Trendyol Süper Lig'in 25. haftasında oynanacak ve belki de lig şampiyonunu belirleyecek Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin Slovak hakem Slavko Vincic'e verilmesi, Türk futbolunda yeniden hakem tartışmalarını alevlendirdi. Dünya futbolunda bu karara gülerler mi bilmem ama ben, bir Türk futbolsever olarak gülüyorum. Acaba Türkiye'de maç yönetecek yetkinlikte bir hakem kalmadı mı? Yoksa bu maç özelinde bir ayrım mı yapılıyor? Galatasaray ve Fenerbahçe'nin canı can da Antalyaspor'un canı değil mi? Anadolu takımlarının hakları hiç mi düşünülmüyor? Onlar da bu ligin bir parçası değil mi? Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) maç seçimi yapmasını kesinlikle doğru bulmuyorum.

TFF cephesinden bakıldığında hem Fenerbahçe hem de Galatasaray'ın hakem kararlarına yönelik yoğun tepkileri var. Elbette hakem kararlarının her zaman doğru olduğunu iddia etmiyorum. Ancak asıl konuşmamız gereken, bu kararların neden yanlış olduğu. Neden ülkemizde uluslararası düzeyde iyi hakemler yetişmiyor? İlk önce kendimize bu soruyu sormalıyız. Eğitim mi sorun? Eğer eğitimse ve yabancı hakemler bu işi daha iyi yapıyorsa, o zaman en iyi eğitimcileri getirelim. Böylece Türk futbolu bir değil, üç adım birden ileri gider. Mevcut durumda alınan kararlar, günü kurtarmaya yönelik geçici çözümler gibi görünüyor.

Hakemler eğitim eksikliği nedeniyle hata yapıyorsa, çözüm aslında basit. Hakemlerin üzerindeki baskı ne milletvekillerinin ne de bürokrasideki herhangi bir kişinin üzerinde var. Hata yapmamak için adeta hata yapıyorlar. Bana göre, üzerlerindeki baskı çok fazla. Bir gün Ali Koç, bir gün Dursun Özbek, her iki taraf da bu yapıdan şikayetçi. Peki bu yapı kime hizmet ediyor? Hakemler baskı altında kaldıklarında hata yapma olasılıkları artıyor. Bence hakemlere bu baskıyla başa çıkabilecekleri bir eğitim verilmeli veya kulüp başkanları biraz daha sakin olmalı.

Biraz da Süper Lig'in genel durumuna değinelim. Ligde makas giderek açılıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe, kadro kalitesi açısından diğer takımlara büyük fark atmış durumda. Milyonlarca euro harcandı ve bu iki takımdan biri şampiyon olduğunda, harcadığı paranın belki de yarısını geri kazanacak. Bu kadar büyük paraların bu kadar kolay harcanması beni üzüyor. Peki Beşiktaş ne yapıyor? Beşiktaş, geleceğe yönelik transferler peşinde. Dünyada pek tanınmayan takımlardan genç oyuncuları transfer ediyor. Başarılı olup olmayacaklarını zaman gösterecek ama dünyaya yıldız kazandırma hedefinde oldukları kesin.

Antalya'da yaşadığımız için Antalyaspor'dan bahsetmeden geçemeyiz. Emre Belözoğlu'nun takımın başına geçmesiyle birlikte, futbolculardaki iştahın arttığını tüm taraftarlar hissediyor. Antalyaspor'un transfer yasağı kalksa ve birkaç takviye yapılabilse, takım hızla toparlanabilir. Antalyaspor'un biraz ruha, biraz da paraya ihtiyacı var. Takımın ruhunu taraftar belirler. Taraftarın coşkusu, futbolcuları da motive eder. Taraftarın her zaman Antalyaspor'un yanında olması gerekiyor.