“Nelere sahibim, içsel kaynaklarım nelerdir, var oluşuma anlam veren yeteneklerim nelerdir?” diye kendime sorup düşündüğümde para, mal, mülk hiç aklıma gelmez. Merak, öğrenme isteği, gülme yeteneği, teşebbüs gücü ve düşünmeyi sevmemin beni tanımlayan özellikler olduğunu görürüm.

Her düşünme ediminin yaşamla bağ kurmama ve yaşama atılım motivasyonu sağladığını deneyimlerimden öğrendim. Kendime yerleşmenin bir yolu olarak kendi özgün düşüncelerime yerleşmeye, kendi düşünce dünyamı oluşturmaya emek verdim. Düşünce dünyamı geliştirmek ve zenginleştirmek için başkalarının düşüncelerine kendimi açarım. Başka düşüncelerle buluşan zihnim katılımını kaybeder, esneklik kazandıkça da hem hava almış olur, hem de akışkanlık kazanır

“Düşüncelerimin doğruluğunu test etmek olanağı sağlar.”

Bir başka yol da düşüncelerimi yaşantımda sınamaktır. İnanırım ki durağan, sabitlenmiş bir düşünce gerçekler karşısında uzun süre dayanamaz. Dogmalar, dar kafalılık ve ön yargılar düşünce sağlığımıza zarar verir. İnsan düşüncesidir. Yaşam da öyle. Yanlış düşünce ile doğru yaşam yaşanamaz. Yeni düşüncelere, başkasının düşüncelerine kayıtsız kalan bir insanın hem düşüncesi hem de yaşamı kalitesizdir. İnsan yanılmaya, yanlış yapmaya ve yolunu şaşırmaya yazgılıdır. Düşünceleri yanıltabilir insanı. Onun için bazen kendi düşüncelerimizle aramıza mesafe koyup dışarıdan bakabilmeliyiz. Yeni eklemeler ve çıkarmalara gereksinim duyabiliriz. Zihin bundan beslenir. Aslında farklı düşüncelere açık olmak kendi düşüncelerimizi savunmak, arkasında olmak demektir. Yoksa zihnimizin kendi mantığını bulmasına, kendi sınırlarına ulaşmasına nasıl olanak yaratabiliriz ki.

Başkalarının düşüncelerini bir zenginlik olarak görmeyen biri kendi düşüncesine güvenmiyor demektir. Farklı düşüncelere açık olmak seçenekli olmak demektir. Seçenekli olmak zenginliktir. Bu yüzden düşünce zenginliğini sermaye olarak görmüşümdür Başkalarının düşüncelerini öğrenmeye çalıştığımızda veya herhangi bir tartışmada zihinler bağ kurmaya çalışmaktadırlar. Birbirileriyle bağ kurabilir zihinler. Kendisini düşünceleriyle özdeşleştirenler hep haklı kalmak isteyenlerdir ama geri planda güvende kalmak ve de sağ kalmak peşindedirler.