Tayyip, “Muhalefetin kendi iç kavgalarını veya hukukla olan sıkıntılarını ülkenin en önemli meselesi gibi gösterme gayreti riyakarlığın dik alasıdır.” demiş...

Onların iç kavgası seni neden ilgilendiriyor? Onların iç kavgasının nedeni yönetimdeki paylaşım, senin “partinin iç barışının” nedeni neyin paylaşımı? Riyakârlık, yapılan bir iyiliğe rağmen karşı gelmektir. Sen kime, ne iyilik yaptın? Evet, yalnızca muhalefet partilerinin yöneticilerinin değil bütün milletin, vesayet hukukuyla ve teslim alınan vicdanlarla sıkıntısı var. Yenilmez değilsin. Yenilecek ve ölmeden mutlaka hesap vereceksin!

Yandaş televizyonlardaki tartışmalar çok komik. Öneririm. Hem eğleniyor hem de siyasetin nasıl rezalet olduğunu öğreniyorsunuz. Geçen akşam TRT-1 de isimlerini ilk kez duyduğum üç gaztenekeci ve ne profesörü olduğunu bilmedim biri vardı. Dördü de birbirini onaylayarak ve neredeyse oh iyi oldu dercesin    e İBB'nin mali açıklarını çıkarmaya çalışıyorlardı. En çok da muhalefetin “Hukuk Darbesi” sözüne kızıyorlar. “Ne darbesi? Kim darbe yapmış?” diyerek Sayın Cumhurbaşkanlarına toz kondurmuyor ve memlekette bir hukuk devleti varlığından dem vurup duruyorlardı...

23 Mart günü yapılacak tek adaylı seçimi saçma buluyordum. Akepe’nin akıl daneleri kayyum isteğiyle bu saçmalığı ortadan kaldırmış oldular. Ben TİP üyesiyim Eşim CHP'li. Sabahın seherinde kalkıp birlikte oy kullanmaya gittik.  O aday sandığına ben dayanışma sandığına oyumuzu atacağımızı daha önceden konu komşuya söylemiştik. Dönerken pencerelerindeki komşular bizi alkışlıyorlardı. Sokak her zaman iyidir. Benim endişem, CHP’nin ayağa kalkmaya hazır kitlelerin karargah hizmetini iyi yönetebilme becerisi. Bir başka konu da neden DEM ya da ZP'ye değil de CHP'ye kayyum? Kayyum atama koşulları nelerdir?

Birinci sayfada “İBB'nin firari Medya AŞ. Müdürü hava alanında yakalandı” diye başlık atmak, sonra da haberin ayrıntısında ilgili sorumlunun, yurt dışından dönerken (giderken diyememiş artık) hava alanında göz altına alındı demek, bu milleti salak yerine koymaktır, soytarılıktır, çamur at izi kalsın maksatlıdır, düşmanca ve vicdansızca aldatmacadır.

Gafletteyiz, gaflettesiniz, gafletteler… Birileri bu devleti ortadan kaldırmak, milleti bölmek ve vatanı parçalamak için “demokrasi bir vasıtadır” demedi miydi? İşte o tren çok hesaplı bir şekilde son istasyonun makasına girdi artık. Her şey göz göre göre oldu. Adam turpun büyüğü heybede demedi miydi? Yenilenler hain olur diye bir inanış vardır ya, bizde kazananlar hain oldular.“Gaflet, haberdar olmamak, bir şeyi yanılarak ya da kasten terk etmek, yanılmak, ihmal etmek, kayıtsız ve tedbirsiz davranmak, dikkatsiz, aymaz, aldırmaz ve unutkan olmak, boş bulunmak, idrak etmemek demektir.”

Ah ben bir gazeteci olsaydım! Örneğin Yılmaz Özdil gibi örneğin Barış'lar gibi... Zalimin de bir sonu vardır. Hesaplayamadığı ama ölmeden hesabını vereceği bir sonu... Ayağına dolaştırdı zulmü ve hesap vermeye daha da yaklaştı. Zulmü arttı. Tez zeval bulacak. Sıra Sarayın ve İletişim Dairesinin mali hesaplarının incelenmesinde...

Artık bütün savunmalar sokakta yapılmalıdır. Bunu bizzat Tayyip istemektedir. Korkunun ecele faydası yoktur, ihtiyarlar! Gençler sokakta, siz niye balkondasınız?  Hak istemeyi dil uzatmak zannettirmişse sana kötü geleneklerin, Köroğlu olamaz, kör kalmaya mahkûm olursun. Hazır yemeğe alıştırmışsa birisi seni, elbette onun kılıcını sallayacak, kendi çocuğunun geleceğini düşünmeyeceksin. El etek öptükçe, etrafındaki yangını göremeyecek, günün birinde sen yanarken bir bardak su verenin olmayacak.

Bahar geldi, portakallar çiçek açtı, menekşeler gülümsüyor. Çevre mis gibi kokmaya başladı. Dünya, çok yakın zamanda Türkiye’den çok şeyler öğrenecektir. İnsanlık, demokratik direnişlerle totaliteryan yönetimlerin nasıl yıkılabileceğini görecektir. Umutluyuz. Tayyipten korkan, Tayyip gibi olsun! Bütün üniversiteler ayağa kalkmalıdır. Gezi’deki abla ve abilerinden daha yürekli davranıp daha çok Gezi’ler yaratılmalıdır... Gençlerin, işçilerin ve STK'ların desteğidir bu! Bu eylemler devam etmelidir! Aman gençler hız kesmeyin!  Haziran 2013'den beri ancak bu hafta, milletin üzerindeki ölü toprağı kalktı. Haydi gençler, sokaktaki kitlesel muhalefeti vandalizme düşmeden, daha da çok yükseltin. İnternetsiz iletişim için ve gecenin ayazında ıslanıp üşütmemek için bireysel önlemlerinizi alın. Polis kardeşlerinize gülümsemeyi unutmayın.  Kurtuluş yok tek başına!

Gençler 12 yıl önce devrilemeyenleri devirecekler. Ne demişti büyük kurtarıcı: “Bütün ümidim gençlerdedir!”

Yaşasın gençlerin, işçilerin ve tüm üniversitelerin direnişi!