Bizde hiç öyle sıradan şeyler olmaz nedense. Seçimler,
adam gibi seçerek değil, "seçim maratonu" diye başlar.
--Adaylar, birden kendilerinin bile şaşarak izledikleri "ben neymişim be abi" modundadırlar.
--Biz seçmenler ise, birden fark etmediğimiz adamların farklarını, partilerin seçim yardımları ve bağışlar ile güçlenen performanslarını izleriz, tirene bakar gibi.
--Ne çok da Ülke, bizler için, "vatan canım sana feda" diyen olur.
--Mahallemizin sokağında patlayan su borusunu bile üç günde tamir ettiremezken, üç günde Ferhat olup halk aşkına dağları delip su getiren başkanlara aşık olur gideriz seçim sandığına.
--Şaka bir yana bir kez daha olan oldu. Kol kırıldı, yen içinde kalsın diye herkes ittifakına, müttefikine oy vermek için gidecek seçim sandıklarına. Hem de ittifaklar halinde.İktidar ortakları CUMHUR İTTİFAKİ;İktidar Muhalifleri ise MİLLET İTTİFAKI ile.
Az okur yazarlığıma mı vereyim(cehaletime dememek için) yoksa başka bir şeye mi anlamadığım için TDK'nın sözlük amcasına bir sorayım dedim bu "cumhur" ve "millet" denilen şeylerin köklerine ve ne menem/çeşit bir şey olduklarına.Eyvah ki ne eyvah. Her ikisi de Arapça kökenli. Demek ki adamların bir bildikleri varmış, ta nereden girmişler kanımıza. Şimdi de bizim kan ile can ile aldığımızı marşlar eşliğinde söyleyerek övündüğümüz, ama Arapların para ile aldıkları topraklarımıza.
--"Cumhur: sözcüğünün birinci anlamı isim olarak 'halk', ikinci anlamı ise 'topluluk'
--Millet: Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus; Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes" diyor, Türk Dil Kurumu Sözlük amca.Cumhur'un amcaları, Millet'e ne dediklerini gazetelerde okuyor, TV'lerde de izliyorsunuzdur. Yani, bu milletin pek de bir iyi şey, olmadıklarını söyleyip duruyorlar.Keşke bu kadar da işin içinden çıkılmaz hale getirmeselerdi. Artık bu amcalar, saraylarda, konaklarda, rezidanslarda yaşadıklarından belki unutmuşlardır, "baban çarık giyerdi bunları unuttun mu" türküsünü. Bakmasınlar öyle suskun suskun olduklarına, yoksa bu ahali "çarıklı erkânı harp" (Kurnaz veya uyanık köylü-tdk) gibidirler. Adama, "pabuçu ters giydirirler."Bu seçimler, ne kadar Belediye Başkanı, Belediye ve İl Genel Meclisi Üyesi ve Muhtar seçimi yapılacak imiş gibi görünse de, kim ne derse desin, birden GENEL SEÇİM havasına dönüşmüştür."Hıyar"ın bile kuyruğunun olduğu ve bu hıyar duruma bile methiyeler düzüldüğü seçim mahallerinde; Başka başka "hıyarlıklar" gözlemlenir oldu. Döviz ve altında ki artışları cüzdanında hisseden herkes, öyle kola kolay ucuz "hıyar"a gelecek gibi değil. Siz öğle eline alıp dolananlara bakmayın. Herkes burnundan soluyor.Ben bu seçime kadar, bu iktidar partisine oy verdim diyeni görmedim ama sandıkta iktidar olduklarına göre, ahalinin yarısı gizli Ak Partili demekti.Gel gör ki, bu defa, "muhalif Ak partililer" aleni oldular. Çok Enteresan.
Ben seçim süreci başlayınca, inşallah muhalefet tv'lere çıkmaz, miting yapmaz da, ahalinin feraseti ile seçim sürecini kazasız belasız atlatır derken:
Son dönemeçte bir de ne göreyim. Aynı şeyi iktidara, Cumhur İttifakının lider ve önemli zevatları için düşünüyorum.Sahiden, siz muhalefet kazansın diye mi bu ahaliyi "provoke ediyorsunuz?" demeden, sormadan da edemiyor, geçemiyorum.
--"Martın sonu bahar", Millet ittifakının içine mi doğmuş ne:
--Mart ayı, Fırtınaları ile ünlüdür; "Mart, kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır"mış cinsinden!..
--Bahar, Cemreler ile başlar, "koca karı soğukları" ile sürer.
"12 MART Hüsun Fırtınası ( Tabiatı Mülayim olan)
17 MART Bardül’aczin sonu
23 MART Koz Kavuran Fırtınası (2 gün) (Kuzey Ege ve Marmara’nın batı kesiminde etkili olan lodos fırtınası)
26 MART Çaylak Fırtınası (Kış sonunda veya başında olan öncü/artcı fırtına)
29 MART Fırtına
30 MART Fırtına (3 dokuzların ikincisi)"
--diye gidiyor da, neden ise
31 MART'ı yazmamış takvimler. Sanıyorum yeni yazacaklar!..
--Mı dersiniz?