‘ Milli Eğitim´in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.’ Mustafa Kemal Atatürk

Türk Eğitim sistemimizde devlet okullarının yanı sıra birde son yılların modası özel okullar bulunmakta. Devlet okullarında uygulanan müfredatın çok daha genişletilmişi özel okullarda uygulanmaktadır. Tüm alanlarda özel okullarda çalışan öğretmenler dönemin başında özenle seçilir. Bir yıl boyunca da canla başla gece gündüz demez çalışır. Öğretmenin üzerine sürekli bir baskı olduğun içinde çalışır çalışır. En ufak hatasında yönetim tepesine çıkar bağırır çağırır kovmakla tehdit eder öğretmenini. Aldığı maaş askeri ücretten biraz fazladır ama gene de sesi çıkmaz soluğu çıkmaz çalışır çalışır.  Milli Eğitime atanmış öğretmenin çilesi de çoktur ama özel okuldaki kadar değil en azından en ufak şeyde kovulma tehlikesi yoktur. Maaşı da memur maaşı içerisinde iyi durumdadır. Üstelik sendikaları da vardır. Ama sorsanız ne kadar bakan ne kadar milletvekili, zengin insan varsa çocuklarını özel okula teslim eder. Milli Eğitim Bakanımızın gözünde özel okul öğretmeni peki ne durumda.’Kpss ye girmiş atanmış öğretmen benim öğretmenim­’’ diyor kendileri peki özel okul öğretmeni kimin öğretmeni?    O halde özel okullarda bu ülkenin okulu değil. Üstelik özel okullar bu ülkenin eğitim yükünü de omuzlarına alıp en  saygın şekilde bu ülkeye verimli birey kazandırmaya çalışırken. Bu söylem öğrenciye bile saygısızlıktır çocuk demez mi beni kim okutuyor? Acılan her özel okulun teknik prosedürü devlet okulu ile aynı şekilde işlenir aynı şekilde denetlenir, özel okul öğretmen atamalarını milli eğitim yapar. Ders notlarından, okul kurallarına kadar Milli Eğitim’den habersiz kuş uçmaz. Ayrıca özel okullar öğretmen maaşları ssk, vergi ödediği içinde devlete katkı sağlar. Bir öğrencinin bir yıllık eğitim masrafı devlete yirmi bin tl civarındadır ve özel okullar bu yükü de hafifletmektedir. Bu açıdan baktığımızda özel okullar da özel okul öğretmeni de devlet için çok değerli. Hatta bu tabloya bakınca daha değerli. O yüzden özel okul öğretmeni, kamu öğretmeni diye ayırmak üvey evlat ayırmak gibidir.

Milli Eğitim Bakanımızdan bir ayrımcılıkta kız ve erkek çocukları için geldi. Eğitim oranımızı arttırmak amacı ile kız çocukları ve erkek çocuklar için ayrı okular planlanması gerektiğini savundu. Karma eğitim ile eğitim gören kurumlara çocuğunu göndermek istemeyen veliyi eğitmek belki çok daha mantıklı olacaktır. Öğretmene ayrımcılık, çocukların cinsiyetine ayrımcılık. Ülkemizin eğitim sorunları var evet ama bu sorun cinsiyetçilik kesinlikle değil. Sorun insanların eğitim aldıktan sonra alanlarında işsiz kalmaları. Bir yabancı dili bile öğrenemeden okuldan mezun olmaları.

 Milli Eğitim Bakanlığının görevleri , ülkenin eğitim politikalarını belirler, eğitim kaynaklarının dağıtımını yapar ve okulların denetiminden sorumludur. Aynı zamanda, öğrencilerin eğitim düzeylerini yükseltmek, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sağlamak ve teknolojik altyapıyı geliştirmek gibi önceliklere de odaklanır

Bırakalım cinsiyetçiliği de Milli Eğitimin asıl görevlerine odaklanıp hep beraber gelişelim.