Kapanan şirketler, batan esnaf, artan işsizlik, biten turizm, çöken tarım, laik bilimsel temelden uzaklaşan eğitim, özel sektöre havale edilmek istenen sağlık, artan güvenlik tehdidi, terör…

O kadar çok sorun var ki çözülmesi gereken. Hepsi önümüzde. Ama tüm bunlar bir kenara itilerek parlamenter yapıyı zedeleyen, milli egemenliği, hukukun üstünlüğünü hırpalayan bir değişiklik için uğraşıyoruz…

Mecliste milletvekillerinin mücadelelerine parmak ısırdık…

Bir tarafta vur, kır, parçala ama geçir…

Bir tarafta da ne yap et geçirme…

Geçti ama…

Hem de bir dizi ihlallerle…

Toplumda görünen o ki iktidar partisinin tabanında da var olduğunu gördüğümüz bir HAYIR tepkisi var…

MHP tabanında yine ciddi bir HAYIR var…

CHP zaten HAYIR diyor…

Pekçok siyasi parti de HAYIR diyecek…

STK’lar, dernekler HAYIR için çalışıyor…

Hatta platformlar kuruluyor…

Hem de birden fazla…

Sevineyim mi üzüleyim mi bilmiyorum…

Tek elden yapılan çalışmaların daha güçlü, sistemli olacağına inanıyorum…

Ama misal Antalya’da Cumhuriyet İçin El Ele adı altında yılardır devam eden birliktelik içinden sadece Anayasa çalışmalarını örgütlemek üzere bir bileşen çıkmış…

Bu bileşen yürütmesini de hazırlamış ve yola koyulmuş. Ama burada pek çok dernek ve sendikayı da göremedim ya da siyasi partilerin başkanlık düzeyini katılımı yok. Yine bir bölünmüşlük hissettim. Oysa buna mahal verilmemeli. Başlayan bu çalışmaya HAYIR diyen herkes el uzatmalı…

Destek olmalı…

 Antalya’nın sistemli bir çalışmayla HAYIR’ı çıkaracağını biliyoruz hepimiz…

Geçmişte de yaptı…

Ama toparlanmak şart…

Bu arada bir de uyarı; bu çalışma kimseyi bir yere taşıma çalışması değildir…

Mesele memleket meselesidir…

O yüzden hayrına bir el uzat!