Covid-19 hayatımıza girdiğinden beri yaşamımızın akışı değişti. Pandemi döneminde insani değerlerimizin belki de farkında olmadan birçoğunu yitirdik.


Evrene, yoksunluğumuza, yokluğumuza, ilişkilerimize öylesine yabancılaştık ki, aynaya baktığımızda; 'acaba bu ben miyim' diye sorar hale geldik.


Pandemi sürecinin en büyük vurduğu darbe ise 'bencillik' olgusunun insana ne kadar çok yakıştığını göstermesi oldu.


İnsanoğlu, bencilliğiyle yüzleşmesi gerektiğini öğreneceği yerde yıllarca beynimize mıh gibi çakılan, 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' söylemini benimsemeyi tercih etti.


Bu ben merkezci anlayış diğer yaşamları tehdit ederkenözgürlük alanlarını daraltırken birileri, bu durumu fırsat bilip iktidarlarını pekiştirdiler.


İnsan yaşamının değersizleştirildiği bu süreçte iktidar gücünü arkasına alan bazı meslek erbapları, (hangi meslek gurubundan olursa olsun) 'nasılsa bana bir şey olmaz' düşüncesiyle hayatları karartmaktan çekince duymuyor.


Bu meslek grupları içerisinde doktorların sıkça adının geçmesi gerçekten çok üzücü.


Pandemi süreci boyunca her türlü riskleri göze alarak, canını dişine takan doktorlarımızı, sağlık çalışanlarını, sağlık emekçilerini elbette tenzih ederim. Hakları ödenmez, ödeyemeyiz.


Ama bazı çürük yumurtaların da var olabileceği gerçeğini göz ardı edemeyiz.  Doktorların en birincil görevi insanı yaşatmaktır, süründürmek değil... Hipokrat yemininin ana felsefesi de budur.


Manavgat Sütçüler Birliği Başkanı Bilal Ay aşağıdaki paylaşımı yapmamış olsaydı bu yazının konusu çok farklı seyrederdi.


Ancak başkanın içi o kadar yanmış ki, 'Ben yandım bari sizler yanmayınTedbirinizi alın' diyerek vatandaşı uyarıyor.


Noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum:

'15 Ağustos 2021 pazar günü kayınpederim ve baldızımı cevizlide olduğumuz için Akseki ye devlet hastanesine görürdüm hafif üşütme var deyip geçiştirdiler ne tahlil ne filim hiç bir şey yapmadılar kapının girişinde hoş sohbet kahkaha muhabbete devam ettiler hastaları aldım görürdüm bir gün sonra yani 16 ağustos 2021 günü durumları ağırlaştı Manavgat eslem hastanesine getirdim her ikisi de ağır kovidli olduğunu söylediler tedavileri yoğun bakımda devam ederken hastanın birisini 5 Eylül gecesi diğerini de 16 Eylülde kayıp ettik demem o ki Akseki’deki doktor ve ekibi sohbetini bölüp gerçekten görevini yapsaydı o hastalara soğuk algınlığı diyeceğine test yapsaydı kovid olduğunu söyleseydi hem komple aile kovid olmazdı hem de erken müdahale olurdu bütün yetkililere duyurulur başkaları yanmasın dikkat diyorum'


Başkan, doktorlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu bilgisini görüşmemizde söyledi.


İnsan yaşamını önemsemeyen böyle doktorların varlığı, canı pahasına 7/24 görevinin başında olan meslektaşlarına yapılan en büyük haksızlık değil mi?


Bu kutsal mesleği lekelemek hiçbir sağlık çalışanının hakkı olmamalı...