Kahreden özelleştirmeler fıtrat değildir
Uzun bir zamandan bu yana bir ülke sevdalısı, araştırmacı bir çevreci olarak, ulusal değerlerin genel hali üzerinde yaptığım araştırmaların sonucunda şuna tanık oldum.
Bir ülkenin kalkınmasına engel olan prangalar var mıdır, varsa bunlar arasında neler vardır düşüncesiyle hareket edildiğinde; ülkemizin her tarafında, Misak-i Millinin her noktasında limanlarıyla, kurum ve kuruluşlarıyla, işletmeleriyle, ticari sektörleriyle, dağlarıyla, taşlarıyla, muhtelif arazileriyle ormanlarıyla, akar su ve gölleriyle, kıyılarımızla, yerde ve gökte ulaşım araçları ve yollarıyla inşa faaliyetleriyle, PTT hizmetleri ve haberleşme hizmetleriyle, fabrikaları ve sanayisiyle aklımıza gelmeyen kaynaklarıyla ilgili özelleştirilmemiş neler ve nereler var hep merak etmişimdir.
Esasen halk olarak özelleştirmelere tümüyle karşı olmadığımızı her vesileyle beyan etmişizdir. Ancak yapılan özelleştirmelerin sonuçları itibarıyla yapılan işin, ülkemizin sürdürülebilir çıkarları adına + yapılan özelleştirilmelerin, insanımızın, kamuoyunun kazancı ve kaybı, noktasında nelerin olup bittiğinin bir hesabı kitabı olmalı diyerek hepsi için bir ekonomik ve mali mali fizibilite, Stokiyometri raporu hazırlanmalıdır. Bugüne kadar, akla mantığa, ilim ve bilime, mali dengeleri pozitif yönde etkileyen, ülkenin kalkınmasına yardımcı olabilecek şekilde tanzim edilmiş bir rapor kaydına rastlamadık. Hangi işletme kaç paraya satılmış yahut özelleştirilmiş, bu uygulamanın milli hasılaya ne kadar katkı sağlamış, ferdin çıkarına ve ülkemizin kalkınmasına hangi mertebelerde etki etmiştir hiçbir bilgiye sahip değiliz.
Eğer yerde ve gökte bunca özelleştirmelerden söz ediyorsak, ciğerlerimizi yakan, gün be gün ateş pahasıyla satın alma gücümüzü sıfıra doğru sürükleyen bu piyasa olaylarına ne demeli.
Yani özelleştirmeler bir fıtrat mıdır, bir kader olayı mıdır, bir beceri noksanlığı mıdır, maruz kaldığımız bu perişan halin sebebi nedir?
Bu hayat pahalılığı ve yakan enflasyon ne zaman son bulacak?
