İhsan Bekkaya’nın, Antalya’nın en büyük ve kozmopolit ilçesi Kepez’de hayata veda ediş öyküsü saniyeler sürdü. Ama arkada bıraktığı acı yıllarca hiç sönmeyecek. Anne Sabiha, baba Cafer Bey darmadağın. Elif Nur ve Gül Nihal de atlatamayacak bu acıyı, kolay kolay…
İşsizlikten bunalıma giren genç kardeşimiz İhsan’ı
annesinden dinlerken içim yanıyor her zaman. Öyle saf, öyle duygusal ve anlayışlı bir gençmiş ki ama malum siyasi ve
ekonomik ortam, hukuksuzluk ve adam kayırmanın geldiği boyut genç kardeşimizi
tüketmiş…
Ve yaşanmamış olmasını dilediğim o kara gün ‘İki elim yakınızda’ mesajıyla sosyal
medyadan hem hiç unutulmayacak bir mesaj verdi hem de hesabını öte dünyaya
bırakıp gitti…
Şimdi kim soracak hesabı? Kimden soracak? Söyleyeyim hepimiz suçlu, hepimiz
sorumluyuz. Ama en büyük sorumluluk ülke yönetimini elinde bulunduranlarda.
Parti kapısında dilendirenlerde…
Başka İhsan’lar
gitmesin diye hepimiz sorumluluğumuzu yapacağız. Görevini yapmayanları
görmezden gelmeyeceğiz…
Dün Sabiha Hanım’la konuşurken ağlattı beni. Bugün Adana’ya gidiyorlar. İş ve ev
ayarlanması için hayırlı görüşmeler yapıp dönmelerini bekliyorum…
Umuyorum ki her şey güzel gidecek…
En azından bundan sonrası için yeni bir sayfa açacaklar iki
genç kız için…
Elif Nur da Gül Nihal de umutlarını kaybetmeyecek herşeye
rağmen. Ben onlara abla oldum artık yanlarındayım her daim. Biliyorum ki çok
sayıda abi ve ablaları da olacak…
Ellerinden tutup ayağa kaldıracak son mesajı ‘Kendinize iyi bakın’ olan İhsan’a
mahcup olmayacağız…
BİR ANNENİN DİLEĞİ
Sabiha Anne, benden ve bizden bir şey istedi. Gençlerden ‘Sessizlik Çığlık Yürüyüşü’ yapılmasını
istedi…
Ben de söz verdim. Adana dönüşü yapacağız. Anne ve aile bizi
evlerinde karşılayacak…
Tüm gençler için yürüyeceğiz…
İhsan için yürüyeceğiz…
Çığlıkları sessiz kalmasın gençlerin…
İş, aş ve özgürlük taleplerini yerine getirelim gençlerin…
Yarına vakit yok…
Hemen…