Komşu ilimiz Burdur’un Yeşilova İlçesi’ndeki Salda Gölü’nü hem komşunun hassasiyeti hem de gelecek nesillere hasarsız bırakma duyarlılığıyla takipteyiz. Dün kamuoyuna yansıtılan ‘revizyon’ haberlerini dikkatle okudum ama bir şey anlamadım. Geçtiğimiz Nisan ayında pandemi fırsatçılığıyla kepçelerin, kamyonların girip kumlarının taşındığı Salda Gölü’nde olan olmuşken yapıların 5000 metre geriye çekilmesi ne anlam ifade ederdi ki!
Yine açtım telefonu Burdur’dan konunun takipçilerinden görüş aldım. Ama maalesef hem yasaklar hem de pandemi kısıtlamaları nedeniyle konu günbegün takip edilemiyor. Hatta 65 yaş yasakları nedeniyle Gazi Osman Şakar, aylardır alana uğrayamamış…
Bir iki gün içerisinde yerinde inceleme yapıp bize ve kamuoyuna açıklama yapacak. Ama o da pek umutlu değil, haberlerden. Çünkü olan olmuş bir kere…
Açılan dava, suç duyuruları ve pandemi bile etkilemedi süreci. Çevrecilerin ve halkın isyanına rağmen atı alan Üsküdar’ı geçti…
Ama ‘çevre hassasiyetlerini’ göstermek adına bakın revizyon da yapıldı mesajı veriyorlar…
Salda Gölü’nü koruma bölgesi ilan edip, kıyısını ‘millet bahçesi’ adıyla yapılaşmaya açanlar aklımızla dalga geçiyor…
Oysa bu memleket hepimizin. Doğasıyla, kültürel zenginliğiyle bizim olan memlekete rant uğruna kıymaya gerek var mı?
Milletin ihtiyaçları bahane edilerek oraya kondurulan büfe vs aslında doğaya hançerden başka birşey değil…
Yarın o kumsal bozulduğunda telafisi var mı?
Yol yakınken dönülsün diye çok uğraşıldı ama ya sesimiz yetkililere gitmedi ya kendimizi anlatamadık. Çevrecilerin ve halkın duyarlılığı, mücadelesi bizim de mücadelemizdir. Hepimizin mücadelesi de olmalıdır…
Ama maalesef bizzat korumakla görevliler, kıyıyor Salda’ya…
Korkuteli Dereköy’de de aynısı…
Tarım Müdürü, Vali Yardımcısı, Milli Emlak temsilcisi halkın ‘hayır’ dediği kömür madeni ruhsatına onay veriyor…
Yetmiyor Toprak Koruma Kurulu’nda çıkan hayırı bypass etmek için alan daraltması yoluna girişiliyor…
Ne diyeyim ki memlekete dünyayı saran pandemi bile ders olmuyor…
Daha çok kazanma hırsı herşeyi para olarak görmeye ve yok etmeye devam ettikçe; krizler, sıkıntılar da bitmeyecek belli…
Ama pes etmek yok, mücadeleye devam…
Komşu ilimiz Burdur’un Yeşilova İlçesi’ndeki Salda Gölü’nü hem komşunun hassasiyeti hem de gelecek nesillere hasarsız bırakma duyarlılığıyla takipteyiz. Dün kamuoyuna yansıtılan ‘revizyon’ haberlerini dikkatle okudum ama bir şey anlamadım. Geçtiğimiz Nisan ayında pandemi fırsatçılığıyla kepçelerin, kamyonların girip kumlarının taşındığı Salda Gölü’nde olan olmuşken yapıların 5000 metre geriye çekilmesi ne anlam ifade ederdi ki!
Yine açtım telefonu Burdur’dan konunun takipçilerinden görüş aldım. Ama maalesef hem yasaklar hem de pandemi kısıtlamaları nedeniyle konu günbegün takip edilemiyor. Hatta 65 yaş yasakları nedeniyle Gazi Osman Şakar, aylardır alana uğrayamamış…
Bir iki gün içerisinde yerinde inceleme yapıp bize ve kamuoyuna açıklama yapacak. Ama o da pek umutlu değil, haberlerden. Çünkü olan olmuş bir kere…
Açılan dava, suç duyuruları ve pandemi bile etkilemedi süreci. Çevrecilerin ve halkın isyanına rağmen atı alan Üsküdar’ı geçti…
Ama ‘çevre hassasiyetlerini’ göstermek adına bakın revizyon da yapıldı mesajı veriyorlar…
Salda Gölü’nü koruma bölgesi ilan edip, kıyısını ‘millet bahçesi’ adıyla yapılaşmaya açanlar aklımızla dalga geçiyor…
Oysa bu memleket hepimizin. Doğasıyla, kültürel zenginliğiyle bizim olan memlekete rant uğruna kıymaya gerek var mı?
Milletin ihtiyaçları bahane edilerek oraya kondurulan büfe vs aslında doğaya hançerden başka birşey değil…
Yarın o kumsal bozulduğunda telafisi var mı?
Yol yakınken dönülsün diye çok uğraşıldı ama ya sesimiz yetkililere gitmedi ya kendimizi anlatamadık. Çevrecilerin ve halkın duyarlılığı, mücadelesi bizim de mücadelemizdir. Hepimizin mücadelesi de olmalıdır…
Ama maalesef bizzat korumakla görevliler, kıyıyor Salda’ya…
Korkuteli Dereköy’de de aynısı…
Tarım Müdürü, Vali Yardımcısı, Milli Emlak temsilcisi halkın ‘hayır’ dediği kömür madeni ruhsatına onay veriyor…
Yetmiyor Toprak Koruma Kurulu’nda çıkan hayırı bypass etmek için alan daraltması yoluna girişiliyor…
Ne diyeyim ki memlekete dünyayı saran pandemi bile ders olmuyor…
Daha çok kazanma hırsı herşeyi para olarak görmeye ve yok etmeye devam ettikçe; krizler, sıkıntılar da bitmeyecek belli…
Ama pes etmek yok, mücadeleye devam…