Cumhuriyet ve devrim
yasaları ile Ortadoğu’nun parlayan yıldızı olan ülkemizde yeni değil aslında
karşı devrimin ortaya çıkışı. Hep vardı ama hiç bu kadar tahribat
yaşanmamıştı bu coğrafyada ya da bizim yaşımızın yettiği sürede görülmemişti…
Dünyanın en gelişmiş
ülkelerinden önce elde ettiğimiz kazanımlar bir bir elimizden kayıp gidiyor.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’nde devrim yasalarına kadar herşey saldırı altında…
Misal bugün devrim yasalarının yıldönümü. Eğitim-öğretimde birliği sağlayan Tevhid-i
Tedrisat Kanunu’nun 97. yıldönümündeyiz. Ama eğitimde birlik tahrip
edilmeye başlayalı çok olmadı mı! Kızlı-erkekli sınıflar, okulların imam
hatipleşmesi, yemekhane harem selam düzeni, etek boyu kontrolü, cemaat
protokolleri, İslami kreşler vs…
Maalesef ki 97. yılda Milli Eğitim’le protokol düzenler hale
geldi cemaatçi vakıf ve dernekler. Eğitim
İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar’ın da dediği gibi ‘Milli Eğitim cemaat üssü’
oldu adeta…
Oysa ki bu memlekette
de Diyanet İşleri Başkanlığı da kurulmuştu, din hizmetlerini yürütmek üzere.
Ama cemaatler hem din hizmetleri hem eğitim hizmetlerini elinden bırakmamakta
kararlı…
Ve siyasi kaygıların ağır bastığı ülkemizde geldiğimiz
noktada Antalya’da da hala oldukça etkinler…
Kimsenin inancında değiliz. Herkesin görüşü kendine. Ama
cemaatlerin ülkemize verdiği zararı göremeyecek kadar kör olmanın manası yok…
İktidarı muhalefeti bir taraftan kaçan cemaate kucak açtığı
sürece olmaz…
Ocu bucu beni
ilgilendirmez, halkımızı da. Ama ocu bucunun etkisinde bakanlıkların
şekillenmesi ve eğitimin onlara teslimi hepimizi ilgilendirir,
ilgilendirmelidir…
Dünyanın saygı duyduğu Büyük
Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük mücadelelerle elde ettiği ve bize
emanet ettiği kazanımları ilerletmek yerine geriye götürmek benim içimi
acıtıyor…
Bir Türk kadını,
genci olarak yaşananlardan, yaşatılanlardan dolayı öfkeliyim…
Böyle olmamalıydı…
Susarak, sinerek yıkıma, Cumhuriyet’in tahribatına yol
açıldı…
Uçurumun ucuna kadar geldik…
Artık ayağa kalkma ve direnme zamanıdır. Geleceğimiz,
yarınlarımız için bu karşı devrime dur denilmelidir…
Ortadoğu’da bataklığa
sürüklemeye çalışanlara inat, aydınlık için mücadele edenler seslerini
yükseltmeli…
Ne demişti Atatürk; “Dünyada
her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit
aramak gaflettir, cehalettir.”
İlimle, bilimle
kalalım…
Atamıza saygıyla…