Sanıyorum Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasi tatile çıktı. Eğer öyle olmasaydı demokratik haklarını kullanan yurttaşa, polisle, davayla, gözaltılarla ayar verilmezdi. Konuşan, soran, sorgulayan Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanmazdı…
Eğer ülkede demokrasi olsaydı basın, özgür olurdu. Eğer,
demokrasiden bir parça kalmış olsa liderler yan yana gelebilir, tartışabilirdi…
Ama kalmamış…
O yüzden hedefte yer
yer muhalefetin bile cesaret edemediği açıklamaları yapan, davaları açan,
konuşan, yürüyen, miting yapanlar var…
Sendikalar, davalık. Kapatılmayla karşı karşıya…
Meslek odaları yöneticileri hakkında ‘terör’ suçlamasıyla
davalar açılıyor…
Sendika başkanları, siyasi parti il başkanları, Halkevleri
açık hedef…
Antalya’da Feminist Yürüyüş’te gözaltına alınan 40 kişinin
içinde olan BES Şube Başkanı, KESK Dönem Sözcüsü Devrim Mol, gözaltında…
Halkevleri Başkanı gözaltında…
Sol Parti Antalya İl Başkanı gözaltında…
Ve bir yurttaş gözlatında…
Suçları bildiğimiz kadarıyla demokratik haklarını kullanarak
açıklama yapmak…
Devlet memuru, işinde gücünde olan insanlar sabah evlerinde
baskınla güne başladı. Geceyi gözaltında geçirdi….
Bugün Adliye’ye sevk edilecekler…
Amaç gözdağından başka bir şey değil, görünen o….
Ama ne garip ki tam da güçlü bir 1 Mayıs hazırlığı yapan
Antalya’da bu gözaltılar oldu. Hem de aynı gün adliyeye sevkleri mümkünken 48
saatlik gözaltı yapıldı…
Oysa demokrasi hepimize lazım…
Hani yasaklarla mücadele edilecekti. Gelinen noktada yasakçı
olmak da varmış…
Gözaltına alınan herkese geçmiş olsun diyorum…
Direne direne kazanacağız…
Baskılara boyun eğmek yok…
Çağdaş, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti için devam…