Lafa gelince herkes vatanperver. Sözde herkes Atatürkçü. Liyakat, herkesin olmazsa olmazı. Ranta herkes karşı, hepimiz kamucuyuz. Ama laf değil, icraat lazım. Lafa gelince kimseye sıra vermeyenler, icraat sözkonusu olunca ortada yok…

 

Antalya gibi dünyaca ünlü bir kentte yapılacak çok iş, verilecek çok mücadele var. Ancak birkaç kişinin omzunda olmaz. Siyasette de meslek odalarında da sivil toplumda da bir avuç kişi cansiperane koşuyor…

 

Ve inanın çoğu bilmediğiniz, bilmediğimiz ne bedeller ödüyor. Misal mücadelede kum tanesi kadar izi olan gazetemiz. Sizin sesiniz, gözünüz, kulağınız olma sözümüzü, memlekete sadakatimizi, Atatürk ve devrimlerine yapılan saldırılara karşı duruşumuzu tavizsiz yerine getirirken ne bedeller ödedik…

 

Ödemeye de devam ediyoruz…

 

Birileri mesleğinden servet kazandı, biz servetimizi harcadık…

 

Ambargolar, davalar, soruşturmalar, yersiz ve hukuksuz cezalar vb cabası…

 

Pes etmedik, etmeyeceğiz de birilerinin siyaset uğruna, oy uğruna, iyi ilişkiler uğruna içine düştüğü sessizliği anlayamıyorum…

 

Biri başkan olmak için susuyor, diğeri koltuğunu korumak için…

 

Hatta iş öyle noktaya geldi ki Atatürk ve Cumhuriyet saldırıları son sürat giderken alanlarda ‘Atatürk, Cumhuriyet’ diye haykıranlar ortada yok…

 

“Ranta karşıyım diye” şu günlerde TV’lerde, gazetelerde boy gösterenler ise hiç samimi gelmiyor nedense…

 

Hele pekçoğu avukat, siyasiler…

 

Hangisinin, kaç tane rant davası var? 

 

Ve ölü toprağı serpilen bazı meslek odaları, Meclis yerine TV mi izliyorsunuz acaba…

 

Lütfen samimiyet, ciddiyet ve çaba…

 

Antalya da memleket de bizim…

 

Atatürk de Cumhuriyet de bizim…

 

Bayrak da bizim vatan da bizim…

 

Atatürk ne demiş, “Türk öğün, çalış, güven”…