1990 yıllar...
Genç bir gazeteciyim.
Gün 24 saat haber kovalamaca içinde geçen bir yaşam.
Deniz Baykal'ın Muğla ziyaretinden bir
kare...
Yer; Yatağan Belediye Başkanlığı...
Deniz Baykal'ın bir başka adı...
"Yaşam Direnmektir"
Bugün de direniyor sayın Baykal...
Öyleyse yaşıyor...
Baykal, direncin adıdır.
Baykal, Başkaldırının adıdır.
12 Eylül faşizminin karanlığında, Ülkenin aydınlığı
için başkaldıran ilk başkanlarının yanında yer alan tek Genel Merkez siyasetçisi
Baykal'dır.
Çünkü...
12 Eylül'e isyan eden İl başkanlarının gözünde
Emperyalizmi dize getiren M. Kemal Atatürk'ü görmüştür.
Deniz Baykal, siyasetin tavandan tabana doğru
değil, tabandan tavana doğru örgütlenmesini savunmuş bir düşüncenin adamıdır.
Örnek mi?
12 Eylül faşist darbesi sonucu, yeniden siyasal
yaşama geçiş sırasında, tabana dayalı sosyal demokrat bir partinin kuruluşunu
il başkanlarının gerçekleştirmesini isteyen tek genel merkez politikacısıdır.
Mardin Belediye eski
başkanlarından Edip Servet Devrimci'nin Ankara-Kızılay İzmir Caddesinde bulunan
bürosunda parti kurma çalışması yapılmaktadır.
Yapılan bir toplantıya Deniz Baykal da katılmıştır. Yeni bir parti kurma
çalışmaları toplantısında Deniz Baykal bir konuşma yapmıştır.
Konuşma,12 CHP'li Başkandan 12 Eylül'e başkaldırı kitabımda aynen şöyle yer
almıştır;
"Tabana dayalı, halkın dinamik güçlerini içine alan üretim ve üreticinin
yanında, emeği ve emekçiyi içinde yaşayan sosyal demokrat bir partiyi, iki
yıldır 12 Eylül'e karşı mücadele eden İl Başkanları kurmalıdır."
Deniz Baykal'ın böyle bir açıklamasından sonra da, il başkanları genel merkez
yanlısı politikacılar tarafından "Baykalcılık"la suçlanmıştı.
Deniz Baykal...
Bugün ölüme karşı meydan okumaktır.
Yaşam,ölüme karşı direnmektir.
Yaşam bir direniştir.
Öyleyse....
Baykal yaşıyor!