Öğrencilik yaşamımda pek değil, hiç çalışkan bir öğrenci değildim. Hatta Öğretmenlerimin her türlü desteği olmasa, orta olmazdı ama "Lise terk" birisi olabilirdim.

    Allahtan Üniversite biraz daha farklı bir süreç, orada her dönem, her üniversitede, fakültede, hatta hoca içi bile farklı uygulamalar olsa da, yine de bir çıkış, çözüm yolu bulunurdu.

    Anlayacağınız sevgili gençler, Üniversite sınavını ciddiye alın ama o kadar da değil. Zaten bugün sınav günü.

    Sınav günü deyince birden aklıma, eskiden otobüs terminallerinde pek sık çalan bir plak ve şarkı sözü geldi. "Bugün Ayrılık Günü" diye.

    Sözlerinin bir bölümü ise, "Bugün ayrılık günü, dökülsün gözyaşımız / Fani dünyaya döndü gerçek olan aşkımız/ Sevilmeden sevilmez, kuru ağaç eğilmez/ Kalp Allah yapısıdır, kalbe asla değilmez" diye giderdi.

    Dizelerin hepsine bir şey diyemem de, ilk ikisi sizin için doğru.

    Evet, bugün sizler için ayrılık günü. Ama bu ayrılık hiç de kötü bir ayrılık değil. Çocukluğunuzdan bugün ayrılıyorsunuz artık.

    Müjdeler olsun, BÜYÜDÜNÜZ.

    Benden bir kopya daha, bundan sonra daha da büyüyeceksiniz.

    Yaşamınızdaki bir  ayrılık daha gerçekleşecek ve her ne okur iseniz okuyun, "tıp öğrencisi" iseniz artık "doktor hanım/bey", "mühendislik öğrencisi" iseniz artık "mühendis hanım/bey" vb olacaksınız.

    Dahası, şimdiye kadar olanlarda hep size bir kredi vardı. Fakülteden mezuniyet, ayrıldığınızda ise artık siz çoğu kişinin "rakibisiniz". Artık size olan hoşgörü, tolerans bitecek ve pek anlayamayacağınız bir yarışın içinde bulacaksınız kendinizi.

    Bunlar daha sonraki dersler.

    Cumartesi ve Pazar (18-19 Haziran) bazılarınız için sınav günleri.

    Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), başlık.

    Sonra, Temel Yeterlilik Testi (TYT),

    daha sonra Alan Yeterlilik Testi (AYT)

    olmaz ya, bu da olsun derseniz de, Yabancı Dil Testi (YDT),

 olarak 3 ayrı oturumda, öğrenim kaderiniz çizeceksiniz.

    Ama bu dünyanın sonu değil. Boş verin bu işi ciddiye alanları, "es geçin" de demiyorum, bunu hayat memat meselesi yapanları da pek ciddiye almayın. Stres yok. Rahat rahat gidin, elinizden gelenden ötesini yapın. Çünkü, bu kez kendinizin rakibi, yine sizsiniz.

    Nereyi kazanacaksınız, nerede mi okuyacaksınız. O kısmını boş verin. Hani adaşım İbrahim Tatlıses'in ünlü bir sözü vardır ya.

  "Memlekette Oxford Üniversitesi vardı da, biz mi okumadık" dediği

O yüzden siz gönül rahatlığı ile stressiz, rahat rahat sınavınıza girin.

    Sonrası mı, hani derler ya "Allah ne verdiyse!.."

    Sınavlarda her şey size bağlı ama ondan sonra işler karışık. Siz başarılı olabilirsiniz, "eyvallah" ama bir başkasının morali yerinde, şansı yanında olabilir ve sizden bir soru daha fazla yapabilir ve sizin dilediğiniz üniversiteyi, fakülteyi başkaları kazanabilir.

    Unutmayın, siz de bir başkasının istediği yeri kazanacaksınız. İstemenin ve isteyeni sonu yok.

    Bakın bu ülkede de dünyada da ilk, orta okulu, Liseyi ve üniversiteyi bile okuyamamış milyonlar vardır. Ama unutmayın, dünyanın en zengin, en başarılı hatta en mutlu insanları içinde hiç de az lise mezunu ya da o kadar da okuyamamış insan az değildir.

    Tamam en yüksek puan ile , şu, şu şu fakülteler alıyor ve bazıları da orayı kazanıyor olabilir. Ama buralardan bütün mezun olanlar ülkenin, dünyanın en mutlu, en zengin, en çok kazanan, en başarılı kişileri de değildir.

    Doğrudur, .... fakültesinden mezun olanlar değil, .... fakültesinden mezun ..... kişisi (doktor, avukat, mühendis, işletmeci, yönetici vb) tekil olarak en başarılı, en mutlu, en çok kazanan olabilir. O kadar.

    Ayrıca, Üniversiteler birer "Meslek Okulu" da değildir. Üniversite bir eğitim kurumudur.  Burada bir meslek eğitimi alınabilir ama dahası, buralar yaşamı öğreten kurumlardır.

    Etrafınıza bir bakın, nereden mezun olduğunu bilmediğiniz bir çok kişi, mezuniyetleri dışında pek çok işte de başarılı olmuşlardır.

     O yüzden sizler önce bir fakülte kazanın, hem de nerede olur ise olsun. Ama o fakülteyi ya da yüksekokulu "adam gibi" okuyun. Dalga geçer gibi değil. Göreceksiniz ki, başarı size adım adım koşacaktır.

     Hatta bir yerlerde okumuştum, "çok kazanmak hedefiniz olmasın, işinizi en iyi yapın. Çünkü bu sizi hem çok başarılı, hem mutlu ve hem de çok kazanan yapacaktır.

    Sınava giderken yolda çevrenizdeki kişilere, çocuklarını getiren kişilerin öykülerinde bir bakın, neler neler görürsünüz.

    O yüzden haydi şimdi rahat olun. Güzelce sınavlarınıza girin. Kazandığını ve okuduğunuz yerlerde de öğrenciliğin hakkını verin, gerisi başarı ve mutluluk olarak peşinizi bırakmayacaktır.

   YKS-TYT-AYT Sınavlarına girecek öğrencilere başarılar diliyorum.

   Yolunuz, şansınız, bahtınız ve zihniniz açık olsun!..