Antalya'da Muratpaşa Belediyesi’nin Türkiye ve dünyanın sorun alanlarına odaklandığı Forum Muratpaşa’nın 5’incisi ‘Tarım’ gündemiyle Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Forumun açılışında konuşan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, dünyanın artan nüfusuna yiyecek ve tarımın gerekli olduğunu belirterek, Türkiye’nin çeşitli iklimlere sahip büyük bir coğrafya olduğunu kaydetti.
"500 Tarım Kooperatifi ile Örgütleyin"
Türkiye’nin doğal bir tarım merkezi olduğunu işaret eden Uysal, “Yüksek bir tarım potansiyelimiz var. Güvenli gıdaya ulaşımımız çok önemli. Tarımın niteliği bütün insanların yaşamını etkiliyor. Tarım iktisadi, coğrafi yaşam alanı ve para kazanma alanı olmasıyla da kıymetli. Ülkemizde dünya ile ölçülebilecek bir tarım yok. Dünyada tek, yalnız küçük işletmelerle yapılamayan tek şey tarımdır. Avrupa ülkelerinde görüyoruz. Yüksek teknoloji ve toplu olarak yapılan karlı satın alma ve karlı satış için birlikte yapılmalıdır. Biz tarımsal büyüklükleri oluşturamadık. Ülkeyi 500 tarım kooperatifi ile örgütleyiniz. Tarım ve Orman Bakanlığına sesleniyoruz. Derhal çiftçileri toplu alım ve satım, yüksek teknolojiye, mühendise, krediye, sistemi takip edebilecekleri, rahat araç gerece ulaşabilecekleri ve hayvancılığı da kapsayacak şekilde isterse 501 yapsınlar derhal bölüp örgütlenmeleri gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.
Uysal, Türkiye’nin bütün su olanaklarını vahşi sulama yapmadan örgütlemesi gerektiğinin altını çizdi.
Su alt yapısının güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Uysal, Vahşi sulamana engellenmesini ve ekilebilen tüm alanlara su götürülmesi gerektiğini vurguladı.
"Türkiye'de Tarımın Yapılandırılması Gerekiyor"
Teşvik mevduatlarını derhal yenilemesi gerektiğini dile getiren Uysal, “Tohum ıslahı, damızlık yerli ürünlerin dünya ile yarışacak alanlardan, bırak vergi almayı üzerine para verilmesi gerekir. Ülkenin önünü açacak şeylerdir. Örgütlü ve teknolojik tarım önemlidir. Yerli ırklarımızın hem bitki hem hayvanlarda bunların verimliliklerinin arttırılması gerekiyor. İthalattan çok daha önce ele alınması gereken konu, büyük teşvikler verilmesi gerekiyor. Tek bilenen şey piyasada mal azalınca ithalat yapmaktır. Dünyada artık bizim 1929-1939 yıllarında yaptığımız gibi kendi ürünlerini koruyor. Ulus devletlerin tam göbeğinde tarım var. Çiftçimizi köyde tutarsak, yaşantısını geliştirirsek, ürünlerini genişletirsek, kazancı artarsa anlamlı olur. Çiftçinin yaş ortalaması 59, ekilebilir alan 1960 rakamlarının altında. Türkiye’de yeniden tarımın yapılandırılması gerekiyor. Bunları yaparsak 10 yıl içinde Konya kadar toprağı olan Hollanda’yı yakalayabiliriz. İthalata bağımlı tarım sektörü olmaz. Türkiye için tarım çok anlamlı ve romantiktir. Türkiye nüfusunun yüzde 90’ı çiftçi kökenlidir.” açıklamasında bulundu.
Daha sonra Gazeteci Yazar Meliha Okur moderatörlüğünde, Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, Ziraat Mühendisi İbrahim Oğuz ve Simurg Kadın Kooperatifleri Birliği Başkanı Sibel Uyar sunumları eşliğinde Türkiye tarımını ele aldı.
"Tarımın Sorunu Yok"
Ziraat Mühendisi İbrahim Oğuz, yeni dünya düzeninde tarım ve gıda ekosisteminde Türkiye’nin yerinin önemli ve şanslı olduğunu belirtti.
Dünya tarımının 1.4‘ünün Türkiye’de yapıldığını aktaran Oğuz, “Üretme ile hiçbir sorunumuz yok. Bir çok üründe ilk sıralardayız. 5 yılda Hollanda’yı yakalarız. Biz neyi yapamıyoruz. Tarımın sorunu yoktur. Sorun eğitim politikalarımız, kamusal örgütlenme yapımız bozuk, tarım politikalarımızda zikzaklarımız var, hukuk ve adalet yapımız da sorun var, coğrafi ve kültürel farklılıklarımız var, ölçek ekonomimiz, miras hukukumuz var, üreticilerin örgütsüzlüğü, etik sorunlarımız var, ortak akıl yok.” dedi.
"Türkiye'nin Tarımda Elini Kolunu Bağlıyor"
Dünyanın bir ticaret savaşına doğru gittiğini dile getiren Oğuz, “ABD bazı ülkelere gümrük tarifeleri koyuyor. Dünyada kartlar değişiyor. ABD ekonomik gücünü kaybedeceğini görüyor ve ciddi riskler alıyor. Yeni düzende ben tek adam oluşturmam lazım diyor. En çok etkilenecek ülkeler Çin, Vietnam Meksika, Kanada, Güney Kore, Japonya ve AB ülkeleri. ABD sermayesi ile büyüdükleri için şimdi benim zengin olmamı sağlayacaksınız diyor. Bazı ülkeler gıda milliyetçiliği yapıyor. Dünya Ticaret Örgütü, Türkiye’nin tarımda elini kolunu bağlıyor. Dünyada petrol fiyatları yükselirse gıda fiyatları yükselir. Petrol fiyatları düşerse gıda fiyatları düşer.” ifadelerine yer verdi.
"Avrupa Pazarında Devre Dışı Kalabiliriz"
AB ve Mercosur ülkeleri ile serbest ticaret anlaşması gerçekleşmesi halinde Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması’ndan dolayı Mercosur ülkelerinin tarımsal ürün pazarına dönüşebileceğini öngören Oğuz, “Bu anlaşma bize bir şey daha dayatacak, ‘senin çiftçin üretmesin ben sana ucuz gıda getiririm’. Türkiye Avrupa pazarında devre dışı kalabilir. Birim maliyetler Türkiye’de yükseliyor. Biz doğal olarak oyunun dışına çıkarılıyoruz. Tarımsal emtia fiyatları ciddi şekilde gerileyecek.” diye konuştu.
Fırsatlar
Türkiye için fırsatların da doğacağını belirten Oğuz, Dünyada petrol fiyatlarının azalmasının Türkiye’nin cari açığını rahatlatacağını kaydetti. Türkiye’nin neleri yaptığı veya yapamadığı noktasında kendisine bakması gerektiğini dile getiren Oğuz, ortak akılla, ortak vatan, bağımsız, siyaset dışında bakan gözlerle tarımın değerlendirilmesi gerektiğini sözlerin ekledi.
"Kavramları Kavrayamama Sorunu Var"
Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, Türkiye’de tarımda kulaktan dolma bilgilerim hakim olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin 71 bitkisel ve hayvansal ürününün dünyada 4’üncü sırada yer aldığını aktaran Kahveci, “84 ürünümüz ilk 10 içinde. Dünyada üzümde 5’inci sırada ama şarabını satmada 52’inci sıradayız. Varlıklarımızla ilgili problemimiz yok. Kavramları kavrayamamak, analitik düşünememek, politika üretememek sorunumuz var. Kavramları kavrayamazsak çözüm üretemeyiz ve doğru politikayı bulamayız. Kavramları anlayabilirsek, çözümü rahatlıkla bulabiliriz.” dedi.
"Ülkede Çiftçi Sayısı Azalmıyor"
Tarımın zor eriyen bir sektör olduğunun altını çizen Kahveci, “Kişi, çiftçiyse vazgeçme şansı birden bire değildir. Kapıyı kilitledim hadi bana eyvallah değildir. Hayvancıysa, seracıysa, tarımcıysa yavaş yavaş olur. Tarımda anahtar kapatmak ancak o ülkenin işgali ile olur. Çiftçi sayısı azalıyor mu Türkiye’de hayır. Şuan ki verilere göre 4 milyon 800 bin çiftçi var. Eriseydi bu ülkede arz sorunu olurdu. Gerçekten sopayı vurduk ölmüş olsalardı bizim arz sorunumuz olurdu. Üretim sorunumuz olurdu. Bizim üretim sorumuzu yok, arz sorunumuz hemen hemen yok. Türkiye TÜİK’teki tarımsal ürünler üzerinden hayvansal üretim dahil 230 milyon ton ürün üretiyor. Bu ülkede biz çiftçi gelirlerinden, para kazanamamasından bahsediyorsak ceket ve gömleklerimizi çıkaracağız. Bizim arzla, üretimle, üretim verimliliğiyle ilgili sorumluluğumuz yok. 4 milyon 800 bin çiftçi, bu ülkede 100 milyon insanı besliyor.” şeklinde konuştu.
“Tarımda politikasızlığın olmaması ise politikadır” diyen Kahveci, “Tarım bir kültürdür, tarım bir dinamiktir. Tarım doğaya karşı yapılan bir işlemdir. 31 ürün Türkiye’de tarımın yüzde 58’ini oluşturuyor. Fiyatı çözmeden desteklemelerle şuna bunla bu iş olmaz. Size maliyet, artı fiyat olduktan sonra başka bir şey gerekmez. Türkiye’de kaynak sorunu yok, nasıl yöneteceğimizle ilgili problemimiz var.” değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'yi Kadınlar ve Gençler Kurtaracak"
Moderatör Gazeteci Yazar Meliha Okur, Türkiye’de günlük politikalar üzerinden tarımın konuşulmasının bırakılması gerektiğini ifade ederek, Türkiye’nin tarımda para kazanması gerekir. Üretici üretiyor, para kazanamıyor, ana sorun budur. Türkiye’yi kadınlar ve gençler kurtaracak. Bu kooperatifler sosyal kooperatifçiliktir. Yapı kooperatifleri bir kenara bırakıyoruz. Türkiye’de 50 çeşit kooperatif vardır. Örgütlenme Türkiye’nin temel sorunudur. Örgütlenmekten korkmayın, el ele verin ve dayanışma ile yola devam edin. Antalya tarımın başkenti, Türkiye’yi besliyor.” dedi.
"Tarım Bir Bağımsızlık ve Güvenlik Meselesidir"
Simurg Kadın Kooperatifleri Birliği Başkanı Sibel Uyar, kalkınmanın yerelden başlamasına dikkat çekerek, tarımın geleceğinin yerelden inşa edileceğini belirtti.
Köylerin adını mahalle yapmakla köyleri değiştirilmediğini dile getiren Uyar, “ABD’yi yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yok. Özümüze döneceğiz. Kışın domates yemiyordunuz, şimdi neden yiyorsunuz. Patlıcan yazın yenir. Tarım alanlarının imara açılmaması bir tercih değil yasal zorunluluktur. Stratejik planlamalarında tarıma mutlaka yer vermelidir. Tarım sadece bir üretim değil bağımsızlık ve güvenlik meselesidir. Devletler artık sadece silahlarla savaşmıyorlar gıdayla savaşıyorlar. Vergilerle anlaşmalarla da savaşıyorlar. Gıda bir güvenlik meleşesidir. Kalkınma yerelden başlayacak ki bütüne çıkabilsin. Tarım bir zorunluluksa bütüncül olacaksa öncelikle Ayşe Teyze’den Ahmet abiden bizim doğru anlatarak bu işi yapmalıyız. Bilimi doğru kullandığınız zaman ve teknik desteği aldığınız zaman kazancı da doğru alabiliyorsunuz. Dayanışma ve yerel yönetim çok önemlidir.” açıklamasında bulundu.
Soru cevapla katılımcıların ortak edildiği forumun ardından Başkan Uysal, katılımcılara plaket takdim etti.