Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve halkımıza emanet ettiği Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) devam eden delege seçimleri sürecinde kimi zaman ilçe başkan adayları kimi zaman üyeler kimi zaman da ‘yarışa’ katılan delegeler tarafından gündeme getirilen iddialar üzücü. Ülkeye demokrasiyi getiren, parti içi demokrasinin yaşatmasıyla övünülen partiye bu iddialar yakışmıyor…
Kurucu ve kurtarıcı CHP’de ülke genelinde durum nasıldır okuyor, dinliyoruz ama Antalya’dakileri yaşıyoruz. Gelelim Antalya’ya. Antalya İl Başkanlığı’nı belirleme sürecinde ilk seçim mahallelerde başlıyor. Yakından tanık olduğum hatta yaşadığım deneyimler büyük hayal kırıklığı. Günlerdir Gazipaşa’dan Kaş’a telefon alıyor, yaşananları dinliyorum. Hatta Gazipaşa’da eski İlçe Başkanı, şuan İlçe Başkan Adayı olan Vural Görgülü’nün ‘şaibe’ iddialarını haber yaptık. Karşı bir açıklama, düzeltme olmadı. Zaten yapılan itirazlar sonucu itirazın haklılığını ortaya koyan değişiklikler yaşanmış, listeler değişmiş…
İddiaların yoğunlaştığı yerler, en çok delege ağırlığı olan merkezdeki üç ilçe; Muratpaşa, Konyaaltı ve Kepez. Bu üç ilçede delege seçimlerinin bu kadar mühim olması tüm gözleri ve mücadeleyi de haliyle buraya çeviriyor. Kıran kıran bir yarış olsa güzel ama savaş rüzgarları esiyor…
Belediye müdahalelerinden bahsediliyor. Kepez’de de müdahale var, Muratpaşa’da da Konyaaltı’nda da…
En büyük yarış ise delege ağırlığını elinde bulunduran Muratpaşa’da. Gönül ister ki tabii yarış olsun ama maalesef yarıştan çok baskı, tehdit ve entrika var gibi duruyor. Sırf bu nedenle ilçe başkanlığı düşünen pekçok isim ortaya bile çıkamıyor…
İki liste olan tüm mahallelerde sorun var gibi ama üyeler itiraz gereği bile görmüyor. Çünkü ‘kimi kime şikayet edeceğiz’ düşüncesi hakim. Ama herşeyi açık şeçik yazıp çiziyorlar…
Cumartesi günü ben de demokrasi şöleni olmasını arzu ettiğim seçimde antidemokratik baskıları, yönlendirmeleri gördüm…
Dün de seçimlerde iş tehditleri ve şiddet iddiaları Deniz Mahallesi’nin yıllarca temsilciliğini de yürütmüş Şükran Akkaya tarafından sosyal medyada paylaşıldı….
Meclis üyelerinden milletvekillerine kadar (danışmanları aracılığıyla) müdahil olunduğu, kahvelerden seçimlerin yönlendirildiği, sandık güvenliğinin taciz edildiği, oy kullanmaya gelmeyen üyelerin yerine oy kullandırıldığı vs yenilir yutulur iddialar değil…
Kendi mahallemdeki seçimlerden biliyorum, sandığa neredeyse tüm ilçe yönetimleri oturdu. Seçim mahallinde üyeye baskı kuruldu, üyelere yöneticiler tarafından bir liste empoze edildi, zarfla birlikle üstte empoze edilen liste verildi, hazirunun resmi çekilip servis edildi ki gelmeyenler aranıp baskı kurulsun vsvs…
Ne acı…
CHP, böyle olmamalı. Atatürk’ün partisi, iktidarı beklenen, özlenen ve iktidara yürüyen CHP’de bu olmamalı. Demokrasinin partisi CHP’de seçimler şaibeden uzak, tüzük, yönetmelik ve teamüllere uygun olmalı…
Genç, kadın, emek ağırlıklı olmalı…
Üye “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” dese de türlü baskı ve şaibelerle bu sağlanamıyor…
Demek ki koltuk sahipleri çok korkuyor. Koltuklarının sallandığını düşünüyor ve kazanmak için Makyavelist anlayışta hareket ediyor…
Dürüst, temiz ve ilkeli siyasetin adresi CHP’ye bu durum yakışmıyor…
Üye de kamuoyu da genel merkez de bu durumu kabul edemez. Ki genel merkeze kadar ulaşan iddialara dair bir adım atılması da bekleniyor…
Öte yandan demokrasi ve demokratik seçim açısından Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılacak bir değişimle delegelik sisteminin kalkması ve tüm üyeyle seçim yapılması tüm tartışmaları ortadan kaldıracak, üye kaynaşmasını sağlayacak, tabanı hareketlendirecektir…
CHP’ye yakışan tablo için yetkililerin harekete geçeceğine inancıyla CHP’de en büyük ve onurlu makamın üyelik olduğunu hatırlatırım…