Panelde konuşan Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, ülkesinin barış çağrısına rağmen Rusya’nın saldırılarını sürdürdüğünü belirterek, “70 füze, 200 binden fazla İHA ve güdümlü bomba kullanılıyor. Siviller doğrudan hedef alınıyor. Bu savaşın adil şekilde sonlandırılmaması halinde ödenecek bedel daha da ağır olacak” dedi. Sybiha ayrıca, Helsinki Nihai Senedi’nin 10 ilkesinin Rusya tarafından ihlal edildiğini, uluslararası hukukun bir beyan değil, bağlayıcı bir norm olduğunu vurguladı. Ukrayna’nın, Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Sybiha, kalıcı ve adil bir barış için BM ve Cenevre Sözleşmeleri'nin reforme edilmesi gerektiğini ifade etti.
'RUSYA 10 İLKEYİ İHLAL ETTİ'
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, Ukrayna'nın ateşkesi kabul ettiğini, Rusya'nın terör saldırılarına devam ettiğini belirterek, "70 füze, 200 binden fazla İHA ve güdümlü hava bombası atıyor. Bunları özellikle sivillere atıyor. Bu da dünyaya kimin barış, kimin savaş istediğini belirtiyor zaten. Ukrayna ve Avrupa güvenliği birbirinden ayrılmaz ikili. Ukrayna, Avrupa güvenliğinin geleceğini şekillendiriyor. Avrupa güvenliği Asya, Orta Doğu ve Afrika için de önemli. Helsinki Senedi söz konusu olunca Rusya 10 ilkeyi ihlal etmiş durumda. Uluslararası hukuk hukuktur, bir beyan değildir. Görüyorsunuz ki Ukrayna, 24 Şubat tarihinden itibaren uluslararası sistemin olmadığının kanıtıdır" dedi.
'ADİL VE KAPSAMLI BARIŞ İSTİYORUZ'
BM’nin reforme edilmesi gerektiğini aktaran Sybiha, "İnsancıl hukukun, Cenevre Sözleşmesinin de güncellenmesi gerekiyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında zalimce şeyler oluyor. Ukrayna olarak böyle acı bir deneyimimiz olmasına rağmen biz katkı sunmaya razıyız. Kalıcı barışı sağlamak lazım. Adil ve kapsamlı barış istiyoruz. Müttefik tedariği noktasında bağımlı olmamamız gerekiyor. Savunma sanayi kapasitemizi 6 kat artırdık. Ukrayna üyeliği, NATO için sadece gündemde olmamalı" diye konuştu.
Savaşın adil şekilde sonlandırılmazsa herkesin ödeyeceği bedelin çok daha yüksek olacağını kaydeden Sybiha, "Ukrayna halkı bu bedelin en yükseğini ödüyor. Bağımsızlığımız, egemenliğimiz, toprak bütünlüğümüz pahasına olacak girişimleri Ukrayna asla kabul etmeyecektir. Kırım Ukrayna’dır, bunun altını çizmek istiyorum" dedi.
'AB'NİN GENİŞLEMESİNİ DESTEKLİYORUZ'
Hırvatistan Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Gordan Grlic Radman, Avrupa'nın tek bir bölge olarak görüldüğünü belirterek, "Sürdürülebilir kalmak için kurallarımız olması gerekiyor. Bizi bağlayan her şeye saygı duymamız gerekiyor. Hırvatistan olarak biz AB’nin genişlemesini destekliyoruz. Liyakate dayalı ilerlemeler görmemiz gerekiyor. Biz kriterleri karşılamak için uğraştık. Ukrayna, AB üyesi olmak istiyorsa bazı kriterleri yerine getirmesi gerekiyor. Ukrayna’yı da Moldova’yı da Balkanlardaki ülkeleri de AB’de görmek istiyoruz. Vatandaşlar istikrar ve barış içerisinde yaşamak istiyor. Avrupa olarak bunu sağlamamız lazım. Böyle saldırılara daha hazırlıklı olmamız gerekiyor. Saldırılarla ve tehditlerle karşı karşıyayız. Dikkatimiz ve odağımızı savunmamızı güçlendirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'UKRAYNA'YA DESTEĞE DEVAM EDECEĞİZ'
NATO Genel Sekreterinin Siyasi İşler ve Güvenlik Politikasından sorumlu Yardımcı Vekili Javier Colominaz, “Ukrayna’ya destek vermeye devam edeceğiz. Amacımız desteği iki katına çıkarmak. Müzakerelerde de Ukrayna’ya destek verebilmek istiyoruz. ABD’nin müzakerede liderlik üstlenmesini hoş karşılıyoruz. İsteğimiz yakın zamanda kalıcı barış. ABD, Avrupa’nın çalışmalarını arttırmasını istiyor. Ukrayna’nın güvenlik garantisine ihtiyacı var. Trans Atlantik güvenliği için kolektif olmamız gerekiyor. ABD, Avrupa’nın çok daha fazla şey yapmasını istiyor. ABD angajmanına devam edecek. NATO’da taahhüdümüz var ve bu yüzden Avrupa’nın elini taşın altına daha fazla koyması gerekiyor. NATO’ya dahil olmak zor dense de biz elimizden geleni yapıyoruz. NATO’nun nasıl genişleyeceği yönüne çalışıyoruz. Ukraynalı dostlarımızla birlikte çalışıp müdahalelere devam edeceğiz" dedi.
'KİEV BARIŞ İSTESE DE MOSKOVA YANAŞMIYOR'
İngiltere Avrupa ve Kuzey Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty, “İlkeler temel ve bunların değişmesi gerekmiyor. Helsinki Senedi’nde prensiplerin ihlal edildiğini görüyoruz. Aynı zamanda BM şartı da tehdit altında, Ukrayna saldırıları nedeniyle. Genel demokrasimize karşı yapılan saldırılar var. Egemenlik, bağımsızlık toprak bütünlüğü ilkeleri ihlal ediliyor. Birleşik Krallık olarak Ukrayna’ya destek vermeye devam edeceğiz. Bugün de 100 yıl sonra da. Avrupa Atlantik güvenliğine destek oluyoruz. Ukrayna’da kalıcı barış istiyoruz. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da barışın sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi. Bu ancak herkesin azmi olduğunda ortaya çıkabilir. Ancak Kiev barış istese de Moskova yanaşmıyor. Bizim NATO ortakları olarak daha fazla çalışmamız gerekiyor. Rusya’nın yaptırımların etrafından dolanmak için yaptığı çalışmalar var. Bu üstü kapalı finansörler aslında Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yaptığı saldırıları da desteklemiş oluyor. Biz bu kişilere karşı önlemler almaya çalışıyoruz" diye konuştu.
'BU SADECE ASKERİ ÇATIŞMA DEĞİL'
Finlandiya Dış ve Güvenlik Politikası Direktörü Outi Holopainen, “Helsinki Senedi Avrupa güvenliği için temel oluşturmaktadır. Bu senette yazılanlara bakıldığında devletlerin dayanışması ve bütünlüğü, tüm ülkeler kendi güvenliklerinden ayrı, farklı boyutlara da sahiptir. Finlandiya bunun için NATO’dadır. Egemen devletlerin de yeni kararlar alması gerekiyor. Finlandiya uzun süre tarafsız bir ülke olarak bilindi. Askeri müttefik olmak hepimiz için önemli. Çok derin iş birliğine ihtiyaç duyulmakta. Şu anda hepimizin olması gereken nokta bu. Ukrayna’yı destekliyoruz. Sizlerle birlikteyiz aynı zamanda da BM şartının da yanındayız. Üzerinde durmamız gereken birçok çatışma var. Bu sadece askeri çatışma değil. Bizim ekonomi, teknoloji ve güvenlik arasındaki bağlantıya dikkat kesilmemiz gerekiyor" dedi.
'HERKESİN ELİNİ TAŞIN KOYMASI GEREKİYOR'
Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay ise şöyle konuştu:
“Ayrışmaz bir güvenlik ortaya koymamız gerekiyor. NATO’nun üyesi olduğumuzda örgütün misyonlarını ortaya koymamız gerekiyor. Brüksel’in Ankara’ya, Ankara’nın Oslo’ya, Oslo’nun Londra’ya ihtiyacı var. Savunma sanayisinde ortak anlaşmalarla nasıl çalışabilir bakmak lazım. Avrupa güvenliği için birlikte çalışıyorsak herhangi bir duruma karşı hazır olmak için kolektif bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Olay sadece askeri güvenlik değil. Hiçbir aktörü savunmadan tamamen sorumlu hale getirmemek gerekiyor. Her bir aktörün rol üstlenmesi gerekiyor. Biz Türkiye olarak bu iş birliğine açığız. Türkiye’nin girişimleri ve katkısı sadece askeri kapasitesi ile kısıtlanmamalı. NATO’nun askeri güç anlamında 2’nci sıradaki ülkesiyiz, çok büyük bir pazarımız ve rekabetçi üretimimiz var. Bu yüzden katılmaya ve destek vermeye hazırız. Türkiye Avrupa güvenliği için bunu yapabilecek en büyük aktör aslında."