55 yıl sonra bir ilk yaşandı ve tarihi bir derbiyi yabancı bir hakem yönetti. Slovak hakem Slavko Vincic'in kararları tartışma yaratmadı, ancak Süper Lig'de mücadele eden futbolcuların "yatma" alışkanlığı bir kez daha gözler önüne serildi. Ülkemizde futbolculara taktik ve antrenman programı verilmeden önce "kendini nasıl yere atarsın" dersleri veriliyor sanki.

Derbiye dönecek olursak, iki takım da temkinli bir oyun sergiledi. Okan Buruk'un puan avantajı, Galatasaray'ı ev sahibi olmasına rağmen savunmaya zorladı. Jose Mourinho ise takımını kontra ataktan gol bulmak için hazırlamış gibiydi. Mourinho'nun taktiklerine olan eleştirim, Talisca'nın oyuna geç alınmasıydı. Süper Lig, Talisca'yı izlemeyi seviyor ancak Mourinho onu uzun süre oynatmıyor. Bu durum, "taktiğe mi uygun değil yoksa Talisca mı hazır değil?" sorusunu akıllara getiriyor. Eğer sorun bunlardan biriyse, top yönetimde demektir. Madem oynatılmayacaktı, neden alındı?

Galatasaray'da ise Barış Alper Yılmaz dikkatimi çekti. Çok hızlı koşuyor ancak son vuruşlarda etkili olamıyor. Barış'ın muhteşem bir oyuncu olduğu algısı, Milli Takım'ın Euro 2024 mücadelesinde başrolde oynamasıyla oluştu. Barış Alper Yılmaz'ı bu ülke daha farklı tanıyor ve o halini yeniden görmek istiyor.

Derbiyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Maç sonu tartışmalarına hiç girmek istemiyorum.

Gelelim başkan değiştiren, defalarca hocası değişmiş, mali durumu diplerde olan ve 3 sezondur lige havlu atan Beşiktaş'a. Rafa Silva'lı Beşiktaş, Ziraat Türkiye Kupası'nda deplasmanda karşılaştığı Antalyaspor'u yenerek tek hedefinin doğrudan Avrupa'ya gitmek için Türkiye Kupası'nı kazanmak olduğunu gösterdi. Bunun için çabalıyor, forma terletiyor ama "miş gibi" yapıyor.

Beşiktaş'ın oyuncuları maç seçiyor, istediklerinde oynuyor, istemediklerinde ise ruhsuz bir şekilde sahada geziyorlar sanki. Derbi kazanıyor, Adana Demirspor'a yeniliyor, Avrupa Ligi'nde de aynı durum söz konusu. Beşiktaş'ın öncelikle bu sorunu çözmesi gerekiyor.

Antalyaspor ise kupaya veda etti. Maçı izlediğim kadarıyla Beşiktaş ile aralarında çok büyük bir fark yoktu. Kadro kalitesi ve mali durum açısından bakıldığında, Emre Hoca’nın öğrencileri ellerinden geleni yaptı. Bana göre Beşiktaş, maçı Rafa Silva'nın "şapkadan tavşan çıkarmasıyla" kazandı. Antalyaspor'un da hızlı, çevik ve bitirici bir oyuncuyla anlaşması gerekiyor.