Söze bir fıkra ile başlamak. Kişi, üç evlilik yapar ve üçü de sorunlu olunca, Tanrıya yakarır."Ey Tanrım, benim suçum ne?" diye Yükseklerden bir ulu ses gelir.

"Ey insan, ilk evliliğin senin şansın (şanssızlığın) idi, İkincisinde de haydi yükü bana yükle. Üçüncüsüne ne demeli. Kabul et ki, o artık senin aptallığından"

Demokrasiye inanan ama güvenmeyen birisi olarak, Anadolu'nun "Gün doğmadan, Sultan doğar" sözünü pek severim. Bana hep umutlu olmamı anımsatır. Güven verir.

3/4 Şubatta yapılacak, Cumhuriyet Halk Partisi 36'ıncı Olağan Kurultayında olabilecekleri artık tahmin etmek, fal bakmaktan bile kolay, ama umutlu olmak için o kısmına girmek istemiyorum.

Sadece o güne kadar sürece katkı sağlayabilecek bir iki şey demek istiyorum.

Günümüz bir algı yönetimi dönemidir. Kaybedenler Kulübünden bir alıntı derimi anlatır sanırım.

"Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum için erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini "yok sayma" halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bi işe girmek için yarışır,"

2019 yılının hangi ayının torbasına el atsan, içinden seçim çıkıyor.

Mart 2019 Yerel,

Kasım 2019 Başkanlık ve Milletvekilliği seçimleri görünüyor.

O zaman, Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünüp, Lenin gibi strateji yapıp "NE VE NASIL YAPMALI"yı bu günden düşünmeliyiz. O da bu kurultay ile başlamalı. Ama nasıl?

Genel Başkanlık seçimi için düşündüğümü, ön gördüğümü değil de, söylenmesi gerekeni yazayım. Tebessüm ederek "İyi olan kazansın" diyeyim.

Parti, kendi dinamiğini yaratacak bir Parti Meclis (PM) seçmek zorundadır. Hamasete gerek yok. Bu nasıl olacak deminin bir anlamı yok.

Nasıl olacağını 36 Olağan, 18'de Olağanüstü Kurultay yapan partililere bilir diye düşünürüm.

Ama bir gözlemime dikkat çekmek isterim.

Bu kurultaya 1.238 delege, 60 PM üyesini saçmak için gelecek

Sanıyorum 400 ile 500 arası partili de PM Üyeliği için aday adayı olacak.

Bir çok kurultayda, en anlı şanlı partilinin bile (yani 1.238 kişi içinde olacak) aday adayı olanların en çok üçte birini tanıdığını, hakkında öyle böyle bilgisi olduğunu konuştuğumuzu bilirim.

Demokrasi, Demokratlık ile hamaseti karıştırmayalım ve o halde sorulması gereken soruyu soralım.

Anlı şanlı adamların bile, PM'ye aday adayı olanlar hakkın da doğru düzgün bilgisi yokken, sıradan Kurultay Delegesi olmuş partililerin seçecekleri 60 kişi nasıl seçeceklerine ne diyelim.

Bir önceki kurultaydan bir anı. Bu soru ve gözlem hep kafamda olduğundan, kurultay delegesi olmuş sıradan bazı partililer ile konuştum ve sordum

Şimdi Siz, bu kadar aday adayı arasından, nasıl 60-80 kişiyi seçeceksiniz? diye.

Aldığım yanıt enteresandı.

"Bizim partimizin önemli adamları vardır, onları televizyonlardan izler, gazetelerden okuruz, tanırız; onları PM Üyesi seçeceğiz!.."

 

(arkası yarın)