Ağzını açtığında Cumhuriyet dönemini, Atatürk devrimlerini, CHP dönemini topa tutanlar, ‘çivi çakılmadığını’ iddia edenler ama Cumhuriyet dönemi mirasını yiye yiye bitiremeyenler sözüm size…

Ülkenin her karışının işgal altında olduğu bir dönemde halkın, ülkesinin geleceğini kurtaracağına inanan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlatılan aydınlanma maalesef uzun sürmedi…

Yokluktan var olan Türkiye Cumhuriyeti’nde birer birer açılan fabrikalar, tarımda makinalaşma, kooperatifleşme vs ile kazanılan tablo yıllar içinde yok oldu…

Fabrikalar ya kapandı ya satıldı…

‘Sözde teşvik’lerle üretici üretmemeye itildi…

Tarım toprakları ranta açıldı…

Sonuç mu; plastik çay kaşığından samana kadar dışa bağımlı Türkiye…

Herşey Çin malı…

Kore malı…

İthal…

Giydiğimiz kıyafetten tükettiğimiz gıdalara kadar…

Bakliyat bile üretmekten vazgeçtik…

Ama olmaz…

Böyle gitmez…

Tarımsız kalkınma olmaz. Mümkün değil…

O nedenle teşvik şart. Ama dönüm başı 12 TL ile teşvik olmaz…

Ürün fiyat politikasından pazara pek çok alanda destek lazım…

Ama denetim de artmalı…

Karşılıksız hibeler olmalı…

Zorlu ürün gruplarının üretimini artırmak için ciddi eğitim ve destek lazım…

Özellikle artan girdi maliyetleri konusunda indirim gerekli…

Üreticinin en büyük girdi maliyetinden olan yakıt mevzuunu uzun uzadıya masaya yatırmak lazım…

Yani sözün özü; Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp’i, üretici temsilcilerini dinlemek lazım…

Üretmekten tüketmek bir yere kadar…

Bu açık sürdürülebilir değil…

Bizden söylemesi…