Ulus devlet modeli çökmekte midir?

Türkiye'nin son seçimde özellikle içine düştüğü (bana göre) siyasi karmaşa bu dağılmanın bir yansıması mıdır?

 1990'lı yıllarda dağılan Sovyetler Birliği ile birlikte Ulus devlet statüsündeki ülkelerin üçe- beşe bölündüğü bilinirken çok farklı etnik kitlelere tarih boyu ev sahipliği yapmış Türkiye Cumhuriyeti'nin  kendini ‘azınlık’ olarak gören, devlet kadrolarında yer almalarına hiçbir engel olmadığı halde kendilerini atıl görüp “biz yöneteceğiz” demeye başlamıştır. Kaldı ki bugün ülkeyi yöneten kişi 22 yıldır hiç “Türküm” dediği tarafımdan da duyulmamıştır.

Yaklaşık 40 yıldır Kürt kitlenin izlediği yolun doğruluğunu tabii tartışırsın. Geçtiğimiz günlerde bir Urfalı Kürt'le konuşuyorduk. “Gerilla hareketi başlamadan önce devlet bizi yok saydı” dedi. Ardından bir anısını aktardı. “1990’lı yılların ilk yarısı. Köye kaymakam ve ordu komutanı geldi. Vatandaşı topladılar kahveye. ‘Devlet size hastane veriyor, okul veriyor, yol yapıyor siz neden devlete değil teröriste destek veriyorsunuz?’ Ben de kendisine dedim ki ‘Bu coğrafyada Kürtler Mezotomya’dan beri var. Devlet onlar ortaya çıkana kadar neredeydi?’

1998 yılında Akdeniz Atılım Gazetesi’nde stajyerimiz vardı, Mustafa Gökmen. Kendisi Kaş ilçesinin dağlarından bir Yörük ailenin çocuğu. Şimdi kendisi Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde öğretim görevlisi, Doktor oldu. Doktora tezini kitap haline getirdi. Ulus Devlet Basın ve Siyaset / Tek Parti Döneminde Halkevleri ve (Isparta) Ün Dergisi.  Kitabın henüz başında yine geçmişe yolculuk yaptık.

Ziya Gökalp'i hatırlattı, geçtiğimiz günlerde TRT’de güzel bir belgeselini izlediğim Ziya Gökalp. Kendisi Diyarbakırlı bir Kürt ailenin çocuğu, Sosyolog. Baba devlet memuru tabii yani bunun da etkisi var. Kitapta şöyle bir tanım var.

“Osmanlı hareketinin yerini alan jön Türkler Yusuf Aktura ve Ziya Gökalp'in Türkçü fikirleri etrafında toparlanmaya başlamışlardır. Bu dönemde saraya bağlı Osmanlılar ve halifeye sadık durumdaki İslamcılardan sonra farklı bir seçenekle ortaya çıkan Türkler umutsuz ve çaresiz durumda olanlardır. Çünkü iktidar çevrelerinde kümelenen Osmanlıcılar ve İslamcılar Türkçülerin devleti kurtarma çabalarına destek vermemişlerdir.” (Bu da bana İyi Parti'yi hatırlattı iyi mi?)

Evet Ulus Devlet modeli bana göre de ömrünü tamamladı. Butik devletler, kent devletler yeniden gündeme gelebilir. Lihtenştayn’ı biliyorsun değil mi. Dahası da var.  Bugünkü antik kent dediğimiz sistemde olduğu gibi. Daron Acemoğlu/ James A. Robinson'nun ‘Ulusların Düşüşü’ kitabında da zaten buna göndermeler vardı.

Türkiye için herkesin şapkasını önüne koyması gerekiyor. Artık Dünya ile entegre yaşanıyor. Herkes her şeyin farkında. Aysu Kayacı “benim oyum dağdaki çobanla bir mi?” dediği zaman belki açıklanabilirdi ama şu anda çobanların birçoğunun elindeki telefon belki Aysu Kayacı da yok.

Birlikte yaşayacağız. Ötekileştirmeden. Reddetmeden.

“Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşcesine. Bu memleket bizim, bu davet bizim.”