Antalya’da 210 gram ekmek 2 Lira, simit 2,5 Lira. Neredeyse ekmeğin kilogramı Dolar’a
yetişti. Gelin basit bir hesap yapalım, yakan ekonomik tablonun izahı
açısından. Gerçi yaşananın izahına gerek yok ama ısrarla durumu görmezden
gelenlere anlatalım…
Antalya’da bir ev kirası en ucuz bin 500 Lira. Dört kişilik
bir ailenin sofrasında her öğün 4 ekmek yense günde 24 Lira, ayda 720 lira
yapar. Ayda 12 kilogramlık 1 tüp tükettiklerini düşünelim, 185 Lira. Mümkün
değil ama haftalık 100 Lira pazar masrafı olsa 400 Lira. Asgari ücretlinin aldığı net maaş; 2 bin 825 Lira 90 Kuruş.. Geriye
kaldı, 20 Lira…
Bu hesapta market alışverişi, ulaşım, iletişim masrafları,
ısınma gideri, giyim kuşam hiçbir şey yok. Peki nasıl geçiniyor, asgari
ücretliler. Geçinemiyorlar. Geçinmeye çalışıyorlar…
Karı-koca, çoluk
çocuk çalışmak zorunda kalıyorlar. Tam zamanlı iş bulurlarsa tabi. Bulamayan
gündelik işlerle geçinmenin peşinde…
Evet, işi zor asgari ücretlinin. Emeklinin, esnafın da iş
insanın da sanayicinin de öyle. Bir tuzu kuru olan sırtını devlete dayayıp Lale
Devri’ni yaşayanlar…
İlk kez pazarlarda akşam tezgahlardan kalanları toplayanları
görüyoruz. Sokakta konteyner kenarında atıklardan yiyecek çıkarmaya çalışanlar
çoğaldı…
Bunlar, gerçekler…
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle intihar edenlerin ya da yuvası
dağılanların sayısı da artıyor, sürekli…
Ancak tüm bunlara karşın hala asgari ücretin üzerindeki
vergi yükü kaldırılmıyor…
Esnafın vergi yükü azaltılmıyor…
Üreticinin mazotu ucuz almasının önü açılmıyor…
Elektrik zammı durdurulamıyor…
Asgari ücrete ve
emekli maaşına zam yaparken elleri titreyenler, yurttaşı ezen zamlara suskun.
Çünkü sorumlusu kendileri…
Günlerdir muhalefet partileri zamları protesto ediyor…
Açıklama, eylem yapıyorlar…
Evet, rahmetli
siyasetçiler derdi ya tencere kaynamıyor…
Bu ülkede tencere iktidarı götürür…
Yurttaş peyniri, zeytini gramla alıp cebine koyarak utana
sıkıla evine gidiyorsa durum gerçekten vahim…
Biraz da yurttaşı
düşünmek ve onun için çalışmak gerek. 20 Yıl önce simit-çay hesabı yapanların
getirdiği durum açlık, sefalet, yoksulluk, yoksunluk…
Bu zor tabloda ayakta kalabilen emekli ve asgari ücretlileri tebrik ediyorum…