Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşık 1 asırlık mirasını yok edecek girişimlerin son adımlarından olan Anayasa değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yangından mal kaçırırcasına görüşüldü…

Mutabakatla gündeme gelmesi gereken bu derece köklü bir değişikliğin oldu bittiye getirilmesine karşı toplumda büyük bir tepki var…

Ama bu tepkiye rağmen unutmamak gerek ki kırsalda yapılacak değişiklikler konusunda bilgiye, paylaşıma ihtiyaç duyan bir kitle de var…

OHAL sürecinde zaten çok rahat bir çalışma koşulu yok…

Öte yandan EVET diyenler ile HAYIR diyenler eşit şartlarda yarışmıyor…

Hal böyleyken Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Meclisi’ni etkisizleştiren, milli egemenliği yaralayan, demokratik, laik, hukuk devletini zedeleyen bir düzenlemenin halktan geri dönmesi için çok çabalamak gerekiyor…

Bir kesim için çalışmaya gerek yok. Zaten yapılmak istenilenin farkında ve ‘HAYIR’ diyecek…

Bir kesimse olayı sadece AKP ve Recep Tayyip Erdoğan üzerinden değerlendiriyor ve o bağlılıkla ‘EVET’ diyor…

İş kararsız ve düzenlemeden habersiz kesimi ikna etmek…

Artık işi gücü bırakıp değişiklikleri konu komşu, eş dost, köylü esnaf herkese anlatma vakti…

Ötekileştirmeden…

Aşağılamadan…

Hakaret etmeden…

Devletin tüm yetkilerinin bir kişiye teslimi anlamına gelen bu düzenlemenin ne kadar tehlikeli ve gelecek açısından ne denli sıkıntılar doğuracağını ne kadar iyi anlatırsak o kadar başarılı oluruz…

Ümitsiz olmadan…

Umutsuz olmadan…

Ama çok da rahat olmadan…

Bu arada özellikle kırsalda muhtarlar ve imamların referandum propagandası için çalışma yapabileceği de iddia ediliyor ki zaten örnekleri de çıkmaya başladı…

O zaman neymiş siyasetçisinden sendikacısına, milletvekilinden sade üyesine herkes ele ele sahalara…

Salonlardan çıkma vakti geldi de geçiyor…

Gün memleketin temellerini kökten değiştirecek bu düzenlemeye HAYIR dedirtmek vakti…