Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
HAFİF YAĞMUR
27°
Kafamdaki delice sorular!

Kafamdaki delice sorular!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sıradan, küçük bir dükkanı yıllık 35.000 Amerikan dolarına kiralarsanız buradaki faaliyetlerinizle sizin ve ailenizin hayatını sürdürebileceği bir geliri elde etmeniz mümkün mü?

Arda Güler madem bu kadar değerli, önemli, kıymetliydi onu neden ilk fırsatta elden çıkardınız? diye soran aklı başında bir Fenerbahçeli yok mu? Arda Güler dünyanın en iyi futbolcularından biriyse onu yurt dışına satan Ali Koç Fenerbahçe'ye en büyük kötülüğü yapan kişi değil mi?

Laik yaşam tarzını sadece sözleriyle, lafla, giyimiyle, hayat tarzıyla, içki içerek, sosyal medya paylaşımlarıyla savunanlara ne demeli? Seçim günü yaz aylarına denk geldiğinde oy kullanmaya üşenen, oy kullanmak yerine konforlu yazlık evinde uyumayı ya da devremülkündeki havuzuna girmeyi tercih eden sözde laikler 1950'den sonra Atatürk'ün kurduğu düzenin yerle bir edilmesinde yobazların, tarikatların, cemaatlerin en büyük suç ortakları olmadı mı? Atatürk havaalanının, Atatürk orman çiftliğinin yok edilmesine, 2008'deki emekli aylık bağlama oranları yasası faciasına kaç kişi karşı çıktı?...Süper zenginlerin, dolar milyarderlerinin, TÜSİAD patronlarının aleyhine maddeler içeren  1961 anayasası işçi, emekçi, halk, yoksul, emekli, laik dostuydu...Onu Demirel ve yoldaşları yok ederken neredeydiniz? Nisan 2017'de Kanuni Sultan Mehmet , İbrahim Sultan, 2. Abdülhamit, Yavuz Sultan Selim, 4. Murat ve Fatih Sultan Mehmet yetkileri anayasaya eklendiğinde neredeydiniz ve ne yaptınız?

Galatasaray'ın transfer edebilmek için kamyon kamyon Euro teklif ettiği Adrien Rabiot'un annesi oğlunun Türkiye'ye transferini kendisi (Veronique Rabiot) Türkiye'de sokakta dolaşsa elle sarkıntılığa, tacize, tecavüz girişimine uğrayacağından korktuğundan mı veto etti?

İneklere, köpeklere, kedilere tecavüz edilen ülke haberleri bütün gezegene yayılmıyor mu zannediyorsunuz?

Futbolcu Alexander Sørloth'ün kız arkadaşı abazaların muhtelif saldırılarından sonra "bu ülkeden derhal ayrılalım artık medeni bir ülkeye gidelim...Buna daha fazla dayanamayacağım," dedi mi?

"Beni Sisi'yle barıştırmak isyenler var, asla kabul etmem. Neden? Halkının %52 sinin oyunu almış bir Muhammed Mursi'yi hapseden bir diktatörle asla aynı masaya oturmam...Niçin Sisi ile görüşmüyor?' diyenlere cevap veriyorum, aracı olanlar oluyor. Ben böyle bir kişiyle asla görüşmem...Her şeyden önce onun bir defa genel afla içerideki bütün insanları serbest bırakması lazım. Serbest bırakmadığı sürece de biz kalkıp Sisi ile görüşemeyiz. Görüşenlerin de şunu bilmesi lazım ki onlar da tarihte farklı bir şekilde değerlendirilecektir!"

sözlerini sarf eden kimdi?

Futbolcu transfer eder gibi vatandaş transfer ediliyor...Ülkesine vatandaş ithal eden parti hakkında iyi şeyler düşünebilir mi?

Hopa'da ağaç kesimini engellemek isteyen köylülere ateş açıldı: 1 ölü, 2 yaralı...Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Cankurtaran mevkiinde yapılması planlanan Orman Alanı Projesi’ne karşı çıkan ve kepçeleri durduran yurttaşlara yönelik silahlı saldırı gerçekleşti. Saldırıda Raşit Kibar isimli yurttaş hayatını kaybederken iki kişi de yaralandı.

Otellere, konut sitelerine, havaalanlarına ve 500 AVM'ye alan açabilmek için 100 yılda yüz milyonlarca ağaç katledildi...Ormanların katledilmesinin bir sonucu olarak gelişen Sauna ikliminden memnun musunuz? NASA'nın 2040 yılında Türkiye'nin büyük sahara çölü gibi bir ülkeye dönüşeceğini öngördüğünden haberiniz var mı? Yakında su fakiri olacağımızı, su kıtlığı yaşayacağımızı biliyor musunuz?

Hazine ve Maliye eski Bakanı Nureddin Nebati, konuşmasında daha önce ‘Biz Ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar geçerli” sözleriyle anlatmaya çalıştığı ‘ekonomi modelini' şöyle anlatmıştı...

“Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır. Amerika, İngiltere, İtalya ve Almanya başta olmak üzere heteredoks literatürü olduğunu biliyoruz. Kitaplar yazılıyor.”

Bu sözlerden ben bir şey anlamadım...Siz ne anladınız?

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek: “Ben şehrimde 147 tane köyde su yokken, 400’e yakın köyde internet ve telefon çekmiyor" diyor...100 yılda gelinen bu noktadan dolayı gurur mu duymalıyız?

Müttefiğimiz ABD F16'ları, müttefiğimiz Almanya Eurofighter'ları kırmızı kar yağınca mı, yoksa çıkmaz ayın son çarşambasında mı bize verecek?

TOGG'un İtalya'da bir fabrikada üretilip feribotla Gemlik'e getirildiği, Türkiye'de üretilmediği rivayetleri, dedikoduları var...Türkiye'deki fabrikanın üretim bandı televizyon kanallarının canlı yayınlarında neden gösterilmiyor? Türkiye'deki TOGG fabrikasında çalışan işçiler mühendislerle yapılan televizyon röportajları hani nerede?

TOGG ağustos ayında 601 tane otomobil satabildi. Fatih Altaylı: “Hani 5 dakikada 1 araba üreteceklerdi. Ulan seçimden önce hepiniz TOGG’la geziyordunuz, bir tanenizde kalmadı.”

"Patronun köle gibi çalışmanı ister, Ailen, onların istediği gibi biri olmanı, Sevgilin ise sürekli değişmeni ister. Kimse olduğun gibi görmek istemez seni. Herkes kendi icat ettiği gibi bakar sana. Sonuç olarak bambaşka bir insan olursun..."

Bu sözler Aziz Nesin'in...

Sizce Aziz Nesin'in bıraktığı boşluğu doldurabilen bir insan 2024'te var mı?

AZİZ NESİN ANLATIYOR TUTUMLULUĞUYLA ÜNLÜ AZİZ NESİN KENDİNİ,DÜNYASINI, AİLESİNİ , YOKSUL ÇOCUKLARI OKUTAN NESİN VAKFI'NI ŞÖYLE ANLATMIŞTI!

AZİZ NESİN KENDİNİ, DÜNYA GÖRÜŞÜNÜ, CİMRİ OLMADIĞINI SADECE İSRAFI SEVMEDİĞİNİ VE AİLESİNİ ANLATIYOR:

"NESİN VAKFI'NDA İŞÇİLER VAR...ONBEŞ KİŞİ HER GÜN YEMEK YER.BİR İŞÇİ TABAĞINDA ALTI TANE PİRİNÇ TANESİ BIRAKSA , YAHUT EKMEĞİN KENARINI BIRAKSA ONLARA ŞUNU ANLATIYORUM "OĞLUM NİYE BIRAKIYORSUN.ALTI PİRİNÇ BURAYA NASIL GELDİ? DİKİLİYOR , BİÇİLİYOR, FABRİKAYA GİDİYOR, YAĞ HARCANIYOR, ATEŞ HARCANIYOR.YÜZBİN KİŞİ BU İSRAFI YAPSA KAÇ TON EDER?" İSRAF EMEĞE SAYGISIZLIK OLUYOR.ŞİMDİ BURADA BİR KADIN İŞÇİMİZ VAR KENDİSİ ŞU ANDA HAMİLE...BU KADIN EN İYİ HASTAHANEDE DOĞUM YAPMALIDIR.BU KONUDA HİÇ PARA ESİRGEMEM...AMA BİR KARPUZ KABUĞU PARÇASI ÇÖPE ATILSA KIYAMETİ KOPARIRIM.ÇÜNKÜ BURADA HAYVANLAR VAR.KARPUZ KABUĞU HAYVANLARA VERİLİR.YİNE BİR ÖRNEK VEREYİM.BURADA İŞÇİLERİMİZE DÖRT ÇEŞİT YEMEK VERİYORUM.ETLİSİ, TATLISI, TUZLUSUYLA.SABAH KAHVALTISINDA BAL, MARMELAT, ZEYTİN, PEYNİR,YUMURTA, SÜT, ÇAY VAR.HEM DE HERKESİN BUNLARDAN İSTEDİĞİ KADAR YEMESİNE İZİN VAR.AMA BİR TEK ZEYTİNİ ATSINLAR, BU YEMEĞE DE EMEĞE DE SAYGISIZLIKTIR.O ZAMAN DEMEDİĞİMİ KOMAM." AZİZ NESİN CİMRİDİR" DİYE BİR LAF ÇIKARDILAR BU LAF İSRAFA KARŞI OLDUĞUM İÇİN SÖYLENEN BİR LAFTIR.YANİ UZUN LAFIN KISASI EMEĞE SAYGI DUYARIM.YAKINLARIMIN DA EMEĞE SAYGI DUYMASINI İSTERİM.""MİRASIMI YANİ KİTAPLARIMIN GELİRLERİNİ, MALIMI MÜLKÜMÜ, VARLIKLARIMI YOKSUL ÇOCUKLARA YÜKSEK NİTELİKLİ EĞİTİM VEREN NESİN VAKFI'NA BAĞIŞLADIM.ÇOCUKLARIMA ZENGİN BİR ADAMIN MİRAS BIRAKACAĞI HER ŞEYİ VERDİM.ÜÇ OĞLUMA BİRER YAZLIK, BİRER KIŞLIK EV VERDİM.ONLARI AVRUPA'DA OKUTTUM.KIZIMA İLTİMAS YAPTIM, AYRICALIK YAPTIM. OĞULLARIMDAN DAHA FAZLA VARLIK VERDİM.KIZIMA İKİ KIŞLIK, BİR YAZLIK EV VERDİM.KARIMA BUNLARIN İKİ-ÜÇ KAT FAZLASINI VERDİM.KARIM MEMNUN OLSUN DİYE ONA BİR OTOMOBİL DE HEDİYE ETTİM.NESİN VAKFI'NIN SONSUZA KADAR YAŞAYABİLMESİ İÇİN AİLE ÜYELERİMDEN NOTER TASDİKLİ İMZALI SENETLER ALDIM.BU NOTER TASDİKLİ KAĞITLARDA VEFAT ETTİĞİM ANDA AZİZ NESİN'İN MİRASINDAN DOĞACAK TÜM HAKLARINDAN VAZGEÇTİKLERİ YAZILI...ZATEN BENİM AİLEME VERDİKLERİMDEN FAZLASINI VERMEK BENCE AHLAKSIZLIK OLUR!""GEÇMİŞTE PARASIZLIK DENİLEN BELADAN ÇOK ÇEKTİM.İLK KİTABIMI 1955'TE YAZMIŞTIM.PARA SIKINTILARIM İLK KİTABIMI YAZDIKTAN ON YIL SONRA 1965'TE SONA ERDİ...EVİME BUZDOLABI 1958'DE GİRDİ"

Aziz Nesin bir söyleşisinde beş buçuk yılını zindanlarda geçirdiğini söylemiştir. Aziz Nesin: "Hürriyet bizim memleketimizde bir gazete ismidir, bir de anka kuşudur. Konuşmak korku... Yazmak korku (...)

AZİZ NESİN:

"Ben bir ateistim. İnananlara, inançlara saygı duyuyorum. ''Ben genelde 400 yıl önce ne olursa olsun, en doğru sözler olsun, bugün aynen onların yürürlükte kalmasından yana değilim. 700 yıl önce, 750 yıl önceki Mevlana da öyle, tabii bunların içinde ölümsüz değerde sözler elbette vardır. Ama o felsefe bütünüyle bugüne ait uygulanamaz ve o yüzden ben Müslüman değilim, yoksa Kuran’da da güzel sözler var. 1300-1400 yıl önceki sözlerin, kimin sözü olursa olsun, eskimeyeceğine inanmıyorum. Eskimiştir'', demiştim.

"1915 doğumluyum ve işin aslı yaşadığım toplumdan biraz farklı bir yapıdayım. Boyum kadar kitap yazmış, hayatımı yazmaktan kazanmış biriyim. Açık sözlüyüm, düşünürüm düşündüğümü söylerim. Bundandır ki, ömrümün uzun bir süresini ya hapishanelerde geçirdim ya ölümle burun buruna geldim. Ancak bir olay var ki yarası kapanmaz, kapanamaz. Tarihler 1 Temmuz 1993 Perşembe günüydü 4. Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'taydık. Daha şehre gelmeden, özellikle benim hakkımda bildiriler yayınlanmaya başlanmış, hedef gösterilmiştim. İlk günden itibaren gerginlik had safhadaydı. 2 Temmuz 1993 Cuma günü ise yerel gazetelerde kullanılan sözler, bir nevi olacakların habercisiydi. Söyleşi yapmaya gelen İhlas Haber Ajansı muhabiri, aslında o güruhun içinden geçenleri anlatmaya gelmişti. Sürekli camianın tahriklere kapıldığını söylüyordu. Tahrik olabilirler, bunda sıkıntı yoktu. Ancak tahrik olan dövmez, öldürmezdi. Duyarlılık öldürmek değildir arkadaş. Bu tartışmadan sonra apar topar otele geçtim. Zaten gün içerisinde gerginlik şehrin belli yerlerinde iyiden iyiye tırmanmıştı. Akşam saat 17 sıralarında ise gözü dönmüş kalabalık Madımak Oteli'nin önündeydi. Dışarı ile iletişimimizi sağlayan tek araç telefondu artık. Erdal İnönü arandı ve ona ''Erdal Bey sanırım dışarıdaki sloganları ve camlarda patlayan taş sesleri size kadar ulaşıyor olmalı dedim.'' gereken önlemin alınacağını söyleyip, azalan umutlarımızı biraz olsun tazelemişti. Ancak kalabalığın öfkesi dinmiyor, güruhu sakinleştirmek adına konuşan belediye başkanı ne kadar reddetse de 'gazamız mübarek olsun' sözüyle adeta çığırtkanlık yapıyordu. Bundan sonra olacaklar kitle psikolojisinin sonuçlarıydı. 'Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta yıkılacak' , 'Laiklere ölüm' , 'Yaşasın şeriat' ve 'Sivas Aziz'e mezar olacak' sloganları, aslında hedefin sadece ben olmadığını anlatmaya çalışıyor gibiydi. Önce yağmalama sonra ise 'yakın ulan yakın' sesleri ve tekbirlerle çevredeki araçlar ateşe verilmişti. Ateşin kızıllığı, dumanın siyahlığıyla birleşip çevremizi sarmıştı. Bu kaçıncı öldürülüşüm bilmiyorum fakat ölüme en yakın olduğum anı artık görebiliyordum. Odamda Lütfi Kaleli ile birlikte çaresiz bir bekleyiş içerisindeyken, aşağı taraftan korkunç çığlıklar gelmeye başladı. Bağırıldı, yardım istendi ve sonra sesler sustu. Artık sıra bendeydi. Kesin olarak ölüme hazırdım. Hatta Lütfi Kaleli birkaç kez 'ölüyoruz abi' dedi. Dedim ölüyoruz, öleceğiz. Başka çare yok. Sonra dönüp Lütfi'ye ''Sayın Kaleli beni şu yatağa yatır, bu güruha kötü bir ceset vermek istemiyorum. Korkarak ölen bir adam gibi görünmeyeyim. Köşeye büzüşmüş bir adam gibi ölmeyeyim.'' dedim. Sonrasında Lütfi'nin önerisiyle camlara doğru koştuk ve yardım istemeye başladık. O sırada otelin önüne yaklaşan bir itfaiye bizi kurtarmak için yeltendi. İtfaiye merdivenlerinden inerken, sonradan Refah Partisi Meclis üyesi olduğunu öğrendiğim Cafer Özçakmak 'Asıl öldürülecek hayvan burada' dedi ve tam kurtuluyorum derken artık Sırat Köprüsü'nde gibiydim. Devam etsem linç, geri dönsem cehennem vardı.O sırada görevlilerden biri beni bileğimden çekerek kalabalığın ortasına attı. Yere düştüm, tekme ve yumruklarla vurmaya başladılar. Sonrasında polis arabasına kadar sürüklendim. Yaralı olarak kurtulmuştum ancak 35 can, 33'ü aydın 2'si otel emekçisi 35 insan, yıllar sonra bile yeri doldurulamayacak onlarca değer katledilmişti. Metin Altıok vardı içerde, Asım Bezirci, Behçet Aysan vardı. Birimize bir şey olursa kalanlar ne yapar diye sorulduğunda, 'kalanlar, ölenler için şiirler yazar.' denilerek bekleniyordu ölüm. Asaf Koçak vardı içeride. Güldürmeyi, düşündürmeyi çizgilerde seçmiş, karikatürist olmuştu. Ateşle gelecek olan ölümün soğukluğunu mızıka çalarak bekliyordu. Nesimi Çimen vardı içeride. Hayatı şehir şehir dolaşmayla, sürgünle geçmişti. Ancak hep değerli insanlar vardı çevresinde. Nereden bilebilirdi ki böyle bir sonu. Muhlis Akarsu vardı içeride. Belki böyle öleceğini tahmin etmezdi ama ''Akarsu'yum yansam da, kül olup savrulsam da, bazı bazı gülsem de, yine gönlüm hoş değil''demişti. Hasret Gültekin vardı içeride. Daha 22 yaşındaydı ama bağlama ustasıydı. Kendi güzel, yüreği daha güzeldi. Ve daha nice nefesler durdu ateşin kor ateşin arasında."

Aziz Nesin memleket de insanların %60'ın aptal olduğunu söylediğinde bir doktor kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle Aziz Nesin'i mahkemeye vermişti. Mahkemede karşı savunmasında; “Evet doğrudur bu ifadeleri kullandım, ama ben %60'lık bir kesime söyledim,%40'lık kesime bir şey demedim. Bu beyefendi çoğunluğun içine girdiği fikrine nereden kapılmış acaba” der. Hakim de adama sorar: “Gerçekten sizi kastettiğine dair bir kanıtınız var mı....” haliyle adam olduğu yerde çaresiz, cevap veremeden kalır. Ve beraat eder yazar. Ama asıl finali müthiştir bu işin. Aziz Nesin mahkeme çıkışında kendisini bekleyen gazetecilere şunu söyler... “Memleketimiz insanlarının %60'ın aptal olduğu, mahkeme kararıyla onaylanmıştır.”

Aziz Nesin: "Hürriyet bizim memleketimizde bir gazete ismidir, bir de anka kuşudur. Konuşmak korku... Yazmak korku "

Müjdat Gezen anlatıyor:

“İzmir Torba’da şenlik vardı, İlhan Selçuk ve Aziz Nesin’le birlikte bir panele katılmıştık. Panelin konusu mizahtı. Birisi kalktı ‘Nasrettin Hoca’nın torunları olarak zeki insanlarız değil mi?” diye sordu Aziz Nesin’e. O da ‘Yüzde 60’ı aptaldır’ dedi. Herkes alkışladı. Sonra kuliste kendisine sordum neden böyle bir şey söylediğini. O da ‘Evladım, yüzde 91,4 diyecektim dilim varmadı’ dedi. O zaman (1982'de) referandum yapılmıştı ve oy verenlerin yüzde 91,4’ü Kenan Evren’e oy vermişti. Bu söz oradan kaldı.”Aziz Nesin anlatıyor:-Zeki olmanın koşulları vardır. Örneğin bu halk sağlıklı besleniyor mu? Protein alıyor mu? Zeki olmak için et yemek şart.- Şirketlerde yüzde 51 hisseyi elinde tutan egemendir. Bunu kabul eden bir millet, yüzde 60’ı enayi olan bir millet için aynı kanıyı kabul etmeli.- Bir annenin çocuğu geri zekâlı olsa ne yapar, hayatını ona adar. Ben de aynısını yapıyorum işte.

HAKAN SONOK'UN NOTU : Aziz Nesin'in şu sözlerini, "Zeki olmanın koşulları vardır. Örneğin bu halk sağlıklı besleniyor mu? Protein alıyor mu? Zeki olmak için et yemek şart," aynen Ertem Eğilmez'den çok duymuştum...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *