Kalkınma Bakanlığı, en son 2003'te yayımlanan ''İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik

Gelişmişlik Sıralaması Araştırması'nı" geçtiğimiz aylarda güncelledi...

SEGE 2011'e göre ilimiz bayağı basamak atlamış. Şöyle ki 10'uncu sırada yer alan Antalya

5'e çıkmış...

İstanbul 1'inci, Ankara 2'nci, İzmir 3'üncü, Kocaeli 4'üncü, Antalya 5'inci...

Şimdi resmi kaynağa ve açıklamalarına itibar etmek, inanmak zorundayız. Ele alınan kıstaslar ve bunların ölçme yöntemini analiz etmek bugün konumuz değil...

Çünkü bu çok uzun bir iş. Öte yandan TÜİK'in verileri de bugün tartışma konusuyken yeni bir tartışma açma gibi bir niyetim yok...

Fakat bir hususa da dikkati çekmek istiyorum...

Şimdi 2 milyon nüfusu, 640 km sahil şeridi olan, yılda 10 milyon yerli ve yabancı turisti ağırlayan Antalya'nın gelişmişlik endeksinde yükselmesi gayet güzel de gerçekten 8 kıstasta bu kadar yükseldik mi...

Peki pratikte bunun getirisi nedir...

Elbette 2003'ten bugüne birçok konuda yol aldık. Yatırımlar yapıldı...

Fakat yıllardır beklenen birçok yatırım hala yapılamadı. Merkezi idareden gelen bütçe konusunda hep üzüldü, Antalya. Başka illere yapılan stat gibi yatırımlar, konu Antalya olunca rant karşılığı yapılmak istendi...

Eğitimde, sanatta ayrılan paylar hep cılız kaldı...

Artan nüfus ve ağırlanan turiste paralel olarak altyapıda meydana gelen ihtiyaçlar hala karşılanabilmiş değil...

Ama 5. sıraya yükseldik. Ne mutlu bize...

Evet, gerçekten de Türkiye genelinde eğitimden sağlığa, istihdamdan yaşam kalitesine kadar her göstergede sorunlarımızı büyük ölçüde çözebilmiş olsaydık...

Bunu çok isterdim...

Ama değil. Okuryazarlık oranımız artmış olabilir. Ama hala en gözde devlet okullarımızın sınıflarında 40'ın üzerinde öğrenci sayısı var. Hayırseverler olmazsa halimiz harap. Konteynırlarda, otobüslerde eğitim veriyoruz...

Eğitimde gelişmişliğin göstergesinde neden kıstaslar arasında eğitimin fiziki koşulları yok. Bu da önemli değil mi...

Neyse göstergeleri ve kıstasları yazının girişinde de belirttiğim gibi tartışmaya açmıyorum. Ama nasıl oluşturulduğu hususunda bilginiz olsun...

Ve şimdi gelelim bunları niye mi yazdığıma...

Birincisi, belediyelere ve il özel idarelerine kaynak tahsis edilmesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının personel atamalarında, özlük haklarının düzenlenmesinde, kalkınma ajanslarının merkezi bütçe paylarının belirlenmesinde vd birçok konuda önemli bir kıstas olarak kullanılan bu veriler çok önemli...

8 alt kategoride, 61 değişken kullanılarak hazırlanan SEGE 2011'e göre eğer Antalya gerçekten de 5'inci sıradaysa bunun gereği yapılmalı...

Bütçeden alınan pay konusunda üvey evlat muamelesi görmemeli...

Tamam en gelişmiş illere en çok, az gelişmiş illere en az pay verilsin demiyoruz elbette. Ama ekonomiye katkısı ortada olan bir ilden kepçeyle alıp, kaşıkla vermek de adalet değil...

Üstelik hızla gelişen ve altyapısı yetersizleşen bir ile yatırımda daha cömert olunması gerekir...

Antalyalı milletvekillerinin dikkatine...

Zira birileri de çıkar "Madem bu kadar geliştiniz de niye bir yüzme havuzunuz, modern stadınız yok! Nasıl oluyor da otobüste okul öncesi eğitim veriyorsunuz! Nasıl olur da içmesuyu şebekesi olmayan köyleriniz var!" diye sorarsa, yüzümüz kızarmasın...