziyad el Atiye, tüm kitle imha silahlarının yasaklanması ve yayılmasının önlenmesi için uluslararası alanda işbirliğini geliştirme konusundaki Riyad’ın kararlı olduğunu söyledi...Suudi büyükelçi, ülkesinin Filistin halkının Gazze'den zorla yerinden edilmesi yönündeki çağrıları kategorik olarak reddettiğini de sözlerine ekledi...



Rusya sözcüsü Zaharova: Filistin-İsrail çatışma bölgesindeki olaylardan tamamen ABD sorumlu...Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın resmi temsilcisine göre, bu çatışma bölgesindeki gerilimin temel nedenleri Washington'un yaklaşımlarıydı...Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Filistin-İsrail çatışma bölgesinde meydana gelen olayların tüm sorumluluğunun Washington'a ait olduğunu söyledi. Zaharova, "Filistin-İsrail geriliminin tırmanmasıyla ilgili devasa bir trajedinin ortaya çıktığı bölgedeki mevcut çöküşün tamamı, tamamen ve kesin olarak, ABD'nin sorumluluğundadır, daha doğrusu sorumsuzluğudur. Bunun sorumlusu sadece onlar" dedi. Zaharova'ya göre, çatışma bölgesindeki gerilimin temel nedeni Washington'un yaklaşımlarıydı.


Çin Dışişleri Bakanı Vang,  "Gazze'deki insanların toplu olarak cezalandırılmasına ve Filistinli sivillerin zorla yerlerinin değiştirilmesine karşı olduğumuzu yineliyoruz" diye konuştu. Vang, Filistin'in BM'ye tam üye olmasını da desteklediklerini ifade etti.



Hollanda'daki "Müslüman Hakları İzleme Grubu", İsrail'e F-35 parçaları satılarak ülkenin işlediği savaş suçlarına iştirak edildiği gerekçesiyle geçici hükümetin Başbakanı Mark Rutte ve iki bakanı hakkında suç duyurusunda bulundu.Aralarında önemli sayıda Türk kökenli hukukçunun bulunduğu grup adına, şikayet dilekçesini Hollanda Savcılığına sunan avukat Reinout Sterk; İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarında muhtemel savaş suçu işlediğine ilişkin uyarılara rağmen hükümetin İsrail'e F-35 savaş uçağı malzemeleri göndererek söz konusu suçlara iştirakten sorumlu tutulduğuna dikkat çekti.Rutte ve iki bakanın, İsrail tarafından işlenen ve ileride işlenecek savaş suçlarına iştirak etmekten sorumlu olduğu aktarılan açıklamada, "Hollanda hükümeti, Gazze'deki savaşın başlamasının ardından, savaş suçu işlenme riskinin yüksek olması nedeniyle yapılan resmi uyarılara rağmen İsrail'e F-35 savaş uçakları için yedek parça tedarik etmeye devam etme kararı aldı." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, Hollanda Ceza Kanunu'nun 48. maddesine göre, "Suçun işlenmesine kasıtlı olarak yardım edenler" veya "Suçun işlenmesi için kasıtlı olarak fırsat, araç veya bilgi sağlayanların" suça iştirakten cezalandırılabildiği ve bu sebeple Hollanda hükümetinin İsrail'e F-35 savaş uçakları için parça tedarik ederek savaş suçlarının işlenmesine yardım ederek "suça iştirak" şartlarını sağladığı vurgulandı.


İspanya'da 200'den fazla kuruluş, 29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı ortak açıklamada, İspanya hükümetinden İsrail ile silah ticaretini kesmesini istedi. İspanya'nın iki büyük işçi sendikası CCOO ve UGT, Gazeteciler Sendikaları Federasyonu, Barış İçin Araştırma İspanyol Ajansı, Ekolojistler Eylemde Örgütü, İspanya Kalkınma İçin Örgütler Koordinasyonu ve İpotek Mağdurları Platformunun da aralarında bulunduğu 200'den fazla kuruluş, "İsrail ile silah ticaretini sonlandıralım" başlıklı bir kampanya başlattıklarını duyurdu.İspanya'nın 2000 yılından bu yana İsrail'e toplam değeri 139 milyon avroyu bulan silah satışı yaptığını belirten Katalonya Filistin Toplumu adlı kuruluşun sözcüsü Salah Jamal da "Filistin halkı sadece kuru söz istemiyor. Silah satışının yasaklanması gibi somut adımlar bekliyor." diye konuştu...



İspanya'da sol görüşlü Podemos partisinin lideri İone Belarra, "İsrail'e karşı sosyal, siyasi, ekonomik, diplomatik ve hukuki baskı yapmayan bir Avrupa'nın kimseye insan hakları dersi veremez" dedi.
İspanyol Podemos'un lideri İonne Belarra: İsrail ile silah alışverişi durdurulmalı, Netahyahu hakkında savaş suçlusu olarak acil tutuklama kararı çıkarılmalı...Madrid'de düzenlenen "Filistin'de 76 yıllık işgal" başlıklı konferansta konuşan Belarra, uluslararası toplumu iki yüzlü ve sessiz tutumlarından dolayı eleştirerek şöyle konuştu: "İsrail'in 7 Ekim değil çok daha öncesinde, siyonizm ile başlayan Gazze ve Filistin'deki planlı soykırımı artık bitmeli. Ukrayna savaşında Rusya'ya, Putin'e ve yandaşlarına uygulanan yaptırımlar şimdi İsrail'e uygulanmalı. Sessizleştirme baskısından çıkmamız gerek. Avrupa hükümetleri, bu soykırımın suç ortağı olmamalı. Avrupa Birliği (AB), ekonomik yaptırım uygulamalı. İsrail ile silah alışverişi durdurulmalı. Netahyahu hakkında savaş suçlusu olarak acil tutuklama kararı çıkarılmalı ve yargılanması sağlanmalı. En kolayı da İsrail ile diplomatik ilişkiler kesilmeli. Yoksa, Avrupa kimseye insan hakları dersi veremez.Filistinli siviller öldüğünde sanki isimleri, aileleri yokmuş gibi davranan büyük medya grupları, İsraillilerin ölümlerinde tüm insani detayları veriyor. Oysa bir insanlık trajedisi olduğunda tüm tarafların görülmesi gerekir. Her şeye rağmen İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığını, kadınları, çocukları, gazetecileri ve masumları öldürdüğünü çoğunluk görüyor. Çoğunluğuz, gerçekleri görme ve sesimizi yükseltme kapasitesine sahibiz. Kalıcı ateşkes ve siyasi bir çözüm için herkes bir şey yapmalı. Biz 'justiceforgaza' adıyla dünya çapında büyük bir imza kampanyası başlattık. Eylemler, gösteriler, boykot çağrıları, savaşa hayır sloganları devam edecek."


Filistinli Kayid Hurma'nın İsrailli askerler cep telefonuna ve çantasına el koymuş...Ailesinin nereye gittiğini bilmediğini belirten bu yaşlı adam, onların telefon numaralarını ezbere bilmediğini de ekliyor. İsrail'in yerinden edilenlerin yüzlerini gelişmiş bir teknolojik sistemle izlediğini söyleyen Kayid Hurma, askeri kontrol noktasında yüzleri tarayan teknolojik sistemin bulunduğunu aktardı. 



Filistinli Ahmed Hüsnü, İsrail savaşının 40’ıncı gününde Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan kaçmak zorunda kalanlardan biri.İsrail'in Gazzelileri kolayca yerinden edemeyeceğine inanan Hüsnü, “İsrail, Gazze'deki Filistinlilere: ‘Hadi Sina'ya gidin!’ diyor. Ancak biz gitmek ya da kalmak arasında bir seçim yapacağız. Atalarımız, İsrail’in katliamları nedeniyle yerinden edildi. Bizler de birkaç gün önce İsrail katliamları nedeniyle yerimizden edildik. Belki bize yönelik katliamlar devam edecek ve Filistin topraklarının dışına, belki de Sina'ya göç etmek zorunda kalacağız” şeklinde konuştu.